Lenin’in, Stalin’in Rusya’sında din afyon görülür, en küçük bir dinî gelişmeye tahammül edilemezdi. Ama bugün komünist Rusya yok. İnsan fıtratına ters düşen bir rejimin ilelebet ayakta kalması mümkün değildi. Yıkıldı ve yerini insan haklarına saygılı, dinî hayata müsamahakâr bir Rusya aldı.
Dünkü yazımızda ülkemizde namaza, daha doğrusu dine, dinî yaşayışa tahammülsüzlükten söz etmiştik. Bugün de Rusya’nın geldiği noktadan bahsedelim.
Acaba Rusya bugün dine karşı nasıl bir tavır sergiliyor? Yıllarca Komünizmin esaretinde yaşayan Türkî Cumhuriyetlerdeki durum ne?
Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul Üsküdar’da arkadaşlarla sohbetteydik. Azerbeycan’dan gelen Sabri Akıncı Bey Rusya’daki manevî gelişmelerle ilgili çok ilginç hatıralar anlattı. Asrın hakiki, kuvvetli ve bürhanlı tefsiri olan Risale-i Nurlar Rusların da gönüllerini fethetmekteymiş. Askerlere varıncaya kadar halk büyük bir teveccüh gösteriyormuş Risale-i Nurlara.
Rusya’nın kuzeybatısında yer alan ünlü Alman prensi Bismark’ın memleketi Kaliningrad (Kenigsberg) şehrinin imamı Faslı Rabatan Abdullah Hoca, Nurlarla ilk defa karşılaştığında sevinçten uçar hâle gelir âdetâ. Sözler ve İşârâtü’l-İ’caz isimli eserlerle haşir neşir olmaya başlar. Vaazlarını, hutbelerini nurların etkin hakikatleriyle süsler. Bununla kalmayan imam haftada bir de evini dinî sohbetlere açar. İmam yardımcısı şefkat timsali Azerî Zaur da hizmete âmâde bir gönüllü. Sık sık telefon açıp, “Hizmet var, bizi bekliyorlar. Haydi nur hakikatleriyle gönüllere su serpelim” demesi, şakirtleri toplayıp hizmete koşması takdire şâyân. Bir gün dershaneye gelen Zaur, “Haydi bugün Baltiysk şehrinden davet var. Askerler sohbete çağırıyor” diyor.
Hemen koşuyorlar. Aralarında askerlik yapmış Nur talebesi Amin de bulunmakta. Yarbay Oleg Mihaylovic karşılyor kendilerini. 120 kadar Rus akseri sohbete hazır beklemekte. Sohbet Rusça’ya çevrilmiş Nur Risalelerinden yapılır. Tabiatın yaratıcı olamayacağıyla ilgili Tabiat Risalesi, insan ve özellikleriyle ilgili 23. Söz (1., 4. nükte) ve Meyve Risalesi’nden Allah’ın varlığının ispatıyla ilgili 6. Mesele okunur. Sohbette Albay İvan İvanovic de bulunmeaktadır. Albay İvanovic okunanlardan o kadar memnun kalır ki, “Her ay gelip bize bu derslerden okur musunuz? Gerekirse sizi arabayla aldıralım” demekten kendini alamaz. Daha onlar ayrılmadan Dağıstanlı askerlerin namaz kılabilecekleri bir oda tahsis edilir mescid olarak. Albaya Rusça bir Asa-yı Musa ve askerî kütüphaneye de bir kısım Risale-i Nurları hediye edilir. Eserler kütüphaneye yerleştirilir.
Bir başka ay da yapılan sohbette albay kendini tutamaz, sevinçle askerlere seslenir. Bakalım neler duymuş ve hayretini nasıl dile getirmiş. Bir sonraki yazımızda da inşaallah bunun üzerinde duralım.
07.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|