Okullar resmen değilse de, fiilen tatil oldu. Bilhassa büyük şehirlerde tatil havası hemen hissedildi. Üniversite imtihanlarına hazırlık gayesiyle son sınıf öğrencilerinin bakanlıkça ‘izinli’ sayılması bu havanın yaygınlaşmasına da sebep oldu.
Maalesef, bayramlarımızın bile ‘tatil’ gibi algılandığı şartları yaşıyoruz. Bu bakımdan, ‘tatil’lerin iyi şekilde değerlendirilmesi hayli zorlaşıyor. Tabiî bu ifadelerimiz, genel bir kaide. Ama zamanın kıymetini bilenler için ‘tatil’ ayları ‘okumak için bulunmaz bir fırsat. Nitekim pek çok yerde, okuma programları hazırlandığını duyuyor ve seviniyoruz.
Tatil aylarını okuma programlarıyla süsleyenler kârlı bir yatırım yapmış olacaklar. Gerçekten de ömür dakikaları sayılı olduğuna göre, boşa vakit geçirmek, ‘tatil’dir deyip hayatın gerçeklerine kulak vermemek kabul edilebilir bir davranış değildir.
Çok özür dilerim, “Fazla okuma kafan bozulur/delirirsin” denilen bir cemiyette yaşıyoruz. Böyle bir kabulün, toplamda yer bulması ve nesilden nesile aktarılması hayret edilecek bir durum. Nasıl olur da, ilk emri ‘Oku!’ olan bir inanç sistemine sahip olan bir toplumda böyle yanlış bir anlayış kabul görmüş ve yerleşebilmiştir?
Bu yanlış anlayış; bir dönem inançtan uzaklaştırılmış, eğitime karşı milletin oluşturduğu bir koruma refleksi olabilir mi? Malûm, tek parti döneminde okullarda okuyanların namaz kılması ‘ayıp’ karşılanırmış! Her okula gidenin ‘inançtan uzaklaştığına’ şahit olanların böyle bir kanaate ulaşmış olması akla gelebilir.
Yaşanan ‘kopuş’ sebebiyle, bir dönem okunabilecek ve okutulabilecek eserlerin sayısı belki fazla değildi. Ama şimdilerde —şükürler olsun— her seviyede okunabilecek ve okutulabilecek eserlere ulaşmak mümkün. Gelişen internet teknolojisinin fenalıkları yayında, yerinde kullanılabildiği zaman tahmin edilemeyecek faydaları da vardır. Geçmiş dönemlerde bir gün uğraşılsa ulaşılamayacak bilgilere, tek tuşla ulaşmak mümkün. Dolayısıyla bu imkânları iyi değerlendirmek gerekiyor.
Tabiî ki, izlemek/seyretmek varken kitap okumak kolay değil. Ama şeytanın hilelerini bir tarafa atıp, tatili kitap okuyarak geçirmek en iyisi. Başta Risâle-i Nur eserleri olmak üzere, her türlü ihtiyacı karşılayan eserlere ulaşmak mümkün.
“İyi ama kitaplar çok pahalı” bahanesini de bir yana bırakalım. Türkiye şartlarında kitapların pahalı olduğu bir vak’a. Ancak bu bizim kitap okumamızı engelleyebilecek bir durum değildir. Kitapların çok daha ucuz olması lâzımdır ve bu ayrı bir konudur. Ama okumak isteyene uygun kitap her zaman vardır. Hemen her yayınevinin indirimli kampanyalar düzenlediği biliniyor. Bu kampanyalar takip edilirse, uygun fiyatlarla kitap temin etmek mümkün.
Bunu yapmaya imkân bulamayan, okumak için ödünç kitap da alabilir. Bir arkadaşınızdan, okuduğu kitabı alıp okumak ve iade etmek çok mu zor? (“Kitap okuyan arkadaş nereden bulacağız?” demezsiniz her halde!)
Pahalı da olsa, her türlü ihtiyacı karşılayacak kitap piyasada var. Bu kitapların ucuz olması için yayınevlerine de, devlete de vazifeler düşüyor. Kitapta KDV geçmiş yıllara göre düşük, ancak kitap yayıncılarına istismar edilemeyecek şekilde teşvikler gerekiyor. “Nasıl bir teşvik?” sorusu ciddî olarak sorulur ve cevabı aranırsa mutlaka bulunur. Bunun için Kültür Bakanlığı ve yayınevleri bir araya gelip okuyucuya çok daha uygun fiyatlarla kitap ulaştırmanın yolunu aramalı ve bulmalıdır.
Geçmiş yıllarda Kültür Bakanlığı uygun fiyatlarla kitap basıp satıyordu. Son yıllarda bu uygulama sona erdi. Buna gerekçe olarak da, “Özel sektör daha iyisini yapabiliyor” deniyor. Bu tesbit doğru olmakla birlikte, daha uygun fiyat için Kültür Bakanlığı da konuya el atmalıdır.
Kitapları sadece fiyatıyla değerlendirmek elbette mümkün değildir. “Ucuz alan ucuz bakar” prensibini de göz önünde bulundurarak, kaliteli kitapları uygun fiyatlarla okuyucuya ulaştırmanın yolu aranmalıdır. Meselâ, öğrencilere her zaman kitap hediye etmeyi belediyeler niçin düşünmez? “Bisiklet mi kitap mı?” diye sorulsa, benim reyim ‘kitap hediye edilsin’ şeklinde olur.
Ne yapıp edelim, başlayan ya da başlayacak olan tatilimizi kitap okumakla değerlendirelim. Çocuklarımızı da ‘kitap delisi’ yapalım, zarar görmeyiz vesselâm...
14.06.2006
E-Posta:
[email protected]
|