19 Kasım 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Evrâd-ı Kudsiye


A+ | A-

Abdülkadir Bey: “Üstad Hazretlerinin Cevşen ile birlikte okuduğu Evrâd-ı Kudsiye nedir? Nelerden bahseder? Ne zaman ve nasıl okuyabiliriz?”

Evrâd-ı Kudsiye, Bahâeddin Şâh-ı Nakşibend Hazretlerinin Peygamber Efendimiz’in (asm) mânevî rûhâniyetinden mânâ âleminde ders aldığı kuvvetli ve tesirli bir duâ metnidir. Bedîüzzaman Hazretleri kimi zaman “Evrâd-ı Kudsiye”, kimi zaman da “Evrâd-ı Bahâiye” nâmıyla andığı bu duâ metni için, “Şâh-ı Nakşıbend’in kudsî bir evradıdır ki, Hazret-i Peygamber Aleyhisselâtü Vesselam’dan âlem-i mânâda ders almış”1 demektedir.

Baştan sonuna kadar Peygamber Efendimiz’in (asm) duâlarının özel bir düzenleme ile bir araya getirilmesinden meydana gelmiş olan bu yüksek metin, çok geniş bir niyazı ve çok kudsî bir yalvarışı ifade eder. Duâlarının hemen tamamı âyet ve hadis-i şeriflerde mevcuttur. Çok tesirli bir duâ metnidir. On dokuz defa ölümcül zehirle zehirlenen Bediüzzaman Hazretlerinin, okuyarak zehrin tesirini kırdığı duâlardan birisi de Evrad-ı Kudsiye’dir. Bir mektubunda bunu şöyle zikrediyor: “Kardeşlerim, merak etmeyiniz, Cevşen ve Evrâd-ı Bahâiye bu defa dahî o dehşetli zehirin tehlîkesine galebe etti; tehlike devresi geçti, fakat hastalık devam ediyor.”2

Evrâd-ı Kudsiye’de başlangıç Allah’ın isimlerine ayrılmıştır: Allah’ın Melik, Hayy, Kayyum, Hak, Mübîn olduğunu, O’ndan başka ilâh olmadığını, O’nun bizim Rabbimiz olduğunu, bizim yaratıcımız olduğunu, bizim O’nun kulu olduğumuzu ve gücümüz yettiğince O’nun ahdi ve vaadi üzerine bulunduğumuzu, yaratıklarının şerrinden Allah’a sığındığımızı, Allah’ın üzerimizde bulunan nimetlerini kabul ettiğimizi, günahlarımızı itiraf ettiğimizi ifâde ederek, “Ey Ğaffâr, ey Ğafûr olan Allah’ım, günahlarımı bağışla. Şüphesiz inanıyorum ki, Sen’den başka hiç kimse günahları bağışlayıcı değildir” niyazı ile bu duâya devam ediyoruz.

Allah’ı tenzih, Allah’a hamd, Allah’tan başka ilâh olmadığını ve Allah’ın en büyük olduğunu söyleyerek, yüksek ve büyük olan Allah’tan başka hiç kimsede güç de, kuvvet de bulunmadığını ifâde ile, O’nun Evvel, Âhir, Zâhir, Bâtın olduğunu ve O’nun her şeyi bildiğini zikrediyoruz.

Allah’ın muhtelif isimleri ile Allah’ı tenzih ve tesbih ifâdeleri ile duâ devam ediyor. Allah’ın Evvel olduğu, Allah’tan önce hiçbir şeyin olmadığı; Allah’ın Âhir olduğu, Allah’tan sonra hiçbir şeyin olmayacağı; Allah’ın Zâhir olduğu, hiçbir şeyin Allah’a benzemediği; Allah’ın Bâtın olduğu ve Allah’ın görmediği hiçbir şeyin bulunmadığı; Allah’ın çok olmayıp Bir olduğu, vezirsiz Kadîr olduğu, danışmasız İdareci olduğu zikirleri ile duâ devam ediyor.

Duâ, Tâ hâ, Tâ sîn mîm, Tâ sîn, Yâ sîn, Hâ mîm, Ayn sîn kâf gibi sûre şifrelerinden hareketle yüce sûreleri Allah’ın bizi kulluğuna kabûlüne, Allah’a imânımızın kemâle ermesine, şirksiz ve isyansız bir inanç içinde olmamıza, kâmil bir îmân ve istikametli bir amel-i sâlih içinde bulunmamıza şefaatçi yapar. Bu makamda Âyete’l-Kürsî’yi zikrederek duâya ve isteklere kuvvet verir.

Duânın diğer bir orijinal yanı, Kur’ân-ı Kerim’in kırkıncı sûresinden kırk altıncı sûresine kadar olan ve başlarında Hâ mîm şifreleri bulunan yedi sûreyi, yani Mü’min Sûresini, Fussilet Sûresini, Şûrâ Sûresini, Zuhruf Sûresini, Duhân Sûresini, Câsiye Sûresini ve Ahkaf Sûresini başlarında bulunan Hâ mîm ifâdeleri ile zikrederek ayrı ayrı anmış olması ve Allah’ın emrini kabûlümüze, Allah’ın yardımına ihtiyacımızın şiddetli olduğuna, günahlarımızın bağışlanmasına, tövbemizin kabûlüne, cezâsından affedilmemize, azabından korunmamıza bu sûrelerin şefaatini istemiş olmasıdır.

Allah’ın bizi şükredici kılması, Allah’ın bizi zikredici kılması, Allah’ın bizi O’nu isteyen kılması, Allah’ın bizi Kendisine itaatkâr kılması, Allah’ın tövbemizi kabul etmesi, kalbimizi arındırması, günah ve isyanlara karşı bizi koruması, kalbimizden mânevî hastalıkların, riyânın, gösterişin, kinin, nefretin, ihânetin, Allah’ın rızâsı haricinde olan her şeyin sevgisinin ve yönelişinin kaldırılması istekleri ile Cenâb-ı Hakk’a yönelişe devam edilir.

Yüksek ve faziletli bir duâ metnini dar bir çerçevede özetlemeye ne imkânımız, ne gücümüz vardır. En iyisi bu duâ ile bire bir muhatap olmak ve bu duâ ile Allah’ı kendimize muhatap ederek Allah’a yalvarmaktır.

İki salâvat ortasında yapılan duâların makbul olması ciheti ile Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin Evrâd-ı Kudsiyeyi, yüksek bir salâvat metni olan Delâilü’n-Nur’un ortasında okuduğunu, Evrad-ı Kudsiye bittikten sonra tekrar Delâilü’n-Nur okumaya devam ederek Delâilü’n-Nûr’u bitirdiğini yakın talebelerinin bildirdiğini burada ifâde edelim.

Bu duâ metnini her sıkıntımızda, her ihtiyaç hissettiğimiz zaman okuyabilir ve böylece yüce Allah’ı imdadımıza çağırabiliriz.

DUÂ

Ya Mücîbe’d-Daavât! Duâmı ibadet kıl! İbadetimi makbul kıl! Zikrime, fikrime, tesbihatıma, duâma, niyazıma, hissiyatıma ihlâs ve istikamet ver! Dilime hayır istemeyi nasip eyle! Şer istemeyi dilimden uzak kıl! Gönlüme hayır isteme neş’esi ver! Şer istemekten gönlümü beri kıl! Duâmı, dünyamın ve ahretimin mihveri kıl! Duâmı saat-ı icabeye mazhar eyle! Âmin!

Dipnotlar:

1- El-hakâiku Hizb-ü Envâri’n-Nûriye, s. 76., 2- Emirdağ Lâhikası, s. 123.

19.11.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (18.11.2010) - İnsanın varlığının sırrı

  (17.11.2010) - Komşumuza karşı sorumluyuz

  (16.11.2010) - Bayramınız mübarek olsun!

  (15.11.2010) - Hac ibadeti ve dua

  (14.11.2010) - Tevriye ve Arefe günlerine doğru

  (12.11.2010) - Levh-i Mahv ve Levh-i Mahfuz

  (11.11.2010) - Kalplerin mühürlenmesi

  (10.11.2010) - Namazda yanılma ve vesvese

  (09.11.2010) - Kurban kesmenin hükmü

  (08.11.2010) - Riyadan şirke, şirkten riyaya yollar var


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.