Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Faruk ÇAKIR

Ayasofya ibadete açılsın



Ayasofya, bütün dünyanın ilgi odağı olmaya devam ediyor. İstanbul’un fethiyle birlikte camiye çevrilen ve ‘fethi mübin’in sembolü olan Ayasofya, bilindiği üzere 1934 yılında ‘müze’ye çevrilmişti.

Osmanlı tarihi üzerinde yaptığı çalışmalarıyla tanınan hukuk tarihçisi Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, son dönemlerde Ayasofya üzerine yoğunlaşmış görünüyor. “Üç Devirde Bir Mabed Ayasofya” isimli geniş hacimli eserden (büyük boy, 894 sayfa) sonra, bu eserin öteti mahiyetinde “Kiliseden Camiye Ayasofya Camii” isimli eseri (dergi boyu, 528 sayfa) yayınlandı.

Doç. Dr. Said Öztürk ve Yaşar Baş ile birlikte hazırladığı eserin tanıtımı için düzenlenen toplantıda Akgündüz’ü dinleme imkânı bulduk. Topkapı Eresin Otel’de gerçekleştirilen tanitim toplantısı, “Ayasofya yeniden ibadete mi açılıyor?” şeklindeki yayınlara da bir bakına cevap teşkil etti.

Prof. Dr. Akgündüz, Rotterdan İslâm Üniversitesi Rektörlüğü görevi gereği 5 yıldır Avrupa’da (Hollanda) yaşıyor. Ayasofya ile ilgili tartışmaların Avrupa’da da devam ettiğini, hatta Ayasofya’yı yeniden kilisiye dönüştürüp, Ortodoksluğun merekezi yapma gayretleri olduğuna dikkat çekti. Ancak, Ayasofya’nın yeniden kilise olması gibi bir ihtimalin mümkün olmadığına işaret eden Akgündüz, aklı başında Avrupalı politikacıların da Ayasofya’nın ‘ibadete açılması’na karşı çıkmadığını hatırlattı. İsmini vermek istemediği bir Avrupalı politikacının, “Ben Sultanahmet Camiini gezdim. Çok güzel, bakımlı ve temiz. Ayasofya ‘Müze’si ise bakımsız, adeta çürüyor. Bu bakımdan Ayasofya’nın cami olmasını ve Sultanahmet Camii gibi temiz olması daha iyidir” dediğini aktardı. Palitikacının ismini vermemesini de, böyle bir durumda Avrupa’daki politikacının ciddî zarar görebileceği gerekçesiyle izah etti.

TBMM’de komisyonlarda kabul edilen ve Genel Kurul’a gelmesi beklenen ‘Vakıflar Kanunu’nda ciddî yanlışlar olduğuna da işaret eden Akgündüz, “Buna rağmen kanun kabul edilse bile Ayasofya açısından bir tehlike yoktur. Çünkü Ayasofya’nın ‘Müslüman/İslâm eseri’ olduğuna delil olan çok sayıda belge elimizderdir. Ayasofya’yı ‘eskiden kiliseydi gerekçesiyle yeniden kiliseye çevirmeye çalışmak; İstanbul eskiden Bizans’a aitti, yeniden Bizans’ın olsun’ demekten farksızdır. Böyle bir şeyin olması da mümkün değildir” şeklinde konuştu.

Gazetelerde çıkan bir haber (Sabah, 4 Temmuz 2006) sebebiyle, Ayasofya’nın ‘Hünkâr Mahfili’nin ibadete kapatılma kampanyası açılmasını da değerlendiren Akgündüz, “Bu haber üzerine oradaki ‘levha’ kaldırılmış ve geri adım atılmışsa çok büyük yanlışlık yapılmış demektir. Doğruları savunmaktan vazgeçmemek lazım” dedi.

Avrupa’da da Ayasofya ile ilgili sorularla karşılaştığını hatırlatan Akgündüz, “Her defasında doğruları dile gitiriyoruz. Katıldığımız bir TV programında sürekli ‘Ayasofya Camii’ tabirini kullanıyordum. Balkanlardan bir dinleyici telefonla programa katılarak, “Biz ‘Ayasofya Camii diye bir yer bilmiyoruz. Onun adı, Fethiye Camiidir’ dedi. Sonra araştırdım, gerçekten de bütün Balkanlarda Ayasofya’nın adı Fethiye Camii olarak biliniyor. Ayasofya fethin sembolüdür. Bu nokta da unutulmaması gerekir” şeklinde konuşdu.

Evet, Ayasofya ile ilgili olarak hazırlanan eser gerçekten bir emek mahsulü. Emeği geçenleri bu vesile ile tekrar tebrik ederken, fethin sembolünün ibadete açılmasının bir vecibe ve Fatih’e karşı bir borç olduğunu hatırlatmak isteriz.

Son olarak Arif Nihat Asya’ya kulak verelim:

Beş vakit loşluğunda saf saftık

Davetin vardı dün ezanlarda

Seni ey mabedim utansınlar

Kapayanlar da, açmayanlar da!

12.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.07.2006) - ‘Mescidde ezan okunmaz’mış!

  (10.07.2006) - Başörtüsüne takanlar

  (09.07.2006) - Altta kalanın canı mı çıksın?

  (08.07.2006) - En tehlikelisi güven kaybı

  (07.07.2006) - “Hep bana” diyenler

  (06.07.2006) - Ayasofya’da ezan, namaz

  (05.07.2006) - Ciddiyet lütfen!

  (04.07.2006) - Gençlere siyaset yolu

  (03.07.2006) - Bu ateş bizi de yakar

  (02.07.2006) - Sosyetik dayak

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004