TGRT bu ayın ortasında “Fox”a dönüşecek. Bunu hepimiz biliyoruz.
Fakat geçirdiği evrede tuhaf şeyler döndüğünü öğreniyoruz.
TGRT’nin elemanları tek tek kovuluyor. Bunlardan biri 10 yıla yakın bir zaman diliminde ana haber sunuculuğu yapmış, üstelik mesleğinde onur ödülü sahibi bir sunucu:
Jülide Ateş.
Güzellik yarışmalarından sonra kendine bir yol çizen Ateş, önce Star, Kanal D, daha sonra uzun yıllar istikrarlı biçimde TGRT’de çalıştı.
“TGRT’den çok çok iyi bir maaş alıyordum. Açıkçası kendime, eşime, anneme, babama, çocuğuma, ‘Ben bu parayı bırakıyorum çünkü başka bir şey yapmak istiyorum’ demeyi berelemedim...”
Yani?
“Hayatım 15 yıldan sonra ilk kez sürprizlerle dolu olacak. İtiraf edemediğim duam kabul oldu aslında.”
Onu TGRT’de tutanın en önemli unsurun ne olduğunu soran bir muhabire şöyle diyor Ateş:
“Para... İnanılmaz büyük bir para teklif etmişlerdi, Kanal D’den ayrıldıktan sonra başka kanallardan da teklif vardı, onlara TGRT’nin önerdiği parayı söylediğimde onlar bile ‘Hiç düşünme oraya git’ demişlerdi. Benim o sırada önceliğim prestij değil paraydı.”
Ateş, TGRT’nin öncesini anlatıyor:
“Çünkü TGRT hiçbir zaman büyük bir kanal olamadı... Başlarda çok sorguladım. Star’da ve Kanal D’de ana haber okuduktan sonra atılım yapmakta olan muhafazakâr bir kanalda olmak endişe veriyordu.
“Ama koşullar içindeki mükemmeli yakalamaktı benim için TGRT. Ben muhafazakâr değilim, TGRT’de beni bu konuda hiç sıkıştırmadı, rahatsız etmedi
“Kanalın muhafazakârlığı—ki 10 yıl içinde çok değişime uğradı kanal—çalışanlarını bağlayan bir şey değildi. Çok huzurlu çalıştım bu on sene. Haklarını yememeliyim.”
Bir de sonrasını anlatıyor:
“Murdoch’un sağ kolu Pompadur görüşmemizde şimdi size adını veremeyeceğim bir Türk politikacıdan bahsetti. ‘Bu kişiyle çok sıkı diyaloglarımız var, temas halindeyiz’ dedi. Ne alaka diye biraz şaşırdım açıkçası. Bir siyaset adamı. Aktif şu anda. Fikir aldıkları insanlardan biridir diye düşündüm. Ama işler bizim bildiğimizden daha karışık.
“O sırada TGRT’de daha önce bahsi geçen siyasetçilerin adı gündeme geldi. Buna Ankara ve politikacılar dahil. ‘Bıyıklı Amerikalılar’ diyorum onlara ben. Kanaldaki sorun tek bir karar mekanizmasının olmamasıydı. Özellikle Ahmet Ertegün’ün vefatından sonra herkes koltuk kapma, kendi otoritesini kurma çabası içine girdi. Haber bölümü herkesin talep ettiği bir yer zaten. Sanırım işten çıkarılışımda bu politik dengeler de etkili oldu.”
Jülide Ateş istikrarlı bir sunucu olarak vazifesini hakkıyla yerine getirdi denilebilir. Sansasyona girmedi. Diğer sunucular gibi popülist davranmadı. Her ne kadar rutin bir iş hayatı, sürprizlere kapalı bir istikrar onu sıkmışsa da, artık bundan sonra kendi ifadesiyle “özgürlüğün tadına” bakacak.
Ateş, medyanın hareketli gündeminden uzak kalmaya özen göstermeli. Aksi takdirde kurulu düzenini bozma ihtimali var.
ZAYIFLAMA TERÖRÜ
Norveç’te bir araştırma yapılıyor:
Ülke genelinde genç kızlar arasındaki intihar girişimleri arasında yüzde 30 artış baş göstermiş.
Neden?
Bunun cevabını Araştırma Başkanı Lars Wichstroem veriyor.
Diyor ki:
“İdeal vücut ölçüleri gittikçe daralırken, diğer ülkelerde olduğu gibi Norveç’teki kızların da kiloları arttı” diyor ve “Genç kızların vücut şekilleri intihara teşebbüs oranlarındaki artışı etkileyen bir sebep oluyor.”
İşte dünyanın adaleti:
Kimi “aç kalma” endişesiyle intihar ederken, refah seviyesi yüksek ülkenin insanları da “şişmanlıktan” intihar ediyor.
09.02.2007
E-Posta:
[email protected]
|