Bir kaç gün, bir hafta veya bir ay seyahata çıktığınızda bu sayılı günlerin nasıl çabuk bitiverdiğinin farkına bile varmazsınız.
Öğrencilerin tatillerini bitirdikleri gibi biz de sayılı izin günlerimizi tamamladık. Yazımıza yeni bir şevkle Bismillah deyip başlıyoruz.
İnsan ömrü; doğumu ve ölümü de kader nazarında belirli ve sayılı olduğu için o da birgün bitecek. Fakat o ne biçim gaflettir ki insan sanki ölmeyecekmişcesine dünyaya bağlanıverir. Hele bir de gençlik, maddî güç, kuvvet, makam-mevki varsa ölümü pek hatırına getirmek istemez. Etrafında ölüp gidenler de onu pek ırgalamaz.
Muhasebe yapmasak mahvoluruz. Sayılı günlerin nasıl geçip gittiğini bilemediği gibi kuş gibi uçup giden ömrün nasıl geçtiğinin de pek farkına varamaz insan. Bir bakar yarım asırlık adam olmuş, bir bakar ihtiyarlamış. Öylesi de daha çiçeği burnundayken ömrünü noktalar.
Acaba dünyanın hay huyu içerisinde hayattan hedefleneni yakalayabiliyor muyuz? Hadis-i şerifin belirttiğine göre insan, bedenini nasıl yıprattığı, ömrünü nerede tükettiği, malını nereden kazanıp nerede harcadığı, gençliğini ne yolda sarfettiği, neler öğrenip öğrendikleriyle neler yaptığından sorgulanır. Acaba bunları ne derece düşünür ve gereklerine göre hareket edebilir insan?
Şuurlu mü’min bunlar çerveçesinde hayatını programlayan insandır. Ne var ki siz plan ve programla hayatınızı en verimli şekilde değerlendirebilmek için kolları sıvasanız da nefis ve şeytan ayağınıza çelme takar, sizi hedefinizden saptırmaya çalışır.
İşte siz o noktada en büyük cihadın nefisle yapılan cihad olduğunu düşünür, sapmamaya çalışırsınız. Günde en az kırk defa, Fatiha’da “Bizi dosdoğru yolda sabit kıl” diye yalvarırken bu konuda Allah’tan yardım dilemiyor muyuz? Âl-i İmran Sûresinin sekizinci âyetindeki “Ey Rabbimiz, bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalblerimizi sapıklığa meylettirme” şeklindeki duâ da çokça tekrarlamamız gereken bir duâ değil mi? Allah Resûlünün (a.s.m.) duâlarından biri de bu minvaldeydi: “Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım! Kalplerimizi haktan saptırma, sağa sola kaydırma. Dinin üzerinde sabit kıl.”
Sayılı günler dedik ya! Bu süre içinde Alaca, Çorum ve Denizlili dostlarla beraber olduk. Berat Kandili günü Denizli’nin Hafız Alilerini, Ahmet Feyzilerini kabirlerinde ziyaret ettik. Akşam da dostlarla sohbetteydik.
İzin, ömür, seyahat derken emsalsiz bir mutluluk veren dost ziyaretleri yanında uzay boşluğunda dünya denilen seyahat gemisinde bizi ağırlayan, sonsuzluğa doğru gezdiren misafirhane Sahibini ise hiç unutur muyuz?
20.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|