Yeni bir döneme girildi.
Bunun en iyi işareti Söğüt şenlikleri sebebiyle AKP ile MHP arasında yaşanan gerilimdi.
Şimdiye kadar partisinin maruz kaldığı krizleri büyümeden bastırmakla tanınan Devlet Bahçeli bile bu olayın üzerine atladı.
“Buradan milliyetçilere yönelik komploları tertip eden, âlet olan herkese açıkça sesleniyorum:
Biliniz ki, zamanı geldiğinde açmak üzere, biz de bunları not ettik.”
Bunlar Bahçeli’ye ait sözler.
“Sayın Başbakanın aradığı, sipariş üzerine terbiye edilmiş tek tip kölelerdir.”
Bu sözler de MHP liderinin...
‘İnanç hortumcusu’
“Sayın Başbakan, kendisini hiç ilgilendirmeyen bir konuya da el atmış ve suizan ile ülkücülerin namaz kılmadığı iftirasını basın yoluyla atarken, heveslisi olduğu ulema şapkasını kendi başına pişkince geçirebilmiştir.”
Bu sözler de yine Bahçeli’nin.
İki sayfalık konuşmada saydım iki yerde başbakan için, “inanç hortumcusu” diyor.
Onunla da yetinmiyor, “Sizleri çıktığınız Çankaya’dan TBMM kararı ile indirmek ve Yüce Divana yollamak Milliyetçi Hareket Partisine düşen millî görev olacaktır” diye tehdit ediyor.
Bu sözleri, “MHP’yi içime sindiremiyorum, canlar aldılar” diyen Rahşan Ecevit’e karşı söylememişti.
O zamanın suskun adamı Bahçeli nasıl oldu da şimdi, “bunları not eden” ve başbakana, “İnanç hortumcusu” diye sataşan, Çankaya’dan indirip Yüce Divan’a göndermekle tehdit eden bir lider haline geldi.
MHP’nin başına geçtiği günden beri olgun bir görüntü çizen MHP liderinin nasıl konuşacağını elbette ki biz tayin etmeyeceğiz. Ne öyle bir hevesimiz, ne de arzumuz var.
Ülkücü gençleri sokağa çekmek isteyenlere karşı tüm siyasî ağırlığını ortaya koyup, neredeyse, “Benim bedenimi çiğnemeden ülkücüleri sokağa çekemezsiniz” şeklinde bir tavır sergileyen, ülkücülerin elinde silâh değil, bilgisayar olması gerektiğini savunan bir lider nasıl oldu da bu denli yalın kılıç daldı siyaset meydanına?
Bahçeli’deki tavır değişikliğinin tek bir sebebi var.
Başbakan Erdoğan ne dedi, “Final dönemine girdik.” Peki bu neyin finali. Gözleri Çankaya’dan başka bir şey görmeyenler bunu hemen Erdoğan’ın Çankaya planı olarak yorumladılar, ama bu izah eksikti.
Türkiye artık seçim dönemine girdi. Erdoğan’ın kastettiği final bu. Artık bu iktidar topal ördek oldu. Hatta ABD şimdiden Erdoğan’a topal ördek muamelesi yapmaya başladı. Tüm ciddî müzakerelerin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile yürütülmesi sadece bir rastlantı mı?
MHP liderinin kükremesinin sebebi bu. Bahçeli, AKP ile Söğüt’te başlayan polemiği uzatmak istiyor. Öyle ki 5 gün sustuktan sonra birden kükremesinin sebebi bu. AKP ile gireceği bir çekişmenin MHP’yi milliyetçi-muhafazakâr seçmen karşısında cazibe merkezi yapacağını hesaplıyor Devlet Bahçeli. AKP iktidarından canı yanan ya da AKP’ye kızan ancak CHP’ye de gitmeyen milliyetçi-muhafazakâr oyların adresi olmak istiyor.
Bahçeli’nin tavrındaki değişimi, “Her şey seçim için” şeklinde özetlemek mümkün.
Türkiye ne yaparsa önümüzdeki yılın Nisan ayına kadar yapacak. Ondan sonrası seçim dönemi. Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi başlayacak. Recep Tayyip Erdoğan Çankaya’ya çıktığı takdirde, bu kez AKP’de genel başkanlık seçimi için olağanüstü kongre süreci başlayacak. Haziran ya da Temmuz ayında Olağanüstü Kongre yapılırsa, bu kez seçilen AKP Genel Başkanı hükümeti kurmakla görevlendirilecek. 2007 yılı Kasım ayında ise Türkiye seçimlere gidecek. Seçim demek milletvekilinin can pazarı demek.
Türkiye her gün seçim ortamına daha çok girecek. Seçime yönelik salvolar daha çok artacak. Ancak şu bilinmeli ki, gerilim meydana getirilerek, seçimlerden kârlı çıkacağını kimse beklemesin.
Hele hele her kavgada “eli silâhlı geçmişi” hatırlanacağı için MHP’nin bu tür kavgalardan kârlı çıkacağını kimse beklemesin.
Artık 2007’den sonra Türkiye’yi yönetecek kadroların belirleneceği seçim takvimi işlemeye başladı. 2001 seçimleri bu açıdan ibretli bir örnek. Seçim kararı alındığında yüzde 17 oy oranı olan DYP yanlış bir seçim stratejisi sonucunda ikinci çıkacağı seçimlerde nasıl baraj altında kaldı, partiler bunu dikkate almalı. Şimdiye kadar seçimler uzak bir ihtimaldi. Artık seçmen kanaat oluşturmaya başlayacak. Çark dönmeye, şans topu çekilmeye, kanaatler biriktirilmeye başlanıyor. Bu süreçte seçmenle sağlıklı ilişki kuran partiler kazançlı çıkacak. Genç Parti’nin 2 ay içinde kurularak girdiği ilk seçimden yüzde 7.5 oy almasının tek sebebi, bu süreçte hedef kitlesi ile sağlıklı iletişim kurmasından geçiyor.
Kimseye akıl vermek gibi bir densizliğin içinde olmayız. Sadece seçim sathı mailine girildiğini ve bu süreci iyi değerlendiren partilerin sandıkta şanslarını arttırabileceklerine dikkat çekmek istedik.
18.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|