En çok sevgiye lâyık olan Allah’tır. Yaratılışa yerleştirilen bu sonsuz sevgi ancak Onu sevmede kullanılabilir. Ondan başka hiçbirşey Onun kadar sevilemez. Aksi halde insan onu ilah edinmiş olur.
Eğer bir insanın kalbinde Allah sevgisinin yerine başka sevgiler yerleşiyor, kişi Allah’ı sevdiği kadar onları seviyorsa bu onun putu olur.
Kişi sevdiğine uyar, peşinden gider, arzu ettiklerini yapar; emirlerini emir, yasaklarını yasak edinir. Bazen Firavun ve Nemrutlara tapmada olduğu gibi bunu açıktan yapar. Bazen de ilâh edindiği taşa, tahtaya, yıldıza tapar ve Allah’a yönelteceği sevgisini onlar için kullanır.
Bazen de Allah’ı sever gibi sevdiği herhangi bir insan, kendine göre büyük ve reis tanıdığı bir kimsedir. Hak Dini Kur’ân Dili tefsirinde denilir ki: “Gerçekten servet, büyüklük, kuvvet, makam, itibar, güzellik gibi herhangi bir ümide sebep sayılan dilberler, kahramanlar, hükümdarlar gibi insanları, Allah gibi seven ve onlar uğrunda herşeyi göze alan nice kimseler vardır ki bu, şirk konusunun putperestlik esasını, insanlığın en büyük yarasını teşkil eder…
“Avrupa ruhunda, Avrupa edebiyatında bu tür şirk, o kadar ileri gitmiştir ki her eline bir kalem alan ve herhangi bir şiir söylemek isteyen kendi sevgilisine ilâh mertebesi vermeyi, en ufacık bir işi övmek için hemen yaratma kudretini yakıştırmayı bir hüner, bir şeref sayar.”1
Bazen de insan sevdiği o şeyi Allah’ı sever gibi severek ona mutlak itaat eder ve onun için herşeyini fedâ eder.
Kur’ân insanları bu tip yanlışlara düşmekten sakındırmak için buyurur ki:
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, Allah’tan başkalarını Ona denk tutarlar ve onları, tıpkı Allah’ı sever gibi severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgileri ise çok daha kuvvetlidir. Keşke o zalimler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azâbının pek şiddetli olduğunu şimdiden anlayabilselerdi!
“Dünyada iken kendilerine uyulmuş olan büyükler, o zaman, peşlerine takılmış olanlardan uzaklaşmış ve onları reddetmişlerdir. Artık hepsi birden azâbı görmüş ve aralarındaki bütün bağlar kesilmiştir.
“Büyüklerinin peşlerine takılanlar, o zaman derler ki ‘Keşke bir kere daha dünyaya dönsek de, şimdi onların bizi reddettiği gibi biz de onları reddetsek!’ İşte Allah onlara, yaptıklarının neticesini böylece pişmanlık üstüne pişmanlık olarak gösterir. Onlar ateşten asla çıkacak değillerdir.”2
Dipnotlar:
1- Hak Dini Kur’ân Dili, 1:473-474.
2- Bakara Sûresi: 165-167.
07.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|