Kişisel bilgisayar 25 yaşında

Bugünün hesap makinelerinden çok da güçlü olmayan, 12 kilo ağırlığındaki, tek yeşil renkli monitörlü, 4.77 megahertz hızında işlemcili ve 16 KB bellekli IBM 5150 PC, 12 Ağustos 1981’de bugünün sıradan bir bilgisayarının 12 katı fiyatla satışa çıkmıştı.

2006 model ürün yelpazesiyle karşılaştırıldığında 500 kat yavaş, 32 bin kat güçsüz ve 12 kat pahalı olan bilgisayarı IBM şirketi o dönemki reklâmında, ‘’iş, okul ve ev kullanımı için tasarlanan, bu kullanımı kolay sistem sadece 1565 dolar’’ diye tanıtmıştı. Dünyanın ilk PC’sinin fiyatı 2006’nın 4 bin dolarına ve ABD’de ortalama bir aylık maaşa karşılık geliyor. Bilgisayarını renkli ekran, disket okuyucu ve bir yazıcı ile donatmak isteyenlerin ödeyeceği para ise PC’nin satış fiyatının üç katına ulaşıyordu. Sadece klavyesi 2,7 kilo Sadece klavyesi 2,7 kilo ağırlığındaki PC, Microsoft’un popüler programı BASIC’in geliştirilmiş bir versiyonu ile kolayca anlaşılır bir kullanım programı çalıştırabiliyordu. Dünyanın ilk PC’sinin kullandığı profesyonel yazılımlar arasında Excel’in atası VisiCalc ve metin yazma ve saklama programı EasyWriter bulunuyordu.

5150’den 2 bin tane satmayı planlayan ve o dönemde teknolojik açıdan çok daha mükemmel olan Motorola işlemcisi yerine İntel’i seçen IBM, 1 milyon satışa ulaşmıştı. Microsoft ise ileride Windows olacak bir grafiksel kullanıcı arabirimi üzerinde çalışmaya başlamıştı. Bu zamana kadar mikro, mini, ev bilgisayarı, kişisel mini bilgisayar ve pek çok isimde ürün denenmişti, ancak bilgisayar kutusunun üzerine PC harflerini basan ilk firma IBM olmuştu.

Neslihan ÖZGÜL

13.08.2006

Apple günleri

Tam da oto prodüktörlerin enerji bakanıyla toplantılar düzenlemesinin akşamına NTV’de ‘Enron’ belgeselini yayınladılar. ABD’nin elektrik devinin çöküş hikâyesi. Enron CEO’sunun ‘Daha fazlasını istiyorum’ demesiyle, büyük California krizi yaşanmıştı, hatırlardadır. Bizim krizde TEİAŞ Müdürü görevden alındı. Neyse. Konumuz siyaset olsaydı, bu sayfada işimiz neydi? Ha bu arada, sanal suçlara yüklü cezalar geliyor. Adalet Bakanlığı’nın almış olduğu kararla, sadece sanal âlemde işlenecek suçların bir bölümüne verilecek ceza, gerçek ortamda işlenen suçlara verilecek cezadan daha fazla olacak. İşte konuyla bağlantısızları bağlamak diye buna denir. Ne iyi.

Bir zamanların ‘Enron’u gibi (ağzımı hayra açayım), büyük bir Amerikan şirketi olan Apple’ın, 2006 yılı beklenti anketi çok sayın tüketicilerine duyurulur; hisseleri tavan yaptı!

Başkanının son toplantıdaki açıklamalarında, rakip takımı küçümsemek mi dersiniz (Apple bunu hep yapıyor), Microsoft’u ti’ ye alan konuşmalar yine ağırlıklıydı. (Hafta sonu özellikle motor sporları izleyenleriniz varsa (şahsım izledi), kazananların bakışlarındaki mütevazılık çok hoş duruyor. Kendim de bir şeyi başardığımı zannettiğimde, o bakışı tutturmaya çabalarım. IMC genel müdürü ‘Tansu Yeğen’de de bu var. Soylu bir ifade, Alman ekolü bakışı.

Biraz açılalım: Steve ve Woz’un evlerinin garajında ilk bilgisayarlarını yapmalarından bu yana, yıllar yılları kovaladı. Şu bizim Macintosh (tanıtımı ‘Ridley Scott’ tarafından çekilen tek gösterimlik filmle yapılır, tarih 1984’dür.), oldu mu size Imac! I AM A MAC, I AM A PC. Artık bir İntel işlemcili Mac kullanıcısı, kariyerine ‘Windows XP’yi de dahil ederek tam yol ileriyken, ya ‘PC’ kullanıcısı, ya biz, ya biz?! Boynumuz hep mi bükük olur Allah’ım (Gates de boş durmasın artık).

Benim Apple’a bakışımda bu sene hayli (gözleri kocaman açmak) şaşkındı. Gözüm, samimi söylüyorum, yeni açıldı. Çevremde tasarım delisi olduğum bilinir. ‘Aman aman bu ne görkem’ sözleri daha sık çıkar oldu ağzımdan. Daha önce, Derishow’un ‘İlham nedir?’ temalı küçük kitapçığında vardı. Bir parça ilham, bir kuple ilim irfan mı, şu anda, ileriye dönük hayallerimi ufak tefek ‘Mac mini’nin dolduruyor olması? (Ican aktivistlerinin eserlerinin, Allianz’da 8 Ağustos’tan bu yana sergisi de sürüyor. Görmekten kaçmayanlara!)

Bugün, en önemli design harikası ‘Ipod’ kabul ediliyorsa, bunda yüksek pazarlama stratejisinin bir parça etkisi var. Neredeyse ipod’u olmayana, ev vermeyecekler noktasına gelinmiş olup, nano teknolojistlerini de tebrik gerektir. Ya ,‘Boot Camp’? Windows kullanıcılarını Mac’e alıştırmak için mi kurulmuş? Biz, dünyanın yenilik ve tasarım uzmanı firmasının Türkiye ayağı Pazarlama Müdürü ‘Mustafa İçil’e, Apple’a geldiğinden beri nelerin değiştiğini sorduk? Başarısının sırrı neydi? Tüketicinin nabız atışlarını saymak mı? Pitstop’ta hızlı alınan kararlar mı? Fiona (Apple)’nın müziği eşliğinde umarım haftaya okuyabileceksiniz… Yazının başını hatırlayalım; bir dev ‘Enron’ CEO’su yüz küsur yıl demir parmak ardında kalacak. Yazık! Apple’ın (ya spekülatör işi, ya gerçek) hisselerininse olağandan daha değerli gösterildiği en taze elma haberi (ben Jobs’un, ‘Daha fazlasını’ legal yollardan isteyeceğini düşünüyorum). Bu arada, işlemci savaşları da tüm hızıyla sürüyor sevgili seyirciler. Yazımızda da belirttiğimiz gibi, haftaya Apple IMC Türkiye’nin Pazarlama Müdürü Mustafa İçil konuğumuz olacak. Hoşçakalın…

Belma UGUR

13.08.2006

Google, dev kütüphaneyi internete taşıyor

Dünyanın bütün basılı eserlerini internete taşıma projesi için harekete geçen Google, California Üniversitesiyle yaptığı anlaşma ile üniversite kütüphanesini sanal ortama taşıyacak.

Dünyanın önde gelen kütüphaneleri arasında gösterilen California Üniversitesi kütüphanesinin sanal ortama taşınması, yeryüzündeki bütün basılı kitapları internette yayımlamayı tasarlayan Google’ın bu iddialı ve tartışmalı projesi doğrultusunda atılmış adım oldu. California Üniversitesi yetkililerine göre, 10 kampüsteki 100’den fazla kütüphanede dünyanın en geniş akademik çalışma ve araştırma arşivi bulunuyor.

Google tarafından yayımlanan açıklamada, ‘’bundan böyle ister öğrenci, ister profesör olsun, herhangi bir kimsenin California’dan binlerce kilometre uzakta, dünyanın en ücra köşesinde bile olsa, internette bir tıklamayla üniversite kütüphanesine girebileceği’’ belirtildi.

Google’a göre, kütüphane sanal ortama taşındığında telif hakkı da gözetilecek ve internet kullanıcılarına bazı kısıtlamalar getirilecek. Harvard ve Stanford üniversiteleriyle Amerikan Kongresi Kütüphanesi de Google ile daha önce benzer anlaşmalar yapmıştı. 400 kadar Fransız yayınevini bünyesinde barındıran Ulusal Yayıncılar Birliği, Google’ın bu projesine itiraz ediyor ve telif hakları yüzünden şirketi mahkemeye vermekle tehdit ediyor.

Arama motorları ‘küçük’leri de kolluyor

Arama motorlarının küçük sitelere aranan sözcüğe göre normalden daha yüksek oranda kullanıcı aktarabildiği ortaya çıktı.

ABD’de Indiana Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisi Filippo Menczer, internette büyük ve popüler sitelerin daha çok ziyaretçi çektiğini, ancak küçük sitelerin de arama motorlarından internetteki ölçeklerine göre daha fazla yararlandıklarını savunuyor. Küçük sitelerin öne çıkması için yapılan aramanın daha detaylı ve zor bulunur olması gerekiyor. Arama motorları, aramalarda internette en çok linklenen ve en çok tıklanan sitelere öncelik veriyor. Bu yönlendirme metodu, popüler ve büyük sitelere avantaj sağladığı ve internette bir hiyerarşi oluşturduğu savıyla eleştiriliyor. Çünkü arama motorlarına güvenerek kullanıcılar büyük sitelere giriş yaptığından, bu siteler daha da çok kullanıcı çekerek büyüyor. Böylece büyük siteleri sürekli büyüten bir döngü oluşuyor.

İnternet çevrelerinde bu duruma ‘Googlearşi’ veya Google hiyerarşisi adı veriliyor. Arama motorlarının kullanıcıyı yönlendirme metodlarını eleştiren uzmanlar, büyük sitelerin çok büyümesinin online ticareti olumsuz etkilediğini, kullanıcıyı daha ucuz mal satan küçük sitelerden uzak tuttuğunu belirtiyor. İnternet gözlem şirketi Alexa’nın verilerine dayanan araştırmasında Menczer, arama motorlarının küçük sitelere internetteki ziyaretçi ölçeklerine ters orantılı olarak kullanıcı yönelttiğini savunuyor. Menczer’in araştırmasına göre, arama motorları matematiksel olarak gerçekten de büyük siteleri öne çıkarabiliyor. Ancak, kullanıcıların aramaları son derece kişisel ve spesifik olabildiğinden, gerekirse küçük sitelerin muhtevası ile eşleşebiliyor. Diğer bir deyişle, aramalar detaylandıkça küçük sitelerin şansı da artıyor.

İnternetteki tüm aramalar sadece 10 genel sözcükten ibaret olsaydı, büyük siteler öne çıkardı. Ancak yapılan milyonlarca aramadaki yüzbinlerce spesifik arama, küçük sitelerin öne çıkmasını sağlıyor. Meselâ, Google’da ‘apple’ araması yapıldığında bu sözcükle özdeş en büyük site olan Apple bilgisayar şirketinin sitesi birinci sırada yer alıyor. Ancak,meselâ, bir elma türü veya elmayla ilintili daha spesifik bir sözcük girildiğinde arama motoru ilgili küçük siteyi başa çekiyor.

13.08.2006

Windows için kritik güncellemeler

Yazılım devi Microsoft, Windows için aylık güncelleme rutininin bir parçası olarak büyük bir güncelleme paketini dağıtmaya başladı. Bu dev güvenlik güncellemesiyle toplam olarak 23 güvenlik açığı kapatılıyor. 9’unun kritik olduğu bu güvenlik açıkları, Microsoft’un Outlook, Internet Explorer ve PowerPoint gibi popüler yazılımlarını kapsıyor.

Microsoft, en son dağıtımına başladığı dev güvenlik güncellemesiyle “kritik” olarak değerlendirilen bir dizi güvenlik açığını kapıyor. Şirketin aylık güncellemeleri ekseninde dağıtılan güncelleme ile kapatılan 23 adet güvenlik açığının 9’u yüksek tehlike arz ediyor. Bu yüzden, özellikle yoğun bir şekilde İnternet kullanan kullanıcıların güvenlik paketini mümkün olan en kısa sürede kurmaları tavsiye ediliyor.

Microsoft’un son paketi ile kapadığı güvenlik açıkları; PowerPoint, Outlook ve Internet Explorer gibi geniş kitleler tarafından kullanılan yazılımların yanı sıra Windows’u da kapsıyor. Bu açıkların pek çoğu bazı Web sitelerinde duyurulmuştu ve saldırganlar tarafından aktif bir şekilde kullanılıyordu. Microsoft yaptığı açıklamada kapatılan güvenlik açıklarından bazılarını kendilerinin keşfettiğini belirterek bu açıkların başkaları tarafından bilinmediğini ekledi.

Microsoft yazılımlarında bu sene ortaya çıkan kritik güvenlik açıklarının miktarı dikkate değer bir düzeye ulaşmış bulunuyor. McAfee yaptığı bir açıklamada, Windows ile ilgili bu sene ortaya çıkan kritik güvenlik açıklarının toplamı, 2004 ve 2005 senesinde ortaya çıkan kritik açıkların toplamını şimdiden geçmiş bulunuyor.

13.08.2006

iPod eklenmiş Levi's

Levi’s RedWire DLX hem bayan hem de erkeklere uyacak şekilde tasarlanmış ve Hollanda ve Belçika’da 250 Dolar’lık bir fiyatla edinilebiliyor. Ocak 2006’da giysi üreticisi’nin Levi grubuna bir iPod Jeans katmak istediği belirtilmişti. Fakat yüksek teknolojiyi ayaklarımıza taşımanın fotoğraflarını ilk kez görüyoruz. Özel bir cep iPod’u taşıyor ve kırmızı bir kablo ile pantolona bağlanıyor. Bir kere bağlandığında artık Apple’ın oynatıcısını saat cebindeki Joystick ile kumanda edebilirsiniz. Saat cebinde kablo salatasını önlemek için özel gerilen bir kulaklık bulunuyor.

13.08.2006

Apple, İntel geçişini tamamladı

Tüketici elektroniği devi Apple, Intel tabanlı Mac Pro bilgisayarını da tanıtarak Intel tabanlı işlemcilere geçişini tamamladı. Mac Pro, Apple’ın Intel tabanlı ilk profesyonel masaüstü bilgisayarı olma özelliği taşıyor. Şirket, düzenlediği tanıtımda ayrıca, Mac OS X’in son sürümü olan Leopard’ı da sergiledi.

Apple, Intel tabanlı işlemcilere geçişini profesyonel masaüstü bilgisayarı olma özelliği taşıyan Mac Pro bilgisayarını tanıtarak tamamladı. Mac Pro, yıllarca IBM tabanlı işlemciler kullanan Power Mac ailesinin yerini alıyor. Dış görünüşü Power Mac G5’i andıran yeni Mac Pro’nun kalbini iki adet çift çekirdekli Intel Xeon işlemci oluşturuyor. Apple’ın açıklamasına göre yeni Mac Pro, en hızlı Power Mac’den iki daha hızlı.

Fiyatı 2.499 Dolar olan standart Mac Pro’da iki adet 2.66 GHz Xeon işlemci, 1 GB’lık 667MHz saat hızında DDR2 SDRAM, bir adet 250 GB sabit disk, 256 MB hafızaya sahip Nvidia GeForce 7300 ekran kartı ve 16x hızında SuperDrive DVD kaydedici yer alıyor. Yeni Mac Pro’lar 4 adet 500 GB’lık Serial ATA sabit disk desteği sunarak kullanıcılarına 2 Terabayt’lık bir dahili depolama alanı sunuyor.

Apple düzenlediği toplantıda ayrıca, kod ismi “Leopard” olan bir sonraki Mac OS X işletimi sistemi sürümünü de tanıttı. Yeni işletim sisteminin en çok dikkat çeken özelliği Time Machine yedekleme yazılımı. Yazılım sayesinde kullanıcılar önemli verilerini otomatik bir şekilde sabit disklerine veya online sunuculara kaydedebilecekler. Time Machine yazılımı ile kullanıcılar, çeşitli programlarda bulunan zaman göstergelerini geriye götürerek kaybettikleri verileri kolayca kurtarabilecekler.

13.08.2006