Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mustafa ÖZCAN

Şeytanın ortakları



Küresel ölçekte ifadesini belki geçmişte neoconlar için de kullanmış olabilirim. Fark etmez. Onlar yeryüzünün bir numaralı ifsat şebekeleridir. Komitacıdırlar ve onlar için her türlü yol mubahtır. Bu itibarla, Bilderberg toplantısının hemen ardından ‘İstanbul’dan darbeciler geçti’ başlığını atacaktım, ama şirretliklerinin büyüklüğü karşısında bu başlığın yavan ve hafif kalabileceğini hissettim. Özellikle Siyonistlerin etkin olduğu bu gibi küresel çeteler 1945 yılından beri dünyanın başının belası. En korkunç mihrakları teşkil ediyorlar. Putin’in deyimiyle bunlar neonaziler. Zaten Strausse ve Kissinger gibilerin menşei tetkik edildiğinde bu sıfat üzerlerine tam oturuyor, iğreti düşmüyor. Savaşlar, darbeler ve yolsuzluklar başlıca beceri alanlarını oluşturuyor. Deccalizmin modern dönemdeki yüzleri. İstanbul’da yapılan Bilderberg toplantıları nedeniyle ülkemize gelen Kissinger Latin Amerika’daki darbelerin mimarı olarak anılıyor. Churchill’den sonra Ortadoğu’nun ara düzenleyicileri arasında. Kral Faysal’ın öldürülmesinden tutun da Kıbrıs çıkarması, Doğu Timor’un Endonezya’ya ilhakı ve Golan yerine Suriye’nin Lübnan’a girmesine azmettirmek gibi birçok olayın perde gerisindeki isim. ABD onun zamanında işmarla Türkiye, Enhdonezya ve Suriye gibi ülkeleri sözü edilen bölgelere yönlendirirken Soğuk Savaş döneminden sonra da aynı ABD bu ülkeleri sevkettiği topraklardan çıkarmanın derdine düşmüştür.

İsrail ve İngiltere gibi ülkeler hariç ABD her on yılda bir müttefik değiştirir. Diğer ülkelerle ilişkileri metres seviyesindedir. Latin Amerika ile Ortadoğu birbirine çok benziyor. Bu bölgeler Kissinger gibi karanlık güçlerin at koşturdukları ve darbe üzerine darbe tezgâhladıkları mübah alan. Allande’nin devrilmesi ve Pinochet’nin iktidara gelmesinin arkasındaki isim yine Kissinger’di. Ve Kissinger’in aktif döneminin geçmesinden sonra onun yerini hücredeki diğer elemanlar Richard Perle ve Wolfowitz gibiler aldı. Bunların günahlarını tadata kalktığımızda ne mürekkep, ne de kalem yeter. Satır başlarıyla yazacak olursak Kissinger ve Pinochet beraberliğine mukabil olarak, Avni Özgürel’in Zincirbozan filminden öğrendiğimize göre 12 Eylül’de de Kenan Evren ile Richard Perle ikilisi vardır. Ve bu işleri o dönemde Paul Henze denilen herze kotarmıştır. Marifetini inkâr ettiğinde ise Mehmet Ali Birand bizzat kendi sesiyle kaydını izhar etmiş ve ‘bizim çocuklar darbe yaptı’ ifadesini inkarını engellemiştir. Adamların her işi karanlık. Ve 2003 yılında Irak işgalini tezgâhlayanlar da yine onlardır. Hepsi Kissinger’in tezgâhından geçmiş ekip. Richard Perle, Wolfowitz savaşın mimarları arasındadır. Joy Garner yine Kissinger’in şakirtleri ve Ariel Şaron’un dostları arasında bulunmaktadır. Şimdi 50 yıl daha Irak’ta kalırız diyen Savunma Bakanı Gates da yine aynı ekole mensuptur.

***

Ve bu adamların bütün silahı, yalan, dolan, rüşvet ve inkârdır. 11 Eylül’den sonra Suudluları suçlayan Perle utanmadan hem de aynı dönemde Paris’te Suudlu işadamlarından iş dilenmeye kalkışmıştır. Bunların cibilliyeti bozuktur. Wolfowitz’in Dünya Bankasını ne hale getirdiğini hep birlikte gördük. Bu ortaya çıkanlar ve skandallar İslâmın doğruluğunu ve mucize oluşunu da gösteren belgelerdir. Hazreti Peygamberin sözlerinin tasdiki makamındadır. Sözgelimi, feminist Şaha Rıza ile Wolfowitz’in gayri meşru beraberliği; girfriend ilişkisi hadislere nazaran Deccal’ın iki taifesini temsil veya sembolize etmektedir. Ve bu ilişki çerçevesinde kurumun idarî yapısını da suistimal ediyorlar. Şaha Rıza’ya göre basın kendisine Müslüman kökenli olduğu için ayrım yapıyormuş. Öyleyse Wolfowitz’i deviren basın da ona Yahudi olduğu için kumpas kurmuş olabilir. Ama Şaha Rıza’yı tekzip eden tek bir belge gösterelim: Mossad’ın eski Başkanı Ephrail Halevy’ye göre İslâmi aşırılığın önündeki tek engel güçlendirilmiş kadınmış. Yani kabından çıkarılmış ve cinselleştirilmiş kadın. İsrail ve Oradoğu’da aşırılığı önleyecek yegâne dalgakıran gücün güçlendirilmiş kadın olduğunu söylüyor (empowered women could combat Islamic extremism, J.Salem Post, 31 Mayıs 2007).

Bunun için fazla uzağa gitmeye gerek yok güçlendirilmiş kadınlardan biri olan Şaha Rıza’nın Wolfowitz’le beraberilği bunun ispatıdır. Nilüfer Göle’nin de dediği gibi Tandoğan ve benzeri gösterilerdeki başı çeken kadın unsuru feminen bir devrimdir. Haklı söze ne denir! Adamlar sadece BM’nin yapısını altüst etmekle kalmıyorlar başta ABD olmak üzere bütün dünyanın yapısını da altüst hale getiriyorlar. Sözgelimi bazı skandallar nedeniyle Washington Post yasal hakkı olan Cheney’in bürosuna giren çıkan resmi siyasetçilerin isim tutanağını istemiş. Bu istek kanunî ve teamüllere uygun olmasına rağmen geri çevrilmiş. Kanunsuz bir biçimde Cheney gizli polisten resmi ziyaretçilerin isim kayıtlarının imha edilmesini istemiş ve öyle de yapılmış. Aynı zevat kanuna aykırı olmasına rağmen Nijer uranyumu palavrasını deşifre etti diye kendi ülkelerinin ajanını (CIA) da deşifre etmediler mi? Mağdure ajan Valerie Plame ‘Kendi ülkemin buna bana reva görebileceğine inanmazdım’ demiyor mu? Bunu Cheney’in yardımcısı Scotter Libby yapmıştır. Aynı adam 1 Mart tezkeresinin geçmemesi üzerine “Türkleri boşverin. Finansal piyasalar Türk ekonomisine yapacağını yapsın” diyerek Türkiye’nin ekonomisini batırma önerisini getiriyor.

***

Adamlarda ne ararsanız var. Şantaj, rüşvet, yalan, inkâr gırla gidiyor. Her yol mübah. Bilderberg toplantılarının gediklilerinden olan Lord Browne’un da bir değil birçok vukuatı var. En son Wolfowitz gibi eşcinsel bir arkadaşıyla ‘çaylar şirketten’ hesabı âlem yaparken deşifre edildi. Adam BP şirketinin kasasından gönül eğlendirmiş ve özel uçaklarla fantezilerini tatmin etmiş. En son partnerinin olayı deşifre etmesiyle birlikte İngilizler bu sülükten kurtulabildiler. Lord Browne Azerbaycan Şah Deniz petrol anlaşmasını kotarabilmek için 90 milyon dolar kıymetinde bir rüşvet ağı kurmuş. Les Abrahams Lord Browne talimatlı marifetlerini şöyle özetliyor:

* Her gece devlet petrol şirketi SOCAR’ın çalışanlarını alıp özel partilere götürüyorduk. Onlara şampanya ve havyar servisi yapıyorduk. En az 1.5 yıl boyunca onları havyarla besledik.

*Hayat kadınlarından oluşan bir ekip kurduk. Her gün Azeri devlet yetkililerine hayat kadınları gönderiyorduk. Rezillik paçadan akıyor. Velhasıl Bilderberg denilen bir küresel çete veya şeytan ağı.

04.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.06.2007) - ‘Türkiye bizden sorulur’

  (01.06.2007) - Uslanmaz Bilderbergciler

  (31.05.2007) - Erzurum hocaları

  (30.05.2007) - Büyük Şeytan ile Şer Ekseni buluştu

  (29.05.2007) - Pazarlıkların anası

  (28.05.2007) - ‘İran bizden sorulur!’

  (27.05.2007) - ABD ve Maliki hükümeti

  (25.05.2007) - Şükran ve minnet

  (24.05.2007) - Hıristiyan Siyonist’in ölümü

  (23.05.2007) - Filler tepişir, otlar ezilir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004