Süleyman KÖSMENE |
|
İsmi-i Kayyûm üzerine - 1 |
Abdullah Bey: “Kayyûm ismi nedir? Otuzuncu Lem’a’nın Altıncı Nüktesinde işlenen Kayyûmiyet sırrını açıklar mısınız?”
Hâlık-ı Zülcelâl, Kayyûm’dur. Yani bizâtihî kâim, dâim ve bâkî olan, zevâl bulmayan, varlığı hiçbir şeye dayanmayan ve kendinden olan, her şeyi nizamla tutan, her şeyin kıyam ve idâresini bizzat yapan ve tekeffül eden, her şeyi bizzat ayakta tutan, her şeyin Kendisine dayandığı ve Kendisi ile kâim olduğu, Kendisi ile devam ettiği, vücutta kaldığı ve bekâ bulduğu; başlangıç, son ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh, ezelden ebede kâim, dâim ve vâr olan ve varlığı Vâcip olan tek varlık Allah Teâlâ’dır. Ebû Hüreyre’nin (ra) Peygamber Efendimiz’den (asm) rivâyet ettiği1 Kayyûm ismini Kur’ân’da da buluruz. Zât-ı Kayyûm-u Ezelî bir âyette: “Yüzler, Hayy ve Kayyûm olana boyun eğmiştir. Yükü zulüm olan hüsrâna uğramıştır”2 buyurmakta, diğer bir âyette ise; “Allah, kendisinden başka İlâh olmayan, Hayy ve Kayyûm olandır”3 buyurmaktadır. Hayatın gerçek hukûkunun Hayy-ı Kayyûm’un rubûbiyet güzelliklerini göstermek olduğunu4 vurgulayan Bedîüzzaman, kendisine eşref-i mahlûkât makamı ile emânet-i kübrâ verilen insana bütün semâvî kitaplarında ebedî saadeti ve bekâ hayatını kat’î olarak vaad ve ahdeden Cenâb-ı Hakk’ın vaad ettiklerini yerine getirmesinin, Kayyûm ismine bir bahar yaratmak kadar kolay olduğunu kaydeder.5 Bedîüzzaman’a göre, her insan ruh, kalp ve akıl cihetiyle, hayat ve duygular sahîfeleriyle Kayyûm ismini okuyabilir.6 Cenâb-ı Hakk’ın kemâli, güzelliği ve hüsnü zıdlarına bakmaz; mazhar olduğu ve taalluk ettiği eşyaya bakar. Hayy-ı Kayyûm’un rahmetindeki cemâl ise merhametine mazhar olanlara bakar. Kayyûm isminin haşre de işâret ettiğini beyan eden Bedîüzzaman, her kışta ölmüş ve kurumuş koca yeryüzünü her baharda yeniden ikame eden, hayat veren ve ayağa kaldıran Cenâb-ı Hakk’ın dünyayı yıkmaya da, bozmaya da, kıyâmeti getirmeye de, yeni bir ebedî âlemi var etmeye de Kudretinin ve Kayyûmiyetinin kemâliyle var olduğunu kaydeder.7 Hazret-i Ali (ra) ile İmam-ı Rabbânî (ks) hakkında Kayyûm isminin ism-i a’zâm olduğunu beyan eden8 Bediüzzaman Saîd Nursî, Kayyûm ismini Otuzuncu Lem’a’da ayrı bir bölüm hâlinde beş şuâ içinde inceler. Kısaca temas edelim: Birinci Şuâ: Kâinât Hâlık’ı Kayyûm’dur. Yani bizâtihî kâimdir, dâimdir ve bâkîdir. Zât-ı Kayyûm-u Zülcelâl’in, kayyûmiyetiyle berâber ne zâtında, ne sıfatlarında, ne fiillerinde, nazîri, misli, benzeri ve şerîki yoktur. Kâinâtta her şey O’nunla kâimdir. Kâinâttan bir dakikacık olsun Kayyûmiyet nisbeti kesilse, kâinât o an mahvolur.9 Zerrelerdeki kayyûmiyet cilvesi, zerreler tâifesini Vâcib’ül-Vücûd’un havliyle, kudretiyle, emriyle muntazam ve muhteşem bir ordu hükmüne getirmiştir. Eğer bir saniye o Kumandan-ı Azam emri ve kuvveti geri alsa, o çok yoğun, cansız, câmid ve şuursuz tâife, başıbozuklar hükmüne gelecekler, baştan başa mahv u perîşan olacaklar.10 Yarın İnşâallah devam edelim.
Dipnotlar:
1- Tirmizî, Daavât, 86. 2- Tâhâ Sûresi, 20/111. 3- Bakara Sûresi, 2/255; Âl-i İmrân Sûresi, 3/2. 4- Şuâlar, s. 67 5- Şuâlar, s. 193. 6- Sözler, s. 576. 7- Sözler, s. 78. 8- Lem’alar, s. 332. 9- Lem’alar, s. 334. 10- Lem’alar, s. 335. 23.05.2010 E-Posta: [email protected] |