Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Nakil ve defin belgeleri



Mezarında dahi rahat bırakılmayan Bediüzzaman Said Nursî'nin "meçhûl mezar"ı ile ilgili tartışmalar gündemi işgal ederken, bir yandan da yaşanan acı gerçeklerin belgeleri de gün yüzüne çıkmaya başladı.

İşte, aşağıda bu belgelerden iki tanesinin sûretini görmektesiniz: Biri, cesedin nakli, diğeri ise defni ile ilgili "zabıt varakası."

Bu belgelere göre, Urfa'da medfun bulunan Said Nursî'nin naaşı, 12 Temmuz 1960 tarihinde mezarından çıkartılarak Isparta'ya nakledilmiş.

Aynı tarihi taşıyan ve hemen hemen aynı ifadelerle tanzim edilen bu belgeler, ilgili şehirlerdeki askerî ve mülkî yöneticilerin de imzasını taşıyor: Vali vekili, emniyet müdürü, sağlık müdürü, il jandarma kumandanı, merkez kumandanı, merkez hükümet ve belediye tabibine ilâveten "mevtanın kardeşi" Abdülmecid Ünlükul.

Herbiri altışar imza taşıyan bu zabıt varakalarında yer alan resmî ifadeler ise şöyledir: "Konya İmam Hatip Okulu fahri Arabî hocası Abdulmecit Ünlükul, Urfa’da medfun kardeşi Said-i Nursî’nin cesedinin nakl-i kubûr suretiyle, Isparta'ya defnine müsaade olunmasına dair 4 Temmuz 1960 tarihli dilekçesi üzerine, iş bu talebi is'af (kabul) edilerek 12 Temmuz 1960 günü (gecesi) Afyon'a getirilmiş bulunan mevtaya ait tabut teslim alınarak Isparta'ya getirilmiş ve aynı gün akşamı kardeşi Abdulmecit Ünlükul'un da hazır bulunduğu halde aşağıda imzaları bulunan şahıslar huzurunda Isparta Şehir Mezarlığında ihzar edilmiş (hazırlanmış) bulunan kabre defnedildiğine dair iş bu zabıt, mahallinde tanzim ve hep birlikte imza altına alındı."

Merhum Abdulmecit Efendi, o tarihte yaşanan vak'anın gerçekte böyle olduğunu hayatta iken yakın çevresine anlatmış ve bütün anlattıkları yazılı kayıtlara da aynen geçmiştir.

Yalnız, şu fark ile ki: Abdulmecit Efendi, büyük kardeşi Said Nursî için tertiplenen "mezar nakli" evraklarının ihtilâlciler tarafından kendisine zorla imzalatıldığını ayrıca ve mükerreren beyan etmiştir. Bu gerçeğin de bir kısım şahitleri halen hayattadır.

Gelelim, netice-i kelâma...

Resmî belgelerde yazılı olduğu üzere, Said Nursî'nin cesedi, kardeşinin de nezaretinde bir gece vakti Urfa'dan alınarak Isparta'ya getiriliyor ve önceden hazırlanmış bulunan bir mezara defnediliyor. Ancak, Bediüzzaman Hazretlerinin naaşı, şu anda o resmî belgelerde ifade edilen yerde değil.

Zira, durumdan bir şekilde haberdar olan Üstad Bediüzzaman'ın birkaç sadık talebelesi, yine bir gece vakti gidip naaşını oradan alarak bir başka meçhûle götürüyorlar.

Çünkü, Üstadlarının bu yönde vasiyetleri vardır ve mezar yerinin iki-üç kişiden başka hiç kimsenin bilmediği bir yerde olması gerekiyor.

İkinci mezar nakli gibi, bu da ayrı bir vakıadır. Esasında doğru olan da budur: Madem ki, mezarı meçhûl kalacak, o halde resmî zevatın da bildiği yerde olmaması icap eder.

Şayet, bugün mezar yeri belirlenecek olursa, büyük ihtimalle vefatından sonra yaşananlar bir kez daha tekrarlanacak. Yani, muhtemelen iki mezar nakli hadisesi yeniden yaşanacak. Ki, böyle bir vak'aya sebep olmak, hiçbir şekilde akıl kârı değildir.

Hisarcıklıoğlu'nun mektubu

Hatırlarsınız, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bundan bir ay kadar evvel üç büyük parti liderini (Erdoğan, Baykal ve Ağar) bir araya getirmiş ve onları elele tutuşturmak suretiyle güzel bir başarıya imza atmıştı.

Biz de bu "Birlik görüntüsü"nü takdir ile buna sebep olan Hisarcıklıoğlu'nu samimiyetle tebrik etmiştik.

Söz konusu yazımız üzerine sayın Hisarcıklıoğlu da bir mektup gönderdi. Samimî ifadelerle yoğrulmuş bu mektubu, araya acil konuların girmesi sebebiyle gecikmeli olarak şimdi yayınlıyoruz.

Sayın Hisarcıklıoğlu'nun 22.06.06 tarihli mektubu şöyle:

Sayın Salihoğlu,

Türkiye’nin girişimcileri, kanaat önderleri, müteşebbis insanları, hem ülkemizin siyasî ve ekonomik istikrarının garantisi, hem de ekonomideki dinamizmin kaynağı olan büyük camiamızın geniş katılımıyla gerçekleştirdiğimiz 61. genel kurulumuza basınımızın saygın bir mensubu olarak gösterdiğiniz ilgi, verdiğiniz destek ve 30.05.2006 tarihinde Yeni Asya gazetesinde çıkan yazınızdaki objektif yorumlarınız için teşekkür ediyorum.

Sayın Salihoğlu,

Sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, genel kurulda başbakan ve muhalefet liderleriyle birlikte gerçekleşen selâmlama fotoğrafı bir mesaj verdi: İş âlemi ve bütün Türkiye, Anayasa’nın tartışılmaz olan maddelerinde herkesin birlikte olduğunu, bunun dışındaki alanlarda herkesin demokratik kurallar içerisinde tartışabileceğini gösteren bir tabloydu. Uzlaşıyı gösterebilmek sadece sözle değil, görüntüde de önemlidir. Bugünlerde ülkemizde de böyle görüntüye ihtiyaç vardı. Çünkü bildiğiniz gibi göreve geldimiz günden beri ülkemizin her köşesini dolaşıyor, iş dünyasının sıkıntılarını ve görüşlerini yerinde tespit ediyoruz. İşte, genel kuruldan önceki haftalarda yaptığımız ziyaretlerde, oda ve borsa başkanlarımızın bazı sıkıntı ve tereddütlerini bizzat gördüm. Özlemlerini dinledim.

Hatırlarsınız, geçmişteki en büyük sıkıntı, çatışma kültürüydü. İktidar ve muhalefet Türkiye’nin meseleleri üzerinde şüphesiz farklı farklı düşünecek ama, ülkemizin ortak menfaatlerinde herkesin el birliği içinde olabileceğini gösteren bir fotoğraftı. Onun için “Yüzyılın fotoğrafı” olarak nitelendirildi bu fotoğraf. Bunun TOBB Genel Kurulunda gerçekleşmesi ise, bizler için gurur ve onur tablosu olmuştur.

Sayın Salihoğlu,

Yazınızdaki bir hususa da küçük bir katkıda bulunmak istiyorum. Bu fotoğraf, bir emrivaki değil, gerçek bir doğallık taşımaktadır. Bu iş dünyasının, Türk insanının bir isteğiydi, kişisel bir yönlendirme değildi.

Bugün TOBB’un yurt içinde ve yurtdışında sağladığı itibar ve saygınlık, ilkeli, objektif ve dengeli bir çizgide tavizsiz izlediğimiz politikaların sonucudur. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türk tüccarının ve sanayicisinin yanında yer almaya devam edecektir.

Bir yazar ve gazeteci kimliğinizle, TOBB’a ve faaliyetlerimize göstermiş olduğunuz ilgiye ve bize şevk veren duyarlılığınıza teşekkür ediyor, selâm ve saygılarımı sunuyorum.

M. Rifat Hisarcıklıoğlu

TOBB Başkanı

03.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (01.07.2006) - Asılsız iddialara kaynağından cevaplar (4)

  (30.06.2006) - Asılsız iddialara kaynağından cevaplar (3)

  (29.06.2006) - Asılsız iddialara kaynağından cevaplar (2)

  (28.06.2006) - Asılsız iddialara kaynağından cevaplar (1)

  (26.06.2006) - Ne okuyalım?

  (24.06.2006) - Ecevitler'den geriye kalan

  (23.06.2006) - Yanlıştan gerçeğe doğru

  (22.06.2006) - Meçhûl mezar

  (21.06.2006) - İçkide tehlike alarmı

  (20.06.2006) - Hakimiyet mücadelesi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004