17 Mayıs’ta hastaneye kaldırılmadan kısa süre önce erken seçimi sorduğumuzda Ecevit, “Erken seçim yanlış olur” demiş ve eklemişti: “İktidar, siyasî ömrünü tamamlaması lâzım...”
Solda ittifak için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ismini gündeme getirdiği sıralarda, ne sorulsa, konuyu Büyükerşen’in liderliğinde solda birlik konusuna getiriyordu.
Bülent Ecevit’in gerçekleştiremediği projeyi hayata geçirmek için Rahşan Ecevit dün 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i ziyaret etti.
12 Eylül siyasetin üzerinden buldozer gibi geçmişti. İhtilâlin ilk şoku atlatıldıktan, siyasî partilerin kurulmasına yeşil ışık yakıldıktan sonra CHP’nin son yöneticileri Mustafa Üstündağ ve Hikmet Çetin’in de aralarında bulunduğu bir grup, yeni sol parti için çalışmalara başladı. Grubun ilk işi son genel başkan olarak Ecevit’i ziyaret etmek oldu. Ecevit onlara yeşil ışık yakmadı, solda parti kurmak yerine kooperatif kurmalarını önerdi. Onlar tabiî yine parti kurma çalışmalarını sürdürdü ve SODEP’i ortaya çıkardılar.
12 Eylül öncesi CHP’de yaşadığı fraksiyon kavgaları nedeniyle Ecevit yollarını ayırmıştı. DSP’yi kurdu. Birkaç emanetçi ile işi götürdü. Bülent Ecevit yasaklı ancak Rahşan Ecevit’e bir engel yoktu. Rahşan Hanım eşinin yerine emaneti üstlendi, yasakları kalkınca da koltuğunu eşine devretti. Bu kez ise onun projesini üstlendi. Sağlığı elverir de Bülent Ecevit iyileşirse, nereye kadar getirirse o noktada eşine devredeceğinden kuşku yok.
***
Solda birleşme adına yürüyen üç ayrı çalışma, sağda ise birkaç proje ve ortada bir de cephe oluşturma çabaları var. Tek tek açmakta fayda var.
Ecevit ailesi Büyükerşen etrafında, İtalya’daki zeytin dalı ittifakına yönelik bir girişim sürdürülüyor. Bülent Ecevit’in rahatsızlanarak fiilen devreden çıkması bu projenin bir ayağını topal etti. Bir adım ileri gidip, “Projenin ölü doğmasına neden oldu” demek istemiyorum.
Peki, DSP lideri Zeki Sezer bu işin neresinde. Bülent Ecevit sağlıklı olduğu günlerde, “Genel başkanımızla konuşup birlikte karar aldık” demesine karşın duyumlarımız Sezer’in kerhen desteklediği yönünde.
Solla ilgili medyanın özellikle de Doğan Grubu’nun bir çalışması var. Onlar CHP endeksli bir birliktelikten yanalar. Buna CHP’ye katılım demek de mümkün değil. Baykal’dan DSP’lilerin gönlüne hoş gelecek Ecevit’e mersiyeler dizili mesajlar yayınlamalarının hikmeti bu.
Ancak daha önceki birleşmelerin Baykal’ın diğer liderleri öğütmesi ile sonuçlandığı için sadece, “Baykal istedi olmadı” mesajına yönelik rakibi minder dışına itmek için yapılan peşrevler bunlar. CHP ile SHP birleşti ne oldu? Yüzde 4.5 oyu olun ve tek bir milletvekili bulunmayan CHP, SHP’yi yuttu. CHP ile SHP’yi birleştiren Hikmet Çetin, seçimlerde milletvekili aday adayı bile yapılmadı.
Bu iki kanalın ortasında yürüyen DİSK’in öncülük ettiği, Ertuğrul Günay’ın da içinde yer aldığı “10 Aralık hareketi” ise partileşme kararı aldı. Solda birlik için yola çıkıldığında, CHP, SHP ve DSP olmak üzere 3 parti vardı, şimdi dördüncüsü geliyor.
***
Peki sağda durum ne?
Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’dan “Rahşan affı” ile kurtulduktan sonra daha binanın dışına çıkma sabrını gösteremeden mahkemenin koridorlarında açıkladığı siyasete dönme kararı var. Ancak ortada henüz bir proje yok.
Çok bilinen Demirelli, Haberallı, Büyükerşenli cephe oluşturma çabaları Mesut Yılmaz’ın kararı ile hesaplar karıştı.
Bir köyde çok muhtar adayı olursa, seçimi eski muhtar kazanır yöntemi çok bilinen ve geçerli bir yöntem. Bir süre izleyip öyle karar vermekte yarar var. Usta bir poker oyuncusu olduğu belirtilen Mesut Yılmaz lider olarak girdiği her seçimi kaybetmesine karşın şöyle ya da böyle iktidar olmayı başarmış bir isim.
İktidarda devraldığı ANAP’ı, barajın çok çok altına çekerek, halktaki kredisini bitirdiği bir gerçek. Yüce Divan olayı nedeniyle karizması iyice çizildiği için şimdiden yer alacağı oluşuma, “Yüce Divan Cephesi” adı çoktan takıldı bile.
Ama bir gerçek var ki, Mesut Yılmaz’ın dönüşü ile birlikte çarşı iyice karıştı…
27.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|