Ekmeleddin İhsanoğlu’nun mutluluğu telefondan hissediliyordu. Mekke Bildirisi açıklandıktan sonra tebrik mesajlarının ardı arkası kesilmemişti. Birçok önemli devlet ve teşekkül, ”Mekke Belgesi”ne destek verdiğini açıklamıştı.
“Haremi Şerif’in karşısında iki mezhebin temsilcilerini biraya getirip, Irak’ta kardeş kanının durması yönünde karar alıp, açıklama yaptılar” derken, Kabe’nin huzurunda verilen sözü manevi anlamına vurgu yapıyordu.
Peki Iraklılar bunu nasıl karşılamıştı? Irak Şii hareketinin önde gelen isimlerinden Ayetullah Sistani neden yoktu?
“Ayetullah Sistani çok yaşlıydı. Onun gibi çok yaşlı olanların gelmesini beklemiyorduk. Ama onların dışındakilerin tümü geldi. Ve Sistani’den çok kuvvetli bir destek mesajı geldi” dedi. Iraklıların nasıl karşıladığı konusu ise, Irak medyasının çok büyük destek verdiğini ve işgalciye karşı topyekün bir kurtuluş mücadelesi vermek gerekirken, kardeş kanı akıtan Irak’ın iç savaşın pençesinden kurtulabilmesi için Mekke Bildirisine sıkı sıkıya sarılınması gerektiği görüşünün son çare olarak savunulduğunu anlattı.
Irak’ta şii ve sünniler arasındaki mezhep çatışmalarının başka bir deyişle iç savaşın sona ermesi için İslâm Kalkınma Örgütü Ramazan bayramından birkaç gün önce iki mezhebin önemli temsilcilerini Mekke’de bir araya getirerek bir bildiri yayınladı.
Mekke Bildirisi, ”İslâm dünyasına bayram müjdesi” gibi oldu ama çalışmalar daha önce başlamış. “Temmuz ayında girişimlere başladık” dedi Ekmeleddin İhsanoğlu. Defalarca Bağdat’a gidilip, temaslarda bulunulmuş.
Her biri Şiî ve Sünni ulemasının önde gelen isimlerine şu soru sorulmuş: “Biz İslâmda kardeş kanı akıtmanın, mezhep çatışmasına girmenin bir yeri olmadığını biliyorduk. Ancak Şii ve Sünni temsilcileri bir araya getirerek, ‘Siz bu fetvayı nereden alıyorsunuz. Hangi ayete, hangi hadise dayanıyorsunuz?’ dedik. Tabi İslâmda böyle bir şey yoktu.”
Cevap Mekke Belgesi olarak doğmuş.
Hem Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kutlamak gerekiyor böylesine faydalı bir teşebbüsten dolayı hem de İslâm Kalkınma Örgütü’nün gerçek görevi işte bu dedikten sonra, hakkını teslim edip, tebrik etmek gerekiyor.
Uzun bir süredir pasifliği nedeniyle eleştiri konusu olan İslâm kalkınma Örgütü Ekmeleddin İhsanoğlu ile canlandı ve her Müslümanın tereddütsüz altına imza atabileceği, Irak’taki iç savaşın durmasına yönelik girişimle gayretlerini taçlandırdı. Tabi bir bildiri ile Irak’ta iç savaşın duracağını kimse beklemesin. Ancak İslâm dünyasının bu tür saygın girişimlere ihtiyacı var.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği değerli bir alim olması açısından Ekmeleddin İhsanoğlu ile ne kadar öğünsek azdır. Aynı şekilde “medeniyetler çatışması” adı altında İslâm dünyasını işgallere, aşağılık muamelelere maruz bırakmayı amaçlayan çabalar karşısında,”medeniyetler buluşması”nın öncülüğünü de yine bu ülkenin yaptığının da altını çizmek gerekiyor.
Medeniyetler buluşmasının eş başkanı Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı... Bu ülkeye bu misyon yakışıyor. Bu nedenle bazı kötü örnekleri sıralayıp, bu tür güzel girişimlerle aynı satırlar arasında yer alma şansını onlara tattırmak istemiyorum.
İşte size insanlık bu mu dedirtecek bir olay.
Ankara Hacettepe Hastanesi’nden.
Evinde iftarını yapmakta olan Murat Gerede, cep telefonuna gelen acil kan anonsu üzerine eşi ve kızını da alarak Hacettepe Hastanesi’nin acil servisine gidiyor. Benim de 3 kez gidip tanımadığım insanlara kan verdiğim bir yer burası. Hatta kan verdiğim insanlardan birisinin, intihar girişiminde bulunan bir genç olduğunu orada öğrenmiştim.
Kendisi tecrübeli bir öğretmen olan Murat Gerede kan vermiş, kızının yaşı küçük olduğu için ondan kan almamışlar. Eşi Şaziye Gerede kan vermek üzere içeri girdiğinde hemşirenin, ”Bu kıyafet ne, bununla buraya gelmeyin” tepkisiyle karşılaşmış.
Burada ne hipokrat yeminini hatırlatmaya, ne hasta haklarından söz etmeye gerek var. Bu tamamen bir insanlık sorunu. Boyanan elektrik trafolarını mescit zannedip, peşine taktığı gazetecilerle baskına giden milletvekilini tanık olmadık mı? Bazı durumlar vardır ki, orada sözün bittiğine inanırım. İşte sözün bittiği yer burası.
Cem Yılmaz son dönemlerde yetişen en kabiliyetli mizah ustalarından. “Her şey Güzel Olacak”tan tutun, ”Gora”ya kadar birçok başarılı filmde bu kabiliyetini konuşturdu. Sadece oyunlarında değil, filmlerde de üstlendiği role hayat veren bir oyuncu Cem Yılmaz.
Usta oyuncunun yeni filmi ise “Hokkabaz”
En iyisi biz yine dünya da diyaloğun, barışın, kardeşliğin temin edilmesi için çaba gösteren Türkiye’yi esas alalım. Bu tür Hungtinton’un Türkiye versiyonları için, ”Eline sağlık Cem Yılmaz iyi ki çektin şu Hokkabaz’ı” diyelim.
Maalesef bizim ülkemizde onlardan da mebzul miktarda var...
24.10.2006
E-Posta:
[email protected]
|