Yeni Asyadan Size |
|
Sıra 20 Nisan’da |
21 Şubat’tan sonra 23 Mart’ı da geride bıraktık. 41. hizmet yılımıza girerken verdiğimiz “Risale-i Nur’un medyadaki dili” ekimiz, Yeni Asya’nın Risale-i Nur’la ne kadar bütünleştiğini çarpıcı örnekleriyle gözler önüne seren bir vesika olarak kütüphane, arşiv ve hafızalardaki yerini alırken, Üstadın vefatının 50. yıldönümü vesilesiyle takdim ettiğimiz “Aydınların gözüyle Said Nursî” ilâvemiz de büyük ses getirdi ve getirmeye devam ediyor. Bu vesileyle diyalog kurduğumuz ve görüşlerini aldığımız aydınların bir kısmı, daha önce çeşitli sebeplerle ilgilenmeye ihtiyaç hissetmedikleri Risale-i Nur’a artık alâka duymaya başladıklarını, inceleyeceklerini ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda görüş bildirecek duruma gelebileceklerini ifade ettiler ve bunların bir kısım örneklerini yayınladığımız ekteki görüşlerde görmek mümkün. Bunun dışında, yine görüş bildirip, incelemek için bizden kitap isteyen ve ulaştırdığımız kitapları okumaya başladıklarını ifade eden yazarlar da mevcut. Bir de, 23 Mart’tan haftalar önce kendileriyle irtibat kurup görüşlerini talep ettiğimiz isimlerden, bildirdiğimiz tarihe kadar çeşitli sebeplerle cevap veremeyip de, ekimizi gördükten sonra “Keşke bu çalışmada benim de katkım olsaydı” diye hayıflananlar var. Onların da bu eksikliği bir şekilde telâfi için ellerinden gelen çabayı göstereceklerini düşünüyoruz. Ve 23 Mart 2010’da verdiğimiz “Aydınların gözüyle Said Nursî” ekimizin, bir ay önceki “Risale-i Nur’un medyadaki dili: Yeni Asya” ilâvemizdeki mesajı çok güçlü bir şekilde tasdik ve teyid eden tarihî bir belge olarak, Bediüzzaman’ı fikir dünyasının gündemine taşıma noktasında son derece önemli bir hizmete vesile olduğuna inanıyor; bu çalışmaya katkıda bulunan herkesi bir kez daha kutluyoruz. ««« Kutlu Doğum Haftası ekimiz Şimdi sıra, Yeni Asya’nın da, Said Nursî’nin de, Risale-i Nur’un da asıl kaynağı ve üstadı olan Peygamberimizin (a.s.m.) Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle 20 Nisan Salı günü vermeyi planladığımız yeni ilâvemizde. Muhtevasını gündemdeki adalet, meşveret, hukuk, demokrasi, hak ve hürriyetler gibi konular çerçevesinde belirlediğimiz ve bu başlıklarla ilgili olarak hadis-i şeriflerle Asr-ı Saadette yaşanmış örneklerden derlemeler şeklinde düşündüğümüz bu ekin de alâka göreceğini ve istifadeye vesile olacağını ümit ediyoruz. Ve okuyucularımızdan, 20 Nisan’a da kendilerini şimdiden hazırlamaya başlamalarını rica ediyoruz. ««« Gündüzalp, Mutlu ve Birinci Geride bıraktığımız günlerde, Nur hizmetinin farklı yıllarda, ama aynı günlerde berzah âlemine irtihal etmiş üç öncü ve güzide ismini de hayırla ve rahmetle yad ettik. 2 Nisan 1971’de Hakkın rahmetine kavuşan Zübeyir Gündüzalp’le, 3 Nisan 1977’de onu takip eden Tahirî Mutlu ve yine 3 Nisan 2007 günü uğurladığımız Mehmet Emin Birinci... Üstadın hayatının son on yılında hiç yanından ayrılmayan, “Zübeyir’imi kâinata değişmem” iltifatına mazhar olmuş kurmay talebesi Gündüzalp, aynı zamanda Yeni Asya’nın manevî mimarı idi. Öncü kahramanlardan, ailesiyle birlikte bütün ömrünü, varlığını ve servetini Nur hizmetine feda etmiş, takva ve zühd âbidesi Tahirî Mutlu, hizmetin en önemli manevî dinamiklerindendi. Mehmet Emin Birinci de, İstanbul’daki neşriyat hizmetinin öncü kahramanlarındandı. Bu üç ismi, yazılarına verdiği arayı gayet verimli bir şekilde değerlendirdiğini memnuniyetle gördüğümüz İslâm Yaşar’ın ve yanı sıra Ahmet Özdemir’in gazetede ve Elif’te çıkan yazılarıyla yad ettik. Yaşar’ın, devam etmekte olan Gündüzalp dizisini takiben, Tahirî Mutlu için kaleme aldığı yazıyı da yayınlayacağız. Gündüzalp, Mutlu ve Birinci’yi bir kez daha rahmetle anarken, değerli yazarlarımıza teşekkür ediyor, devamını bekliyoruz. ««« Gündüzalp’ın, onyıllardır nesillere yol gösteren hayat prensiplerini muhtevî bir rehber ve başucu kitabı niteliğindeki Nefis Muhasebesi, yeni baskılarıyla da yoğun ilgi görüyor. Bu ilginin hiç bitmemesi dileğiyle.
05.04.2010 E-Posta: [email protected] |