Siyasete bayram molası verildi, ancak asıl şenlik bayramdan sonra başlayacak.
Başbakan Erdoğan’ın ani rahatsızlığı sebebiyle siyasî tansiyonun düşmesi sizi aldatmasın, “Turpun büyüğü heybede.”
Bu yüzden yeni gerilimlere, açılımlara ve sürpriz ittifaklara şimdiden hazırlıklı olun.
Milâdî takvim ya da son Çin takvimi gibi siyasetin de bir takvimi var. Ve özellikle de siyasetin başşehri olan Ankara’nın takvimi.
İki cephede siyasetin gündemini belirleyecek hazırlıklar yapılıyor.
Biri, “Dağda silâhla gezeceklerine düz ovada siyaset yapsınlar” çıkışının sahibi olan DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar cephesinde yeni açılımlara hazırlıklı olun.
Ağar’ın hangi konularda, ne tür sürpriz çıkışlara hazırlandığına değinmeden önce bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Siyasetin bayram gündemine DYP lideri damgasını vurdu.
Ağar’ın PKK’ya yönelik teklifinin bu denli dikkate alınmasında elbette ki, geçmişte silâhlı mücadeleyi yürüten en önemli insan olmasının etkisi var. Silâhı kullandı, şimdi sivil çözüme de öncülük yapmak istiyor kanaati hakim oldu.
Elbette ki terörle mücadele konusunda, salon siyasetçilerine göre daha çok dikkate alınması gerekiyordu.
Ancak en az bu teklif kadar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’ın sözleri karşısındaki “dik duruşu” da artı hanesine yazıldı.
Askerle problemi olmayan, ancak askerin siyasete müdahalesine de başından beri karşı olan, başka bir deyişle, “askeri kışlada seven” DYP tabanını Ağar’ın bu tavrı heyecana getirdi.
Bayram gündemini belirleyen Ağar’ın Türkiye’nin tıkanma noktalarına yönelik yeni açılımlar yapmaya hazırlandığı belirtiliyor.
Peki bunlar neler? Üç önemli konuda üç iddialı açılım demekle yetinmek istiyorum.
Çünkü izlediğim kadarıyla DYP lideri, her gün şapkasından bir tavşan çıkaran sihirbaz gibi, her gün yeni bir açılım yaparak, ciddiyetine gölge düşürmek istemiyor. Bu çok önemli bir nokta.
Bu ülkede çok sürpriz teklifler getirildi, çok açılımlar yapıldı. Cem Boyner’den tutun YTP’ye kadar. Ancak bunlar iki sorun yaşadı. Bir ciddiyet, iki bunu gerçekleştirecek olan siyasî irade.
Uzun uzun o tahlillere girmek istemiyorum.
Ağar önce şok bir teklif ile dikkatleri üzerine çekti, sonra sözünün arkasında durdu. Ayrıca dikkatinizi çekti mi bilmem, ama her sözünün arkasından, “Benim adım Mehmet Ağar” diyor. Burada bir imaj pekiştirmesi söz konusu. Mehmet Ağar ismi bir kararlılığı, gözünü budaktan esirgemeyen bir yiğitliği simgeliyorsa, Ağar bilinç altımıza, “Bunları yapacak olan adam benim” diyor. Yani bir güçlü iradeyi adres olarak gösteriyor. Bunların hepsi tıkır tıkır işleyen başarılı bir iletişim yönetimi.
Şimdi artık ağzından çıkan her sözü dikkatle izlenen Ağar, bu temelin üzerine yeni tuğlalar koymaya hazırlanıyor.
Burada çok kritik bir nokta var.
Sürpriz teklif yapmak ya da açılımda bulunmak iş değil. çok söz söylendi bu ülkede. Asıl önemli olan inandırıcılığına gölge düşürmemek, bu açılımların arkasına inandırıcılık ve güçlü bir siyasî iradeyi kıyabilmek.
Bu yüzden de yeni açılımlarını, konjonktürü bekleyip ona göre yapacak.
Peki bu konjonktür önümüzdeki hafta oluşabilir mi?
29 Ekim’de Çankaya Köşkünde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu var.
Hatırlarsanız geçen yılki resepsiyonda Büyükanıt, Şemdinli olayları sebebiyle tutuklanan Astsubay Ali Kaya için, “Tanırım iyi çocuktur” demişti. Bütün bir yıl boyunca tartıştığımız bu söz Ferhat Sarıkaya olayından, Şemdinli raporuna hatta Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı yolunun kapanması tartışmalarına kadar uzamıştı.
Bu kez sürpriz Cumhurbaşkanı Sezer’den gelebilir. Eğer 29 Ekim’de Sezer sürprizi yaşanmazsa, bilin ki Cumhurbaşkanı 2 gün sonra yani 31 Ekim Salı günü MGK’da yapacağı çıkışı resepsiyona kurban etmek istemiyor demektir.
31 Ekim MGK’sında Sezer çıkış mı yapacak?
Bir hazırlık yaptığı söylentisi kulağıma ulaştı.
MGK’nın açılış konuşmasında irtica ve laiklik eksenli bir uyarıda bulunacağı söyleniyor.
Bunun için de Köşk’teki görevlilere bir hazırlık yaptırmış.
1 Ekim’de Meclisi açış konuşmasında değindiği hususların başka bir versiyonu da diyebiliriz buna.
Peki askerler konuşacak mı? Orasını bilmiyorum, ama Sezer bir hazırlık yapıyor.
Bayramdan sonra tufan mı? O kadar da değil. Türkiye artık buluttan nem kapan günleri geride bıraktı. Buna bayram sonrası şenlik demek daha doğru olur.
25.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|