Hafta sonu Avrupa’daydık. Önce, Köln’deki okurlarımızın bir kısmıyla beraber olduk. Ardından Fransa’nın Normandiya sahillerine yakın bir mekânda organize edilen feyizli bir okuma programına katıldık. Sonra tekrar Almanya’ya geçerek Düsseldorf’a uğradık ve orada da bazı okuyucularımızla buluşarak sohbet ettik.
Katıldığımız sohbet ve programların ana konuları, Risale-i Nur’daki temel bahisler oldu.
İman hakikatlerinden nükteler, namazın hikmetleri, ahirzaman hadiselerine Risale-i Nur perspektifiyle bakış, Nur hizmetinin kendisine has orijinal esas ve prensipleri, ihlâs ve istikamet dersleri eksenli fikir teatilerinde bulunduk.
Dört günlük kısa seyahat programımızın merkezinde, Fransa’daki okuma buluşması vardı.
Paris ve Brüksel'den okurlarımızın katıldığı programda, Risale-i Nur’un yukarıda özetlemeye çalıştığımız bahisleri çerçevesinde verimli ve semeredar fikrî gezintiler yaptık. Okunan pasajlardaki mânâlar, sual-cevaplarla daha da açıldı.
Program sona erdiğinde hepimiz, bu zamanda böyle bir hizmette istihdam edilmenin ne kadar büyük bir nimet ve mazhariyet olduğunu daha iyi hissedip kavrayabilme imkânı bulduk.
Ve bu nimetin şükrünün, yine eserlerde verilen ölçüler çerçevesinde, ihlâs ve istikamet çizgisinde hizmete devamla eda edilebileceği inancımızı iyice pekiştirdik.
Fransa programı, 1920’li yılların sonlarında Barla’da Nurun ilk kâtiplerinden Hafız Halid’in kalbinden geçirdiği bir suale Üstadın verdiği “Keçeli, bir gün gelecek, bu eserler dünyanın her yerinde okunacak” cevabındaki mesajın yeni bir teyidi niteliğindeydi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’sının psikolojisini tahlil ederek, “Dünya hayatının bütün bütün fâni ve aldatıcı olduğunu anlayan beşer, Kur’ân’daki hayat-ı bâkiye müjdesini bütün kuvvetiyle arayacak” diyen Leyle-i Kadir bahsini, harbin seyrini değiştiren Normandiya çıkartmasının yapıldığı yerde, hem de çıkartmanın 63. yıldönümüne tekabül eden günlerde okumak ise anlamlıydı.
Bu müzakerelerde, Rusya’daki son gelişme de gündeme geldi. Bir mahkemenin verdiği Risale-i Nur’a yasak kararının üst mahkemeye, oradan sonuç çıkmazsa AİHM’e götürüleceği ve böylece Risale-i Nur gerçeğinin bu yolla Avrupa ve dünya gündemine taşınacağı, bunun da çok yönlü hayırlara vesile olacağı ifade edildi.
Risale-i Nur’a yasak girişiminin AİHM gündemine gelmesi gibi bir gelişme, 11 Eylül sonrası El Kaide ve Usame bin Ladin üzerinden yürütülüp buna rağmen ters tepen anti-İslâm kampanyanın Risale-i Nur kalesine çarparak inşaallah tamamen tersyüz olmasını netice verecek.
Evvelce Almanya’da iki, Avusturya’da bir okuma programına katılmıştık. Şimdi de Fransa’da ilk kez tertiplenen böyle bir programa iştirak etmek nasip oldu. Risale-i Nur’un Avrupa’da da sür’atle kökleştiğini gösteren bu programlara emeği geçen ve katılan hizmet kahramanlarını tebrik ediyor, sevgiyle selâmlıyoruz.
Not: Avukatımız Turgut İnal, Aktulga ailesinin açtığı tazminat dâvâsında Yargıtay’a yaptığımız tashih-i karar başvurusunun oy çokluğuyla reddedildiğini bildirdi. Bu durumda Türkiye’deki hukuk yolları tükendiği için, kararı AİHM’e götürüyoruz. Okuyucularımızın bilgisine sunarız.
07.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|