Yeni Asya Prodüksiyon tarafından seslendirilen Küçük Sözler, Ramazan, İhlâs, İktisat ve Şükür Risâlelerine ait kasetleri yolculuk esnasında arabadaki teybimde dinliyorum. Çok istifade ettim. Emeği geçenlerden ve hassaten okuyan kardeşimizden Allah razı olsun.
Risâle-i Nur eserleri sadece bir defa okunup geçilecek eserlerden değildir. Kendi adıma söylemek gerekirse, en az on defa okuduğum halde hâlâ büyük bir iştiyakla okumaya ve dinlemeye devam ediyorum. Hiçbir kitapta görülmeyen bu durum Kur’ân’ın bu asra bakan muazzam bir tefsiri olmasından kaynaklanıyor.
Benzer ifadeleri birçok okuyucudan, hatta Bediüzzaman’ın kendisinden de duyabilirsiniz. Örneğin Haşir Risâlesi ile ilgili olarak en az yüz defa okuduğunu ifade etmiştir.
Bir yazarın kendi yazılarını defalarca okuması pek alışılagelmiş bir durum değildir. Bediüzzaman bu hususta eserlerin çoğunun “sünuhat” kabilinden olduğunu ifade etmiş, her zevk ve meşrepten farklı özelliklere sahip kişilerin ayrı ayrı tad alacağını söylemiştir.
Diğer eserlerde görülmeyen bu hususu Barla Lâhikasında Re’fet Bey “Ne kadar okursam okuyayım… Diğer bir okuyuşumda okumamış gibi oluyorum. Ve yeni bir eser okur gibi oluyorum. Hadsiz bir zevk-i manevî ve nihayetsiz bir hazz-ı ruhî ile okuyorum” diye ifade etmektedir.
Tanıdığım yüzlerce insandan defalarca okuduğu halde benzer ifadeleri kullandığını çok gördüm. Ayrıca Risâle dinlemekte de çok güzel duygular yaşanmaktadır. Gemilerde çok kitap okuduğum halde sohbetlerde aldığım bazı hazları alamıyorum. Bunun sebebi şahs-ı manevî adı verilen birliktelik duygusu olsa gerektir.
Arabada dinlerken de büyük bir zevk ile dinliyorum. Hatta sohbetlerdeki manevî atmosferin etkisi ile olacak acele eden birçok araç sahibine yol verip oldukça kibar ve efendi bir insan tavrını takınıyorum. Keşke her halim böyle olsa. Askerlikten ve denizcilik mesleğinin sertliğinden olsa gerek yumuşak huylu olmak ve bunu yaşantımızın bir parçası haline getirmek gerçekten güç bir iş. Demek ki ne kadar çok Risâle okunursa o kadar faydası oluyor.
Risâle dinlerken, okuyan arkadaşlarımızın lüzumundan fazla izah etmeleri ise beni ziyadesi ile rahatsız ediyor. Çoğu zaman konunun anlam bütünlüğünün bozulduğunu görüyorum. Belki bir kardeşimiz daha iyi anlamış olsa bile, belki on kişi başka mânâları düşündüğünden olsa gerek aksini söylüyor ve sohbetlere düzenli olarak gelmemesinin izahını bu şekilde yapıyor.
Bakınız bu konuda Sözler’de geçen “Konferans” adlı kısımda neler söylenmiş:
“Üstâdımız Bediüzzaman, bir Nur Talebesine Risâle-i Nur’dan bâzan okuyuvermek lütfunu bahşederken, izah etmiyor, diyor ki: ‘Risâle-i Nur, imânî meseleleri lüzûmu derecesinde izah etmiş. Risâle-i Nur’un hocası Risâle-i Nur’dur. Risâle-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidâdı nisbetinde kendi kendine istifâde eder. Aklınız herbir meseleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdânınız hissesini alır. Ne kadar istifâde etseniz, büyük bir kazançtır.’
“Okunan Türkçe veya Arapça bir risâlenin izahı, başka bir risâlede varsa, onu getirip okuyor. Risâle-i Nur’daki gayet ince nükteleri derk eden basîretli âlimler de der ki: ‘Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir, fakat Risâle-i Nur’u cemaate okurken tafsilâta girişip eski malûmâtlarıyla açıklarsa, bu izahâtı, Risâle-i Nur’un beyân ettiği asrımızın fehmine uygun ve ihtiyacına tam cevap veren hakikatlerin anlaşılmasında ve tesirâtında ve Risâle-i Nur’un mahiyetinin derkinde bir perde olabilir. Bunun için, bâzı lûgatların mânâlarını söyleyerek aynen okumak daha müessir ve daha efdaldir.”
Yukarıda geçen bahsi daha iyi anlamak istiyorsanız bir de bahsettiğim kasetleri veya CD’leri teybinizden dinleyerek düşünün. Gerçekten de aynen dinlemenin daha faydalı olduğunu göreceksiniz. Kaldı ki sohbetteki birlik ve beraberlik ruhu olmadan isterse asabî ruhlu şoförlerin arasında bulunun.
18.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|