Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Ekim 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

İlmin gereği yapılmazsa



Her nimetin bir bedeli, külfeti ve sorumluluğu vardır. Mala sahipseniz zekât vermekle yükümlüsünüz, vermediğinizde ise büyük bir vebal altında kalır, günaha girersiniz.

İlminiz varsa, diğer insanlara göre birşeyler biliyor, hak ve hakikatten haberdarsanız, onu insanlara anlatmak, duyurmakla mükellefsiniz demektir.

Belki sizin anlattıklarınızla doğruyu, hakkı hakikati tanıyacak, yolunu düzeltecek; Allah’a, dine, imana, Peygambere, Kitaba sarılacak, huzur dolu bir iklime girecek nice insan var. Mükâfâtı çok büyük bu hizmetin. Allah Resûlü Aleyhissalâtü Vesselâm buyurmuyor mu? “Senin vasıtanla bir kimsenin hidayete, doğru yola kavuşması sahralar dolusu kırmızı develere sahip olmak (veya onları sadaka olarak vermekten) daha hayırlıdır”1 diye.

Böyle bir sevap kaçırılmaz. Bir kimsenin belki hidayetine vesile olamazsanız da ona doğruyu göstermenin sevabını mutlaka kazanırsınız. Hani öyle peygamberler gelmiş, bir kaç tane ümmeti olmuş veya hiç olmamış, ama peygamberlik sevabını yine almışlar.

Şöyle etrafınıza bir bakın, bu hakikatlerden haberi olmadığı için teröre bulaşmış sefahet, zararlı alışkanlıklar ve ahlâksızlığın girdabına düşmüş, insanlıktan uzaklaşmış; kendisi, ailesi ve toplumun huzurunu katletmiş nice insan var. Bunları gördükçe, duydukça yüreğiniz cız eder. “Acaba ben insanı insan yapan, melekleri dahi geride bırakacak, onların dahi saygı duymalarını sağlayacak kadar insanlık tahtına oturtan, kelimenin tam mânâsıyla medenî; sevgi, şefkat timsali bir insan hâline getiren, insanların mutluluğu, refahı için koşan kimseler yetiştirmeyi hedef edinmiş bir kişi olarak gerekenleri, üzerime düşenleri hakkıyla yapıyor muyum?” muhasebesi içerisine girdiğinizde, “Ben hakkıyla görevimi yaptım” diyebiliyor musunuz? Yoksa, “Maddeten ve mânen şunları şunları yapabilirdim!” mi diyorsunuz?

Bildiklerimizi anlatma gayreti içine giremediğimiz, bir kısım insanlara ulaşamadığımızdan dolayı bazı kimseler dalâlet veya sefahet içinde kalmışlarsa vebal ve sorumluluğumuzu bir düşünelim.

Peygamberimiz (a.s.m.) bildiklerini gizleyen insanlara Kıyamet gününde ateşten bir gem vurulacağını bildiriyor. Hele hele bunlar insanların kurtuluşuna vesile olan hakikatlerse… Buyururlar ki: “Her kime, bildiği bir mesele sorulur, o da bunu söylemeyip gizlerse, Allah ona Kıyamet günü ateşten bir gem vurur.”2

Her nimetin bir şükrü, karşılığı olduğu, hakkı verilmediğinde de vebalinin büyük olduğu unutulmamalı.

Dipnotlar: 1- Buharî, Cihad: 103; Müslim, Fezâilü’s-Sahabe: 34.

2- Tirmizî, İlim: 3; Ebû Davud, İlim: 9.

23.10.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.10.2007) - İlmi yayma gayreti

  (21.10.2007) - İnsanlar kaç sınıf?

  (20.10.2007) - Yapılmayanı söylemek

  (19.10.2007) - Faydalının peşinde olmak

  (18.10.2007) - İlmin izzeti

  (17.10.2007) - İlim uğruna

  (16.10.2007) - İşte tevekkül!

  (15.10.2007) - Tırmanan terör ve çözüm

  (14.10.2007) - Buruksu sevinçler

  (13.10.2007) - Bayramı bayram yapma

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri