İsim belirtmeyen okuyucumuz: “Câmiü’s-Sağîr’de Peygamber Efendimizin (asm) ‘Dinde aşırı gitmekten sakının. Çünkü sizden öncekiler dinde aşırı gitmekle helâk oldular’1 buyurduğunu yazıyor. Bu hadisi açıklar mısınız?”
Dün kaldığımız yerden devam edelim:
* Hazret-i Enes (ra) anlatmıştır: Üç kişilik bir grup Peygamber Efendimiz’in (asm) ibadetinden sordular. Kendilerine anlatılınca, azımsayarak şöyle dediler: “Peygamberin (asm) yüce mevkiinden kendimize bakacak olursak biz neredeyiz? Onun geçmiş ve gelecek günahları bile bağışlanmıştır.” Onlardan birisi:
“Ben geceleri hep namaz kılacağım ve hiç uyumayacağım” dedi. Diğeri:
“Ben bayram günlerinden başka tüm seneyi oruçlu geçireceğim ve hiç ara vermeyeceğim” dedi. Öbürü:
“Ben de kadınlardan ayrı bir yere çekileceğim ve hiç evlenmeyeceğim” dedi.
Resûlullah Efendimiz (asm) gelince bunları çağırttı ve dedi ki:
“Şöyle şöyle konuşanlar sizler misiniz? Haberiniz olsun; Allah’a and olsun ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınızım ve sizden daha çok takva sahibiyim. Fakat ben bazen oruç tutar, bazen ara veririm. Geceleri namaz da kılarım, istirahat için uyurum da. Benim sünnetim budur. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”2
* Ebû Muhammed Abdullah b. Amr b. El-Âs (ra) anlatır: Benim “Yaşadığım sürece gündüzleri oruç tutacağım ve geceleri ibadete kalkacağım” dediğimden Resûlullah (asm) haberdar olmuştu. Bana:
“Bu sözü söyleyen sen misin?” buyurdu. Ben:
“Evet, ya Resulallah, doğrudur” dedim. Resûlullah (asm):
“Böyle yapma. Bazen oruç tut. Gecenin bir kısmında uyu. Gecenin bir kısmında namaza kalkman yeter. Şüphesiz cesedinin senin üzerinde bir hakkı vardır. İki gözünün senin üzerinde bir hakkı vardır. Eşinin senin üzerinde bir hakkı vardır. Misafirlerinin senin üzerinde bir hakkı vardır. Her ayda üç gün oruç tutman sana yeter. Zira sana her iyiliğin on misli sevap vardır. Bu üç günlük oruç yıl orucu gibi olur” buyurdu. Ben:
“Ey Allah’ın Resûlü, benim daha fazlasına gücüm yeter!” dedim. Resûl-i Ekrem (asm):
“O zaman Allah’ın Peygamberi Hz. Davut (as) orucunu tut. Üzerine fazlalaştırma” buyurdu. Ben:
“Dâvud orucu nedir?” dedim. Resûl-i Ekrem (asm):
“Yılın yarısında tutulan oruçtur. Bir gün oruç tutar, bir gün yersin” buyurdu. Ben:
“Bundan daha fazlasına gücüm yeter” dedim. Allah Resûlü (asm):
“Bundan daha faziletli oruç yoktur. En faziletli oruç Dâvûd orucudur” buyurdu.
Abdullah (ra) yaşlandıktan, güç ve kuvvetten düştükten sonra derdi ki: “Keşke ben Resûlullah’ın (asm) tavsiye ettiği üç günlük orucu kabul etmiş olsaydım. Bana ailemden de, malımdan da daha sevimli olacaktı. Fakat heyhat! Şimdi çok geç!”3
Dinde zorluk yoktur; itidal vardır, orta yol vardır, denge vardır, ahenk vardır. Dîni denge içinde yaşamak, sünnetler için farzları terk etmemek, nâfileler için vâciplerden geçmemek ve dîni bir bütün olarak gücümüz oranında yaşamak esastır.
Duâ
Ey yaratıp düzene koyan! Ey takdir edip hedefe götüren! Ey belâyı kaldıran! Ey gizli yakarışı işiten! Ey batmışı kurtaran! Ey helâk olana necât veren! Ey hastaya şifâ veren! Ey öldüren ve dirilten! Ey güldüren ve ağlatan! Ey saptıran ve hidâyete erdiren Allah’ım!
Sen bütün kusurlardan, aczden, şerikten ve noksan sıfatlardan münezzehsin. Senden başka ilah yok ki, bize imdat etsin. Eman ver bize! Senden eman diliyoruz! Bizi Cehennem azabından kurtar!
Âmîn... Âmîn... Âmîn...
Dipnotlar:
1- Câmiü’s-Sağîr, 2/1582; 2- Nevevî, R. Sâlihîn, 143, 3- Nevevî, R. Sâlihîn, 150.
17.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|