Van’dan Şehabettin ÖZTÜRKÇÜ:
*“Cehennem’den iman ehli kimselerin çıkışı ile ilgili hadis var mıdır? Varsa yorumunu yapar mısınız?”
Muteber hadis kaynaklarından Müslim’in Sahih’inde, mahşerden sonra Cehennem’e gidenlerden, Cenab-ı Allah’ın sonsuz rahmeti, şefkati ve şefaati neticesinde kurtulanlar arasında, en son, hiçbir hayır işlememiş olanların da bulunduğunu müjdeleyen uzun bir hadis-i şerif vardır.
İlgili hadis-i şerifi buraya alıyoruz:
Ebû Saîd el-Hudrî (ra) anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz’e (asm) bir grup insan sordu:
“Yâ Resûlallah! Kıyamet gününde Rabb’imizi görür müyüz?”
Peygamber Efendimiz (asm): “Evet!” buyurdu. Devamla: “Güneşi öğlen üstü ayakta önünde hiçbir bulut yokken görmek için itişip kakışarak birbirinize zarar verir misiniz? Ve keza ay’ı on dördüncü gece açık havada hiçbir bulut yokken görmek için birbirinize zarar verir misiniz?” buyurdu.
Ashab-ı Kiram (ra): “Hayır yâ Resûlallah!” dediler.
Resûlullah Efendimiz (asm): “İşte bu iki küreden herhangi birisini görmekte birbirinize meşakkat ve zarar vermediğiniz gibi, kıyâmet gününde Allah Tebâreke ve Teâlâ’yı görmek için de birbirinize meşakkat ve zarar vermezsiniz. Kıyâmet günü olduğu zaman bir çağırıcı: “Herkes kime tapıyor idiyse peşine düşsün!” diye çağırır. Bunun üzerine münezzeh olan Allah’tan başka şeylere, putlara ve tâğûtlara tapan ne kadar müşrik varsa, hiçbiri geri kalmaksızın Cehenneme dökülürler.
Ortada Allah Teâlâ’ya ibâdet eden sâdık veya günahkâr tevhid ehlinden başka kimse kalmaz.
Allah Teâlâ: “-Ben sizin Rabb’inizim!” der.
Onlar da: “Evet Rabbimiz; bizim Rabbimiz Sensin!” derler.
Sonra Cehennem üzerine bir köprü kurulur ve şefaate izin verilir.
Halk: “Allah’ım bizi kurtar! Allah’ım bizi kurtar!” diye duâ eder.
Ashab (ra): “Yâ Resûlallah! Köprü nedir?” diye soruyor.
Allah Resûlü (asm) devam ediyor: “Köprü, kaypak ve kaygandır. Orada kancalar, çengeller ve demirden dikenler vardır. Bunlar Necd’de meydana gelen ve Sa’dan denilen sert dikencikler gibidir. Mü’minler kimi göz kırpacak kadar bir zaman içinde, kimi şimşek gibi, kimi rüzgâr gibi, kimi en iyi cins yürek at ve deve gibi sür’atle geçerler. Mü’minlerden kimi sapasağlam olduğu gibi kurtulur. Kimi tırmıklar içinde perişan olmuş olarak salıverilir. Kimi de Cehennem ateşi içine sapır sapır düşerler.”
“Nihayet, mü’minler ateşten kurtuldukları zaman, nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizden hiçbir kimsenin, hakkı tamamıyla kurtarmak hususunda Allah’a yalvarıp yakarması, kıyâmet gününde mü’minlerin ateşte olan kardeşleri için Allah’a yalvarmaları kadar şiddetli olmaz.
Mü’minler: “Ey Rabbimiz! Bu kalanlar bizimle beraber oruç tutarlar ve haccederlerdi” derler.
Onlara: “Tanıdığınız kimseleri ateşten dışarı çıkarınız. Onların sûretleri ateşe haram edilmiştir!” denir.
Bunlar, kimi inciklerine, kimi de dizlerine kadar ateşe gömülmüş olduğu halde pek çok halkı ateşten dışarı çıkarırlar. Sonra:
“Ey Rabb’imiz! Cehennem’de emrettiklerinden hiçbir kimse kalmadı!” derler.
Hak Teâlâ: “Geri dönün! Kalbinde bir dinar ağırlığında iman ve Allah korkusu olan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!” buyurur.
Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar. Sonra: “Ey Rabbimiz! Cehennem içinde, emrettiklerinden hiç kimseyi bırakmadık!” derler.
Hak Teâlâ tekrar: “Dönünüz! Kalbinde yarım dinar ağırlığınca iman bulunan her kimi bulursanız onu da çıkarınız!” buyurur.
Onlar yine pek çok halkı ateşten çıkarırlar. Sonra tekrar: “Ey Rabb’imiz! Bize emrettiklerinden hiçbir kimseyi Cehennemde bırakmadık” derler.
Hak Teâlâ yine: “Dönünüz! Kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kimseyi ateşten çıkarınız!” buyurur.
Yarın inşallah devam edelim.
23.08.2007
E-Posta:
[email protected]
|