Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Eylül 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

İmân-îtikad



Bilgiler, objeler, nesneler, soyut kavramlar, düşünceler, hayal, tasavvur, taakkul, iz’an, iltizam gibi basamaklardan geçtikten sonra, en son merhale olan ‘imân-itikad’ teknesinde yoğrulur, kıvamını bulur ve kesin inanca, imana dönüşür. Burada yakîn/kesin bir kanaat söz konusudur. İtikat mertebesi; hüküm, karar verme hâlidir. Hüküm ise; yukarıda sıralanan merhalelerden geçerek kavramlar/mefhûmlar arasında doğru bağlar kurmaktır.

Evet, zihnin yedinci işlemi; “itikat”tır. Bir mesele hakkında zihnin ilk altı basamağı kazanında gerçek yönüyle pişer, işler; mesele aklen, kalben ve tecrübî olarak benimsenir, hissî, aklî ve tecrübî boyutları tahlil edilir, bir senteze ulaşılır. Yani, özümsenip biribiriyle münasebetleri sağlam, tutarlı bir inanç olarak ortaya çıkar ve bütün donanımlarıyla tasdik ile doğrulanır ve iz’an ile bir anlayış ve seviye kazanır. O takdirde bu yüksek iman hâli; tabiatı, huyu, karakter haline getirilebilir. Öğrenme, öğretim, zihnin bu yedi işlem modülü kullanılarak, dış dünyadaki inançlar, kabullenmeler, veriler ve sezgiler yoluyla zihinde inşa edilir; zihnî gerçeklik üretilir ve dünya bu gerçeklik üzerinden algılanır. İşte bu malûmatlar, kavramlar, semboller, roller ve çözüm şemaları şuuraltına yerleşir; kişi karar verme, algılama ve düşünme melekelerini oluşturur.

Artık iman, dimağın/zihnin bütün kademelerinden geçerek en üst seviyeye çıkarılarak güçlendirilmiş şuurlu bir bilgiden/ilimden oluşmuş bir olgu haline gelir. İslâmın istediği, öngördüğü şüphe ve vesveselerden arınmış tahkiki, gerçek iman budur.

Böylece, başta akıl, kalb, vicdân olmak üzere sâir duyu ve duygular vasıtasıyla objelerden gelen bilgi ve mesajlar; dimağdaki safhalardan süzülüp “cüz’î irâde/hür irâdenin” (kendi kendine karar verme ve serbestçe hareket etme gücünün) kullanılmasından sonra, Allah’ın istediği kulun kalbine ektiği bir nûr olur.1

‘İtikad-imânın gereği ise, salâbettir. Yâni, gerçeği bulduktan sonra ona sıkıca bağlanmaktır. Bilgi, nesne ve düşünce; yukarıda bahsedilen zihnî aşama, basamak ve eleklerden geçip ‘imân, itikad’ hâline gelirse, ondan ‘salâbet’, yâni, tam bir bağlılık, tam bir anlayış, tam bir iz’an, kavrayış durumu hâsıl olur. Dolayısıyla imân; bilgi, belge, deney, aklî, mantıkî delillere dayanan bir salâbetin, bir bağlılığın sonucudur.

İslâmiyet körü körüne dogmatik, mutaassıp bir inancı değil; salâbetli, tahkiki, hakikî bir imânı gerektirir. Yâni, gerçeği ilmî, yani aklî, mantıkî, tecrübî delillerle de bulduktan sonra ona sımsıkı yapışmayı gerektirir. Delil ve belgeleri, zihnin süzgecinden süzüp bir meseleyi kabul eden ve İslâmiyete giren samîmî bir Müslüman asla mutaassıp değil, salâbet sahibidir.

Tabiî ki, burada inanç haline gelen karar hüküm; kesin fakat doğru olmayan bir inanç da olabilir. Dolayısıyla iman, kalb, kabul ve irade ile ilgili bir sonuçtur. Bir meselenin böyle olduğu bilinir, ama, kabul edilmez, reddedilir. Buna küfri inadî de denir.

Dipnot:

1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 46.

06.09.2006

E-Posta: [email protected] - [email protected].


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.09.2006) - Taakkul/akıl mertebesinde iman

  (04.09.2006) - Hayal aleminde yaşamanın sonu

  (03.09.2006) - Zihnimizin yapısı ve imanımızı güçlendirme

  (02.09.2006) - İmanın ıstılâhî tanımlarına muhteşem yaklaşımlar

  (01.09.2006) - Kaçımız imanın tanımını yapabiliriz?

  (31.08.2006) - Gerçek mutluluğun kaynağı din ve imandır

  (30.08.2006) - Hayatî sorularımızın cevabını yalnız din/iman verir

  (29.08.2006) - Sonsuz ihtiyaç, acz ve fakirliğimiz iman etmeye mecbur eder

  (27.08.2006) - Niçin iman etmek zorundayız?

  (26.08.2006) - İlmî, ekonomik gelişmeler de güçlü imanla mümkün

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004