“İki adam belimi kırdı” der Hz. Ali. “Biri ibadete düşkün cahil. Diğeri de günahlara dalmakta tereddüt etmeyen âlim. Birincisi yarım yamalak ibadetiyle insanların durumunu değiştirirken, ikincisi günaha dalarak insanları saptırmaktadır.”1
İbretli değil mi? Cahil ne kadar ibadete düşkün olsa da bilmeyerek yaptığı için, şartlardan birini eksik bıraktığında hem ibadeti geçersiz olmakta, hem de onun ibadete düşkünlüğünü gören halk da ona özendikleri için yanlışa girmektedirler. Âlim de model kabul edildiği için, “Elbette bir bildiği vardır” diyen halk körü körüne onu taklit etmekte, günaha dalmakta, dolayısıyla hayatlarını mahvetmektedirler.
Demek cehalet de kötü, bilip de yapmamak da.
İslâm büyükleri ilim denilince ilmi amelle birlikte ele almış, “İlim ameli de içermektedir. Eğer amel edilmiyorsa o ilim ilim değil” demişlerdir. Tıpkı meyvesiz ağacın odun gibi değerlendirildiği gibi. İlim adamı yemekteki tuza benzetilmiş. “Tuz bozulursa her şeyin tadı tuzu kaçar” denilmiştir.
“Âlim, ilim ve amel Cennettedirler” buyuran Kâinatın Efendisi (asm), âlim bildikleriyle amel etmezse, ilim ve amelin Cennette, âlimin ise Cehennemde olacağına dikkat çekmişlerdir.2 Ve açıkça “Kötü âlimler Cehennemin köprüleridirler”3 buyurarak böyle âlimleri kınamaktadır. Demek onlar Cehenneme köprü olacak kadar dehşetli bir tablo sergilemektedirler.
Mi''rac Gecesi ateşten makaslarla dudakları doğranan bir kısım insanları gören Allah Resûlü (asm), “Bunlar kimdir ey Cebrail?” diye sorduğunda, “Bunlar yapmadıklarını insanlara söyleyen hatiplerdir” cevabını almıştı.4
Kıyamet Günü dışarı fırlamış barsakları etrafında merkebin, taşın etrafında döndüğü gibi dönen bir adamı gören Cehennemlikler, “Ey falan, bu ne hal? Sen bize iyiliği emredip kötülükten sakındırmaz mıydın?” diye sorduklarında, “Doğru” der. “Ancak ben emrettiklerimi yapmaz, sakındırdıklarımdan da kaçınmazdım.”5
İnsanlara yol gösteren, ışık tutan âlimler eğer hakkı, hakikati, doğruyu göstermez, cüz’î çıkarlar uğruna insanları yanlışa yönlendirirlerse toplumun sapıtmasına sebep olurlar. Bu yanlışlar toplumu da helâke götürür. Halife Hz. Ömer’in en korktuğu şeylerden biri sözüyle âlim, yaşayışıyla münafık insanlardı. Peygamberimizin (asm) kendilerini böyle kimselerden sakındırdığını söyler.6 Resûl-i Ekrem (asm), “Ümmetim içinde mü’minden veya kâfirden korkmam. Çünkü mü’mini kötülük yapmaktan imanı sakındırır. Kâfir de inkârını ortaya kor ve kötülüğü belli olur. Ama sözüyle âlim münafık öyle değil. Ondan korkarım. Çünkü o, hoş gördüklerinizi söyler, fakat sevmediğiniz şeyleri yapar.”7
Evet, ilim sahibi olmak ne kadar önemliyse, riski de o ölçüde büyük.
Dipnotlar: 1- Hz. Peygamber ve İlim, s. 115. 2- Kenzü’l-Ummal, 4:28. 3- Keşfü’l-Hafa, 2:1743. 4- Irakî, İhya kenarı, 1:63. 5- Buharî, Fiten: 17; Müslim, Zühd: 51. 6- Mecmaü’z-Zevâid, 1:187. 7- Terğîb, Hadis no: 223.
26.10.2007
E-Posta:
[email protected]
|