Kıbrıs’tan Yusuf Ateş: “Şükür namazı nasıl kılınır?”
Allah’ın üzerimizdeki nimeti hiç şüphesiz sayamayacağımız kadar çoktur. Daha doğrusu, üzerimizde Allah’ın nimeti olmayan hiçbir şey yoktur. Bunu Kur’ân şöyle ifade ediyor: “O dilediğiniz her şeyi size verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız bitiremezsiniz.”1 Bir diğer âyette Kur’ân, “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız saymakla bitiremezsiniz. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.”2 buyuruyor.
Bununla beraber, bazen kaderden bir sürpriz olarak ummadığımız bazı nimetlere kavuşuruz veya bizi üzüp yıpratan bir sıkıntıyı Allah’ın yardımıyla defederiz. Meselâ bir imkân doğar, ağır bir borcu öderiz, ağır bir hastalıktan şifa buluruz, memleketimize kavuşuruz, bir bolluk kazanırız… ve bunlar gibi ummadığımız, ama bizi sevince boğan nimetlere kavuşuruz. Bu anlarda bize yardımını esirgemeyen, her şeyi gönlümüzden geçtiği gibi yürütüveren, işlerimizi rast getiren, önümüzden gelen, elimizden tutan Allah’ın avn ve inayetinin bizimle olduğunu çok daha yakından hissederiz.
Bu sevinç anlarında yapacağımız tek şey vardır: Şükür secdesine kapanmak ve şükür namazı kılmak. Bu sünnettir.
Bir nimete kavuşan veya bir sıkıntıdan kurtulan Müslüman, Allah’a şükrünü ifa maksadıyla, “Niyet ettim Allah’ım senin rızan için şükür namazı kılmaya” der, tekbir alır, ellerini bağlar ve iki rekât namaz kılar. Şükür maksadıyla secde de edebileceği gibi, her ikisini birden de yapabilir.
Şükür maksadıyla yapılan başka ibadetler de vardır: Meselâ fakire sadaka vermek veya bir ihtiyaç merkezine tasadduk etmek, bir miktar para bağışlamak, birisine sıra dışı iyilik yapmak, birisini sevindirmek, nafile oruç tutmak, fakiri doyurmak, adak niyetiyle kurban kesip fakire fukaraya dağıtmak gibi.
***
Kıbrıs’tan Ahmet Mesut Canlar: “Selâmün aleyküm. Suâl: 1- Alevî kardeşlerimizin yapıp da, komşularına, yani biz ehl-i sünnet olan Müslümanlara ikram ettiği yemeği yesek bize helâl olur mu? 2 -Şafiî mezhebine mensubum. Kaza namazlarım var. Fakat sünnetlerimi de kılmak istiyorum. Hazret-i Muhammed’in (asm) şefaatine de mazhar olmak istiyorum. Ne yapmalıyım? İkisini de aynı anda edâ edebilir miyim?”
1-Aleviler Müslümandırlar. Ehl-i sünnet Müslümanlarına ikram ettikleri yemekler elbette yenir. Helâl olur. Kur’ân-ı Kerim ehl-i kitabın yemeğini bile Müslümana helâl kılıyor. “Bu gün size temiz olanlar helâl kılındı. Kitap verilenlerin yiyeceği size helâl; sizin yiyeceğiniz de onlara helâl kılındı.”3 buyuruyor. Kaldı ki, Müslümanın Müslümana yemeği, içinde ayrıca haram bir unsur taşımadıkça elbette helâldir.
2- Şafiî mezhebince önerilen, önce kaza namazlarınızı kılmanız. Kaza namazlarınızı kılmanız sünnete aykırı değildir. Yani o da sünnet ve o da inşallah Şefaat-i Peygambere (asm) ulaştırma kabiliyeti taşıyor. Kaza namazlarınızı bitirdikten sonra sünnet namazlarınızı ihmal etmeden kılmanız sûretiyle inşallah Peygamber Efendimizin (asm) şefaatine olan arzu ve isteğinizi de, hiç istikametinizi bozmadan ifade etmiş olursunuz.
Fakat Hanefi mezhebinin fetvalarından olan hem kazaları, hem sünnetleri kılma tarzındaki içtihada uymanızda da bir sakınca yoktur. Çünkü bu da sünnete uygun bir içtihattır.
Cenâb-ı Allah sizi ve tüm ümmet-i Muhammed’i (asm) Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın sünnetine ve şefaatine mazhar kılsın. Âmin.
Dipnotlar:
1- İbrahim Suresi: 14/34
2- Nahl Suresi: 16/18
3- Mâide Sûresi, 5/5
24.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|