Eğer hayat, kuvvetlinin zayıfı yutması, ezmesi anlamında ise bu yanlıştır. Çünkü kâinatta güneşin, yağmur bulutlarının Arz’ın; bitkilerin hayvanlara, hayvanların insanların yardımına koşmaları gibi faaliyetler yardımlaşmadan ibarettir.
Mücadele söz konusu olduğunda ise şeytan, nefis ve onların süflî arzularıyla mücadele edilir.
Evet insan, cinnî ve insî şeytanlarla, nefsin heva ve hevesleriyle, aşağılatıcı davranışlar ve huylardan korunmak, kalp ve ruhunu arındırmak ve ebedî helâketten kurtulmak için mücadele etmekle yükümlüdür.
Kur’ân der ki: “Şeytandan sana bir vesvese geldiğinde Allah’a sığın. Muhakkak ki O, herşeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir. Takva sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiğinde güzelce düşünürler ve hakkı görüverirler.” (A’raf Sûresi: 200-201)
Hz. Ömer zamanında yaşanan şu olay, o günün dünyasında İslâmın nasıl iliklere kadar işlediğinin canlı örneklerindendir. Bir delikanlı vardı mescide devam eden. Yaşlı da bir babası vardı. Yatsı namazını kılıp hemen babasının yanına dönüyordu. Ne var ki ona göz koyan bir kadın, o geçerken evlerinin önüne çıkıyor, bütün cazibesiyle onu elde etmek istiyordu. Delikanlı kaç defa elinin tersiyle itmişti onu. Fakat kadın bir türlü onu bırakmak istememişti! Bir yatsı namazından sonra yine yoluna çıktı, yaptığı cilvelerle onu evine dâvet etti. Genç nasıl olduysa kadının cazibesine kapılıp evin kapısına kadar geldiler. Kadın içeri girdi. Delikanlı tam evin kapısına geldiğinde duraksadı. Hemen Allah’ı hatırlayıp ezberinde olan, yukarıya kaydettiğiniz A’raf Sûresi’nin 201. âyeti dudaklarından döküldü ve genç oracıkta düşüp bayıldı. Kadın cariyesiyle birlikte genci tutup evlerine kadar götürdüler ve babasına teslim ettiler. Uzun süre sonra kendine gelen delikanlı, babasının ısrarlarına dayanamayıp başından geçenleri anlattı. Dilinden dökülen âyeti tekrar okuyunca yine kendinden geçmiş, bu defa ölüp kalmıştı.
Definden sonra durumu öğrenen Hz. Ömer (ra), kabrine gittiğinde Allah’tan korkanlar için iki Cennet bahçesi verileceğini müjdeleyen âyeti (Rahman: 46) okumuş, kabirden “Doğru, Rabbim bana iki Cennet verdi” cevabı gelmişti.
18.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|