Serhat Bey:
*“Büyük Cevşen’de yer alan bölümler nelerdir? Bu bölümler ne zaman, hangi sıklıkla ve nasıl okunmalıdır? Hangi dertlere şifadır?”
Büyük Cevşen adıyla bilinen Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye, Nur hakikatlerinden bir nurânî duâlar demetini bir araya toplayan bir duâ mecmuasıdır. Üstad Hazretleri burada bulunan duâ, vird ve münâcatları her gece akşam namazı ile sabah namazı arasında okurdu. Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye’yi, Üstad Hazretlerinin gece hayatını özetleyen ve tanımlayan münâcat ağı olarak görmek mümkün.
Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye bazı Kur’ân Sûreleri ile başlıyor. Bunlar: Yasin Sûresi, Fetih Sûresi, Rahman Sûresi, Haşir Sûresinin son beş âyeti, Mülk Sûresi, Nebe’ Sûresi ve Bakara Sûresinin son iki âyeti olan Âmene’r-Resûlü. Ardından Kur’ân Sûreleri için bir duâ yer alıyor. Bu duâda, Kur’ân hakkı ve Kendisine Kur’ân indirilen Peygamber Efendimizin (asm) hakkı için Allah’ın kalplerimizi Kur’ân nuruyla nurlandırması, Kur’ân’ı her derdimize şifa kılması, Kur’ân’ı hayatımızda ve öldükten sonra bize dost kılması, dünyada bizi Kur’ân’a yakın, kabirde dost, kıyamette şefaatçi, sırat üzerinde yol gösterici nur, ateşe karşı perde ve örtü, Cennette arkadaş ve bütün hayırlar ve salih ameller için delil ve rehber kılması isteniyor. Ardından kendisine Kur’ân indirilen Peygamber Efendimiz’e (asm) ve onun (asm) şerefli âl ve ashabına salâtü selâm getiriliyor.
Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye’de Kur’ân Sûrelerinden sonra yer alan münâcatlar sırayla şöyledir:
Cevşenü’l-Kebir: Büyük evliyâullahın bildikleri ve hususî dairelerinde daima okudukları Allah’ın isimleriyle ilmek ilmek örülmüş bir büyük ve misilsiz duâ hazinesi olan Cevşenü’l-Kebîr’i Bedîüzzaman Hazretleri sürekli okumuş ve talebelerine tavsiye etmiştir. Cevşenü’l-Kebir ile ilgili olarak Üstad Hazretlerinin notu şudur: “Hazret-i Peygamber Sallallahü Aleyhi Veselleme Cebrail Aleyhisselâmın vahiy ile getirdiği ve ‘Zırhı çıkar, bunu oku!’ dediği gayet yüksek ve çok kıymettar bir münâcat-ı Peygamberîdir ki, Zeyne’l-Âbidin radıyallahi anhdan tevatürle rivayet edilmiştir.”1
Evrâd-ı Kudsiye: Her türlü dert ve sıkıntılarımızda bizim Allah’a karşı olan tavrımızda bize tam bir kul hüviyeti kazandıran ve bizi Allah’a yakın kılan, Nakşibendî Hazretlerine ait çok kuvvetli ve tesirli bir duâdır. Üstad Hazretleri bu duâyı, bir salâvat-ı şerife demeti olan Delâli’n-Nur’un ortasında okurdu. Evrad-ı Kudsiye ile ilgili olarak Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin düştüğü notu buraya aynen alıyoruz: “Şah-ı Nakşıbend’in kudsî bir evradıdır ki, Hazret-i Peygamber Aleyhissalatü Vesselâmdan âlem-i mânâda ders almış.”2
Delâli’n-Nûr: Delâil-i Hayrât adıyla büyük evliyâullah tarafından zenginleştirilerek tertip edilen ve okuna gelen çok kuvvetli bir salâvat-ı şerîfenin Üstad Bedîüzzaman tarafından yeniden düzenlenmiş ve zenginleştirilmiş şeklidir. İçinde hemen her salâvattan sonra büyük dertlerimizin devası, Allah’tan yüksek dereceler ve makamlar istenir, dünyevî ve uhrevî cümle âfetlerden ve musibetlerden Allah’a sığınılır, bütün ihtiyaçlarımızın karşılanması, bütün günahlardan arınmamız ve bütün hayırlara ulaşmamız duânın ilerleyen satırlarında istenir. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri bu büyük salâvat metninin adını Delâli’n-Nur koyarak kendisine ve talebelerine hususî bir vird yapmıştır.
Sekine: Bu duâ Hazret-i Ali’den (ra) rivayet edilmiştir. Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddûs isimlerini işleyen on dokuz âyet cümlesinden ibarettir. Âyetler on dokuzar harfle alınmıştır. Sekine duâsı Üstad Bedîüzzaman’ın tavsiyesi ile “On dokuz defa okunur.” Üstad Hazretleri tarafından özellikle ahir zaman fitneleri karşısında manevî bir kalkan hükmünde görülmüş ve okunmuştur. Okuyan kimse manevî bir huzur ve sekînet hali bulur, Allah’ın izniyle korku, endişe ve tehlikelerden kurtulur.
Münâcat-ı Veyse’l-Karânî: Veysel Karânî Hazretlerinin çok kuvvetli bir duâsıdır. Bu münâcat, Risâle-i Nur’un önemle işlediği “acz, fakr, şefkat ve tefekkür” mesleğine uygun duâ cümlelerinden meydana geliyor. Üstad Bedîüzzaman daimî bir virt olarak kabul etmiş, kendisi daima okumuş ve talebelerine de tavsiye etmiştir.
Dua-i Tercüman-ı İsm-i Azam: Bu duânın aslı vahiyle Peygamber Efendimiz’e (asm) hediye edilmiştir. Allah’ın isimleri şefaatçi kılınarak Cehennem azabından Allah’a sığınmamızı sağlayan bir duâdır. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri sabah ve ikindi namazlarından sonra okunacak şekilde Namaz Tesbihatına almıştır.
Dua-i İsm-i Azam: Allah’ın isimlerinden bir demet olup, aslı vahiy ile Peygamber Efendimiz’e (asm) bildirilmiştir. Üstad Hazretleri bu duayı öğle, akşam ve yatsı namazlarının Namaz Tesbihatına dâhil etmiştir.
Münâcâtü’l-Kur’ân: Bu duâ Hazret-i Osman’ın (ra) her bir Kur’ân Sûresinin çok önemli vurgularını bir duâ cümlesi haline getirerek tertip ettiği bir münâcattır. Hazret-i Ali (ra) tarafından rivayet edilmiştir.
Tahmîdiye: Sekîne’de geçen Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddûs isimleri esas alınarak, bu isimlerin duâ makamında bir tefekkür dersi mahiyetinde Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin tertip ettiği bir duâdır. Maddî ve manevî bütün hastalıklar esnasında Allah rızası için okunur. Çok kuvvetlidir.
Hulâsatu’l-Hulâsa: Bir tevhid dersi olan Âyetü’l-Kübra Risâlesi ile bir tefekkür münacatı olan Hizb-i Ekber-i Nûrî’nin özü olarak Otuz Üç Tevhid Kelimesinin bir özeti mahiyetinde bizzat Hazret-i Üstad tarafından tertip edilen bir tefekkür münâcatıdır.
Tazarru ve Niyaz: Burada yer alan duâlar Üstad Bedîüzzaman’ın Eski Saîd’den Yeni Saîd dönemine geçtikleri esnada yaptıkları münâcatlardır.
Cenâb-ı Hak duâ ve niyazlarımızı kabul buyursun. Âmin...
Dipnotlar: 1- Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nûriye, s. 30., 2- Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nûriye, s. 76.
21.07.2007
E-Posta:
[email protected]
|