Medyanın ana haber bültenlerini izliyorum: Savaş tamtamları çalıyor. Bülten boyunca askerî harekât ihtimali göz önünde tutuluyor. Kimbilir kaç saat boyunca üniformalı asker görüntüsü... Hemen ardından yürek burkan şehit cenazelerini izliyorum… Ağlayan ana ve babalar... Bayrağa sarılmış şehitlerin tabutları omuzlar üstünde gidiyor. Protesto eden kalabalık ve “Hepimiz Mehmetçiğiz” pankartı taşıyan minik bir çocuk.
Milletçe bu görüntüleri izleyen bizler, “Kuzey Irak’a girmek için daha ne bekliyoruz” demeye hazırız artık.
Daha birkaç ay öncesinde her şey tıkır tıkır giderken, Türkiye’ye ne oldu da birden bire sis perdesi indi, savaş rüzgârları çıktı?
Ne hikmetse, birden aklıma Hudson senaryoları geliverdi.
Hatırladınız değil mi?
Hani Haziran ayında Türk dâvetlilerin de katıldığı toplantıda ele alınan senaryodan bahsediyorum.
Özetle şöyleydi:
-Anayasa Mahkemesi Başkanı bir suikasta kurban gidecek…ti.
-PKK’nın canlı bombası İstanbul Beyoğlu’nda kendini patlatıp 50 masum insanın ölümüne yol açacak…tı.
Ve dikkat buyurun:
-Türkiye 50 bin askerle Kuzey Irak’a girecek…
Türkiye ile ilgili, enstitüde konuşulan bir başka konu ise “PKK’nın üst düzey elemanlarının bu aşamada yakalanıp ABD tarafından Türkiye’ye teslim edilmesinin ne getirip ne götüreceği.” Ancak iddialara göre Türk katılımcılardan bir veya ikisi buna “seçimler öncesi hükümetin işine yarayacağı” gerekçesiyle karşı çıkmış.
Yine dikkat buyurun:
Toplantıda Genelkurmaya bağlı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi SAREM’in direktörü ile Washington’daki askerî ateşe ve diğer bazı yetkililer hazır bulunmuştu. Hudson Enstitüsü Türkiye uzmanı Zeyno Baran’ı söylemeye gerek yok… “Kehanetleri”yle meşhur Baran, Hudson’daki toplantıyı ve görüşmeleri doğruladı. Ancak “farazi” vurgusunu yaparak.
Aradan 4 ay geçti. Kuşkusuz “Hudson”daki senaryo aynen uygulanmadı. Deşifre edildiği için “uygulanamadı.” Geldiğimiz noktaya bakarsanız, bu oyunu sahneye koyanların, demek bir başka senaryosu daha varmış.
İnşallah bu “oyun” ve hesaplar bozulur.
Hani “Al-i İmran” da şu âyet çok calib-i dikkattir:
“Onların bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı var. Onlar bir düzen kurdular. Allah da bir düzen kurdu. Allah düzen kurucuların en hayırlısıdır.” (54)
24.10.2007
E-Posta:
[email protected]
|