Turkcell reklâmının mesajları olumlu mesaj vermiyor.
Bunu ticarete dökme gayretleri gözden kaçmıyor.
Ağlayan “cellocanlar”dan tut, ülkenin en ücra noktasında elektrik almayan köye kadar... Yaşlı bir kadının en yakın dostu olmak gibi, hayal sınırlarını zorlayan görüntülerle “cellocanlar” Türkiye’nin her yerinde.
Masûmiyet üzerinden teknoloji pazarlıyorlar.
Sarı kostüm ve kocaman antenleriyle bütün “sevimliliklerini” gösterme derdinde yönetmen.
Bir sahnesinde ses kesiliyor. Yaşlı kadın “Maşaallah, Maşallah” diyor.
Reklamın devamında küçük “cellocan” ne diyor:
“Maşallah demene gerek yok ki, ben varım.”
Olmadı. İşte burada senaryoyu yazan ve görüntüyü alan yönetmen, bu reklamı mümkün olan en kısa zamanda yayından kaldırmalı. Yeniden yazıp çekmeli.
Maşallah’ı “basit”e indirgeyen ve sırf markayı pazarlama uğruna “şirk” kokan bu diyalog Müslüman halkımızı rencide etmektedir.
İnsan böylesine kudsî ifadeleri kullanırken biraz daha dikkatli davranmalı. Lütfen gereği yapılsın.
KADIN PROGRAMLARI
Tiyatrocu ve program sunucusu Asuman Dabak, “Bazı programlardan sonra öldürülenler, intihar edenler oldu. Sadece reytingi düşünüyorsanız ve ‘Biz sadece bir TV programı yapıyoruz, bizim elimizden daha fazlası gelmez’ diyorsanız, boyunuzdan büyük işlere kalkışmayacaksınız” diyor. (atv)
Kendi programında bakalım ne kadar “kadın sorunlarına” el atacak veya çözecek.
Çünkü benzeri türde o kadar çok program yapıldı ki, bu tür programlar çare yerine dert üretti.
CENNET VE CEHENNEM
Hani bir şarkı sözü vardı:
“Seninle Cehennem ödüldür bana...” diye...
Fânî bir sevgili için abartılacak başka söz bulamamış olacak ki, Cehennemi ödül olarak görüyor.
Başka bir şarkı sözü daha:
“Saçının bir teline Cenneti değişmem...”
Beyler: Cennet ucuz değil, cehennem ise lüzumsuz değil!
11.04.2007
E-Posta:
[email protected]
|