Namaz o kadar büyük, o kadar önemli bir ibadettir ki, şekli biraz farklı olsa da, oruç ve zekât gibi bütün hak dinlerde emredilmiştir.
Namazın imandan sonra ilk sırayı alması, onun dindeki yerini gösterir. Hem bu ibadet o kadar önemlidir ki, bir âyette de dikkat çekildiği gibi, hiçbir ticaret, alışveriş mü’mini namaz kılmaktan alıkoymaz.1
Bilindiği gibi Allah’ın bizim ne namaz, ne oruç, ne zekâtımıza ihtiyacı vardır. Biz ibadete muhtacız. Maddeten ve manen sağlığımız, huzur ve mutluluğumuz için emredilmiştir. Her ibadet bizim iyiliğimiz içindir ve faydalarını da biz görürüz.
Namazın faydaları ise, saymakla bitmez.
Her şeyden önce namaz kulluk şuuru kazandırır insana. Kul gibi olmayı, kul gibi yaşamayı, iyi bir Müslüman, mükemmel bir insan olmayı öğretir. Allah’ın ve insanların hoşnut olduğu bir kul yapar.
İyi bir kul ve mükemmel bir insan insan ise, insanda bulunması gereken bütün güzelliklere sahiptir.
Namaz kılan insan kulluk bilinciyle hareket eder. Âlemlerin Rabbine kul olmanın şeref ve heyecanıyla yaşar. Ona bağlanmanın, teslimiyetin, emirlerine uymanın şuurunu taşır.
İlâhî huzura kabul edilen bir kulun sevinç ve mutluluğunu tasavvur edin. Allah’a manen yaklaşma gayreti içinde olan bir mü’minin birinci hedefi Allah’ın rızasını, hoşnutluğunu kazanmaktır. Namaz bunun en güzel vesilelerinden biri olduğu için, her hâl û kârda namazını kılar.
Allah’ın rızasını arama arzusu taşıyan mü’min, sadece namazda değil, diğer hareket ve davranışlarında da hep bunu kollar ve Allah’ın hoşnut olduğu bir kul olabilmek için yapılması gerekenleri yapar.
Rabbinin verdiği sayısız nimetlere şükreder, Onun izni ile geldiği için her güçlüğe de göğüs gerer.
Namaz kötülüklere karşı en büyük settir, siperdir. Namaz kılan mü’min akla, ruha, bedene ve insanlara zarar verecek, rahatsız edecek her türlü davranıştan uzak kalır; hep daha iyiyi, daha güzeli, daha faydalıyı arama ve herkese faydalı olma gayreti içerisinde olur.
Namazla ruh ve kalbi huzurla dolan, maddeten ve manen güçlenen mü’min öyle bir olgunluğa ulaşır ki, başka şeylerle ona ulaşmak mümkün olmaz.
Böyle bir namaz iştiyakla koşulacak bir namazdır. Ondan nasıl ürkülür, nasıl korkulur? Bu ancak bunları sevmemek iyiden, güzelden, faydalıdan kaçmakla olur.
1. Nur Sûresi: 37.
03.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|