Ramazan Öztürk, son yıllarda habercilik ve kaliteli program alanında ciddi program yapabilen isimlerden.
TRT’de yayınlanan “Kırılma Noktası” hem seviye açısından, hem de ciddiyet açısından kayda değer program...
Öztürk’ün jenerasyonundan kaç tane kaldı ki. Coşkun Aral, TRT’de bir ara yapıyordu. Özel kanallarda da gecenin bir saatine vererek, Aral’ı ödüllendiriyorlar(!).
Savaş Ay, üslubunu bozdu, stüdyoda insanları tokuşturarak, rating avına çıktı... Maksat gündem çıksın...
Önceki akşam, Vietnam gerçeğini anlattı. Minicik Vietnamlıların koskoca Amerikalıların nasıl burnunu sürttüğünü anlattı.
Onca teknolojik imkâna rağmen, bu minik insanlarla baş edemeyen Amerikalılara nasıl ders verdiğini görmek enteresan ve heyecan verici doğrusu.
Amerikalıları nasıl dize getirdiklerini anlatırken, heriflerin yüzlerce Vietnam karşıtı, Amerikan filmleri aklıma geliverdi.
O minicik tünellerle kazandığı savaşlarda koskoca iri cüsseli ABD’lileri perişan ettiler.
Ama iletişim araçlarından en önemli silahı, yani sinemayı kullanamadı. Ne yazık ki, okumamış embesil ABD’lilerin çoğu izledikleri filmlerden, Vietnam’ı kazandıklarını zannediyor. Çünkü, sinema sektörü bunların ellerinde yüzlerce filmlerde ABD’lilerin kazandıkları zaferleri farklı biçimde anlatıyor.
Düşünün, mesela Rambo. Enteresan mantık hatasıyla örülü.
ABD’liler madem Vietnam’da yenildi. Ama orada esir düşen askeri kurtarmak için bir tane ABD’li asker, bütün Vietnamlılarla baş edebiliyor. Topunu ateşe veriyor, kurşuna diziyor adeta.
Hal böyle olunca, embesil okumamış cahil ABD’liler “Ülen biz ne kadar kahramanmışız haberimiz yok” dercesine, kendilerini dev aynasında görüyor...
Ramazan Öztürk’ü tebrik ediyor, Kırılma Noktasını kaçırmayın diyoruz.
ÇİZGİ KARMAŞA
TRT’de çizgi film kargaşası sürüyor. Basına verilen materyallerde, bir “şaşırtmaca” var sanki.
İçinde “Piglet” isimli domuz karakteri bulunan “Winnie The Pooh” çizgi filmi TRT’nin almadığına dair haberler dolaşıyor şimdi.
TRT’nin Televizyon Dairesi Başkanı Muharrem Sevil, ’Piglet’ adlı domuz karakterinin yer aldığı çizgi filmi almadıklarını doğruluyor...
Hatta, Sevil, “İlk defa yabancı bir firma ile kurumsal anlamda anlaşma yapıyoruz. Uygun fiyatlarla güzel bir anlaşma imzalıyoruz. Çocuklara Walt Disney’de tatil imkânı sunuyoruz” diye konuşurken ekliyor:
“Türk kültür yapısına uymayan çizgi filmleri yayınlamayız”
Buna alkış.
Ama:
“Sabah yayınladığımız Micky ve Donald adlı çizgi filmde domuz karakteri vardı” demesin mi?
İşte burada da afallayıp kalıyoruz.
Sevil, “Mesela bir çizgi filmde Barbar Türkler geçiyorsa, ben bunu almam” derken, başka çizgi filmlerde çocuklara “domuz” karakteri sevdirilirse ne olacak?
Yoksa, “ne şiş yansın, ne de kebap” mı?
28.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|