Hızır Yaman: “İki defa soru yazmama rağmen cevap alamadım. Sorumu bir kez daha iletmek istiyorum. Eşim ve ben birbirimizden habersiz olarak evlâdımız olduğunda adak olarak koç ve koyun adadık. Eşim çalışmıyor. Şu an iki kurbanı kesecek maddi durumumuz müsait değil. Sorum şu: İki adağı da yerine getirmemiz şart mı? Yoksa birimizin adağını yerine getirmemiz dinen uygun ve yeterli olur mu? Lütfen en kısa sürede bilgi vermenizi arzu ediyoruz.”
Hacer Bademci: “Babam ben üniversiteyi kazanınca kurban kesmek için adakta bulunmuş ve bu niyetle fakir birisine kurban alınabilecek kadar para vermiş. Fakat o parayla kurban alınmadı. Alan kişi diğer ihtiyaçlarını karşıladı. Tekrardan babamın kurban kesmesine gerek var mı? O para adağın yerine geçer mi?”
Öncelikle bir açıklama yapma lüzumu hissediyorum: Saygıdeğer okuyucularımızın; sorularına cevap alamadıklarında—bizi bağışlayarak—tekrar soru yazma lütfunda bulunmalarını özellikle rica ediyorum. Bazen soru mailde yanlışlıkla silinebiliyor. Bazen spam kurbanı olup kaybolabiliyor. Bazen gözden kaçabiliyor. Bazen ve çoğu zaman da yoğunluk sebebiyle sıra gelmeyebiliyor. Bizi bağışlayın ve uyarın. Biz inanın gücenmeyiz ve memnun oluruz. Bizim de beşer/şaşar olduğumuzu unutmayın ve duâ edin. Birbirimize duâya ihtiyacımız var. Allah cümlemizi ve cümle ehl-i imanı istikametten ayırmasın. Âmin.
Saniyen: Eşiniz de, siz de bir evlâdınız olduğunda yerine getirmek üzere bir koç veya koyun kurban adadınız. İkiniz de kendinizi borçlandırdınız. Hayırlı olsun. İkiniz de kurban kesmelisiniz. Fakat ekonomik gücünüzü zorlayacak ise, aynı anda değil, ayrı ayrı zamanlarda kesebilirsiniz. Nitekim Cenâb-ı Allah buyuruyor ki: “Adaklarını yerine getirsinler.”1
Biz neyi adamışsak onu yapmakla kendimizi mükellef kılmışız demektir. Sonradan vazgeçmek, ya da adağı başka bir şeye çevirmek olmaz. Adağımız verdiğimiz sözdür. Söz namustur. Niyet ederek bir defa çıkar. Başta,—niyet sırasında—kurban değil de, sadaka vermeyi adamış olsaydık–ki sadaka da adanabilir—bu durumda bir fakire bir miktar para vermekle adağımızı yerine getirmiş olurduk. Fakat kurban adamışsak kurban kesmeliyiz.
Yani adaklarımızda, adak konusu yaptığımız ibadetlere sadık kalmalıyız. Kurban adamışsak kurban keseriz, sadaka adamışsak sadaka veririz, namaz adamışsak namaz kılarız, oruç adamışsak oruç tutarız.
Kurban adadığımızda, kendi elimizle kurbanı kesip fakirlere dağıtmamızın daha faziletli olduğunda şüphe yoktur. Bununla beraber, güvenilen birisine bizim adımıza vekâleten kesmesi şartıyla, para vermemiz de mümkündür. Bu durumda para verdiğimiz kişi bizim adımıza bize vekâleten kurban kesmelidir. Eğer kesmeyip parayı başka bir ihtiyacı için kullanmışsa, borçlanmış demektir. İlk fırsatta bizim ona verdiğimiz parayla kurban alıp bizden aldığı vekâleti yerine getirmelidir.
Allah kabul etsin. Âmin.
***
Derya Erdemir: “Nişanlım öleli 2 hafta oldu ve ben neredeyse her gün rüyamda onu görüyorum. Hem de çok iyi olarak. O bizi görebiliyor mu? Duyabiliyor mu? Ve ben ölünce onu görebilecek miyim?”
Taziyetlerimi sunarım. Cenâb-ı Allah ona rahmet, size sabır ihsan eylesin. O inşallah güzel yerdedir. Onun her zaman olmasa da, mezarına gittiğinizde sizi görüp duyduğuna dayalı rivayetler vardır. Onu Allah için sevmeye ve ona duâ etmeye devam edin. Ama bu sizi dünyevî işlerinizden ve dünya hayatı gereği atmanız gereken meşrû adımlarınızdan alıkoymasın. Endişe etmeyin. Hayatınızı ve sevginizi Allah için kıldıkça umduklarınıza inşallah nail olur, korktuklarınızdan emin olursunuz. Peygamber Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”2
***
Makedonya/Üsküp’ten Adnan Yusuf: “Ramazanda imsak erken olduğu için sabah namazı da erken kılınıyor, havada yıldızlar daha kaybolmadan namaz bitiyor. Acaba erken kılınan sabah namazı sahih midir? Cevabınızı merakla bekliyorum.”
İmsak girdikten sonra sabah namazı kılınabilir. Allah kabul etsin.
***
Koray Keskin: “Akika kurbanı kurban bayramında hisseye girilerek kesilebilir mi? Bir hisse bir akika kurbanına karşılık gibi yoksa tek hayvan mı kesmek gerekir?”
Kurban bayramında ortak kurbanın hissedarlarından birisi veya bir kaçı akika kurbanına niyet edebilir. Allah kabul etsin.
***
Not: Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin talebelerinden, “Son şahitler” arasında yer alan; Bizim-Aile Dergisi Yayın Koordinatörü Sayın Yasemin Güleçyüz’ün babası, gazetemiz Genel Yayın Müdürü Sayın Kâzım Güleçyüz’ün kayınpederi muhterem ağabeyimiz Hakkı Yavuztürk’ün vefat ile Hakka yürüdüğünü teessürle öğrendim. Cenâb-ı Hak’tan kendisine rahmet ve mağfiret diler, kederli ailesine ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz eder, taziyetlerimi sunarım. S. K.
Dipnotlar: 1- Hac Sûresi, 22/29 2- Buhari, Edep, 96
13.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|