Serhat Bey:
*“Cinler besmele çekerler mi?”
İnsanın pişmiş çamurdan1, ama ahsen-i takvimde, yani en güzel biçimde2 yaratıldığını haber veren ve ona “halifelik”3 makamını vererek, ibadetle mükellef4 kılan Kur’ân, her hangi bir üstünlük sıfatı vermeden halis ateşten5 yaratıldığını bildirdiği cinleri de ibadetle6 mükellef kılıyor.
Demek cinlerle insanların yaratılış maddeleri ve makamları farklı olsa da, ibadetle yükümlü olmak bakımından farkları yoktur. Ve Kur’ân cinlere de hitap eden bir ilâhî kitaptır. Öyleyse, Kur’ân’ın insana emrettiği, tavsiye ettiği ve yasakladığı her şeyden cinler de sorumludur. Elbette cinlerden de Müslüman olan, İslamiyet ile amel eden, namaz kılan, besmele çeken ve Kur’ân’daki sair duaları bilen, okuyan ve öğreten vardır ve olacaktır. Cinlerin hepsini kâfir ilan etmek mümkün değildir. Nasıl ki, insanların da hepsi kâfir değildirler.
***
Şırnak/Cizre’den Abdülaziz Bilge:
*“Cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan 27 kat daha hayırlı olduğu hadis-i şeriflerde bildiriliyor. Sorum şu: Cemaat namazında hissedar olunacak hayır, cemaat sayısıyla orantılı mıdır? Yani cemaati çok olan bir camide namaz kılmak cemaati az camilere göre daha mı sevaplı ve faziletli? Bu durumda herkes cemaati çok camiye giderse, az cemaatli camilerin cemaati daha azalmaz mı? Yoksa az cemaatli camileri mahrum etmemek için az cemaatli camilere mi gitmek daha sevaplıdır?”
Peygamber Efendimiz (asm): “Mü’minin niyeti amelinden hayırlıdır” buyuruyor. Öncelikle bu hadis-i şerifi unutmamamız gerekiyor. Hangi niyetle camiye gidersek, onu buluruz. Ne umarsak ve ne beklersek, onu buluruz. Büyük cemaatli camilere gidemeyen birisi, mahallesindeki az cemaatli camide namazını kılar ve cemaati çok camilerde kılınan namazların sevabını almayı murad ederse inşaallah alır. Allah Kerim ve cömerttir. Allah arttırıcıdır ve insandan çok daha fazla karşılık vericidir, yani Şakir’dir.
Diğer yandan, ezan okunduğunda bulunduğu mabette cemaate dâhil olan, inşallah âlem-i İslâm camiindeki o dev cemaate dâhil olmuş demektir. Aldığı sevap, inşaallah büyük camileri de kat kat katlayan bir azamette olacaktır. Allah kabul etsin. Âmin.
***
İzmir’den okuyucumuz:
*“İşveren söz verdiği halde sigortamı yapmıyor. Bu kul hakkına girmez mi?”
Günümüzde işverenin, çalıştırdığı işçisini devletin tanıdığı, destek olduğu, katkı verdiği ve sağladığı sosyal güvenceye dahi etmesi, yani yasaların talimatı doğrultusunda çalışanını sigortalı yapması ve primlerini düzgün biçimde ödemesi hem yasal bir zorunluluktur, hem şer’i bir tasarruftur. Şer’i bir tasarruftur; çünkü dinimiz çalışanın bütün haklarının verilmesini çalıştırandan istiyor. Verilmezse şüphesiz kul hakkı olur. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm): “İşçinizin hakkını teri kurumadan veriniz” buyuruyor.
***
Mersin’den okuyucumuz:
*“Ben uzun zamandır okuma iştiyakını kaybettim. Risâle-i Nurlara olan merakım birden bire yok oldu. Tekrar bu alışkanlığı kazanmak için ne yapmalıyım. Ve namaza olan bağlılığı nasıl kazanabilirim?”
Sizin okuma iştiyakınızı kaybettiğinizi tesbit etmeniz ve namaza bağlılık için yollar aramanız, Allah katında yükseliş merdivenlerinde tırmanmakta olduğunuzun göstergesidir. Yolumuza devam edelim. Kendimize dönük hesaplaşmamızı sürdürelim. Hesap gününü aklımızdan çıkarmayalım. Günahlarımızı görelim, itiraf edelim, muhakkak tövbe edelim ve Allah’ın her günahın affedicisi olduğunu unutmayalım. Günahlar konusunda vurdumduymaz kişilerle değil, salih kişilerle oturup kalkalım. İnsanların kusurlarıyla değil, kendi kusurlarımızla uğraşıp kendimizi daha iyiye doğru yönlendirmeye gayret edelim. İnsanları sıkça affedelim. Kendimizi kılı kırk yararak yargılayalım. Umduğumuz hayra ulaşmak için kendimize düşen adımı atmakta acele edelim. Sabrı elden bırakmayalım. Nerede hata yapmış isek, açık yüreklilikle hatamızı tespit etmekten ve düzeltmeye gayret etmekten kaçınmayalım. Allah’ın rızasını kazanmak biricik gayemiz olsun. İnsanları kırmaktan Allah’a sığınalım. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmeyelim. Şevk kırıcı şeyleri mümkünse yok edelim, mümkün değilse, umduğumuz büyük hayra ulaşmak için unutalım.
***
Duâ
Ey büyüklere isyansız boyun eğdiren! Ey zorbalara itirazsız söz dinleten! Ey hiçbir küçüğü hükmünün haricine çıkarmayan! Ey hiçbir büyüğü emrinin dışında tutmayan! Ey zerrelerden kürelere her şeyi kendine sacid kılan! Ey kâinatı ol emriyle halden hale çeviren! Ey Cehennemi koca yıldızlara kazan yapan! Ey Cenneti dev yıldızlara ışık kaynağı kılan! Ey kâfiri susturan, zalimi sindiren, şeddadı, nemrutu, firavunu, süfyanı, deccali, fitne ve bozguncuları hükmüne ram kılan! Ey Kahhar-ı Zülcelâl! Allah korkusu olmayan kalpten, kulak verilmeyen duadan, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım! Âmin!
Dipnotlar: 1- Rahman Sûresi: 14, 2-Tin Sûresi: 4, 3-Bakara Sûresi: 30, 4-Zariyat Suresi: 56, 5-Rahman Sûresi: 15, 6-Zariyat Sûresi: 56.
04.06.2007
E-Posta:
[email protected]
|