“Kim Allah’tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu gösterir. Onu ummadığı yerden rızıklandırır. Allah’a güvenip dayanana Allah yeter.” (Talak Sûresi, 3)
Allah’tan korkmak, Ona saygı duymak, karşı gelmekten sakınmak, emirlerini tutmak demektir.
İnsan ne kadar çıkmazda, sıkıntı ve problemler içerisinde bulunursa bulunsun, her şeyin dizgini elinde bulunan, herşey emri ve izniyle çözülen Allah’a güvenip dayanmak, Ona saygılı olmak çıkış yolu bulmak için yeterlidir. Allah, böylelerini ummadığı yerden rızıklandıracağını da müjdelemektedir.
Malikü’l-Eşcai’nin oğlu Avf düşmana esir düşmüştü. Baba, oğlunun çektiği sıkıntılardan dert yanmış, bir kurtuluş yolu bulmak için Resûlullaha (asm) müracaat etmişti. Resûlullah (asm) da ona sabır tavsiye etmiş, “Allah sana mutlaka bir çıkış yolu gösterir” diye teselli vermişti. Kur’ân, Allah’a saygı duyana Allah’ın yardım edeceğini, bir kurtuluş yolu göstereceğini müjdelemiyor muydu? Çözüm, Allah’a bütün gönlünle bağlanmak, sığınmak, dayanmaktı.
Resûl-i Ekrem (asm), Malikü’l-Eşcai’ye, oğluna, “Her şeyin ancak Allah’ın güç ve kudretiyle olacağını” ifade eden “Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” duâsını okumasını söylemesini bildirdi.
Avf’ın ellerini sırımla bağlamışlardı. Görünürde ne ellerini, ayaklarını çözebilir, ne de düşmandan kaçıp kurtulabilirdi! Ama her şey izni ve emriyle hareket eden Allah’a sığındıktan sonra çözülmeyecek ne olabilirdi? O, duâyı öğrenir öğrenmez secdeye kapanıp bütün içtenliğiyle okumaya başladı. Kaç defa okuduğunu bilmiyordu. Bir de ne görsün, ellerindeki sırımlar kendiliğinden çözülmüyor mu? Bağlı olduğu yerden dışarı fırlayan Avf, düşman develerinden birini gördü. Ona binip sür'atle sürmeye başladı. Yolda esir edenlerin sürülerini görmüş, onları da arkasına katıp sür'atle kaşturmuş, eşine ulaşmış, özgürlüğüne kovuşmuştu. Babası, durumu Efendimize (asm) bildirdiğinde, develeri dilediği gibi kullanabileceğini bildirmiş, olay üzerine de yukarıya meâlini aldığımız âyet nazil olmuştu. (Tergib, 3:105)
14.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|