İnsanın özelliklerinden birisi, “şefkat” sahibi olmasıdır. Bu özellik, sırrını, Allah’ın kuşatıcı ve merhamet edici olan sonsuz “Rahman, Rahîm ve Vedûd” isimlerinden alıyor. Şefkat, mâsûm ve zayıflara karşı gösterilmesi gereken insânî bir haslet. Bütün çeşitleri nezih ve temiz olan şefkat, aşk ve muhabbetten keskin bir iksir. Gerçek şefkatin kaynağı fedâkârlık ve ihlâstır. Yaratıcı karşısında hadsiz fakirliğimizi hissetmenin göstergesi olan şefkat, aynı zamanda hakiki şükrün esasıdır. Merhamet ve şefkat, yerli yerinde kullanılırsa, fıtrî şükür edâ edilmiş olur.
İnsan, Allah’ın “Rahman ve Rahîm” isimlerine de mazhar olduğundan acır, merhamet eder. İnsan öyle bir kalb taşıyor ki, İslâmiyet bu kalbi işlettirerek, hayvanlara merhamet, hattâ karıncayı ezmeyecek bir letâfete ulaştırmaktadır.
Rabbimiz, hayvanlara merhamet etmemizi, korumamızı, sevmemizi emredip; eziyet, işkence, haklarını çiğnemekten de şiddetle men eder. Ancak, bir kısım “hayvanları koruma dernekleri ve şefkat damarı ziyade kabarmış veya duygularını ölçülü kullanamayanlar” hayvanlara acımakta, onların meşrû dâirede de olsa istihdam edilmesi ve kurban edilmesine karşı gelmektedir.
İnsan ölçülü ve dengeli şefkat beslemeli. Aksi halde, bir rahatsızlığa döner. “İhsan-ı İlâhîden fazla ihsan, ihsan değildir.”1 Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs, yâni hislenmek, acımak hatâdır. Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın gazabından fazla gazap edilmez.2
Allah, Rahim-i Mutlak’tır. Yâni, sonsuz şefkat, merhamet, yardım, sevgi sahibidir. Hayvanları da O yaratmıştır. Biz de Onun kulu ve mahlûklarıyız. Öyle ise, Onun gösterdiği merhametten fazla merhamet gösteremeyiz. O izin verdiğine göre, Onun şefkat ve merhametinden fazlasını göstermek, olsa olsa bir hastalıktır. Hayvanların, insanlar için yaratıldığını ve kurban edilmeleri gerektiğini emreden, onların da yaratıcıları olan Kâinatın Sahibidir:
“Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için ısıtıcı şeyler ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz.
“Ta ki kendilerine ait bir takım yararları yakînen görmeleri, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini ansınlar. Artık ondan hem kendiniz yeyin, hem de yoksula, fakire yedirin.
“Biz, her ümmete hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.
“Biz, büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın işaretlerinden kurban kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu halde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız ve kurban ediniz. Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık canı çıktığında onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.”3
Kurban bayramı dışında hergün yüz binlerce hayvan kesilir, milyonlarcası avlanır. Bunlara ses çıkarmıyorsunuz, buna itirazımız yok ama eğer şefkatiniz kabarıksa, onu Irak, Filistin ve Çeçenistan gibi yerlerde insanların, hayvanlara bile reva görülmeyecek işkencelerle öldürülmelerine karşı kullanınız ve katliâmları engellemek için girişimlerde bulununuz!
NOT: Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder; okuyucularımız, milletimiz, ülkemiz, İslâm âlemi; özellikle muztar ve mağdur Filistin, Irak, Çeçenistan, Lübnan, Keşmir, sair ülkelerdeki Müslümanlar, mazlumlar ve insanlık âlemi için hayırlara vesîle olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederim.
Dipnotlar: 1- Muhakemat, 21.; 2- Sözler, s. 663.; 3- Nahl Sûresi, 5.; Hac, 28, 33, 36.
02.01.2007
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|