TÜYAP’tan yayınlanan yazılı açıklamada şöyle deniyor:
28 Ekim Cumartesi günü Beylikdüzü’ndeki fuar merkezinde açılan ve Pazar günü sona eren İstanbul Kitap Fuarı’nı 330 bin ziyaretçi gezdi...
Sayıyı tekrar ediyorum:
330 bin.
Harika bir rakam.
TÜYAP’ın ilk yılından bu seneye kadar katılan kitabevlerine verilen 25. yıl balosunda şükran plaketleri veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine, yayınevleri tarafından yüzlerce kitap bağışlandığı konusu beni ilgilendirmiyor.
Hatta, Doğan Hızlan’a TÜYAP Kitap Fuarında “onur” ödülü verilmesi de.. Merak ediyorum, Hızlan’a bu ödül ne hikmete binaen verildi. Türkiye’de o kadar verimli yazar varken... Kaldı ki, Prof. Yalçın Küçük de, Hızlan’a ödül verilmesine tepki gösterenlerden... Malûm, Küçük Hoca, yıllardır TÜYAP Kitap Fuarını boykot ediyordu. Ama bu sene yayınevinin özel isteğiyle “boykot”u kaldırdı.
Diyor ki:
“Doğan Hızlan yazarsa ben de Nicole Kidman’ım. Doğan Hızlan bugüne kadar ne yazmış, neyi yazmış? Türkiye’nin yazarlarını kötülemekten başka ne yapmış? Ancak görüyorum ki, TÜYAP Kitap Fuarı da Doğan Grubu’na teslim olmuş durumdadır. Bu yazar bile olmayan Doğan Hızlan’a ödül verilmesinin başka anlamı yok.” (Kalemler ve Kılıçlar, Sky Türk)
Küçük Hoca’nın şu iddiası ne derece doğru bilemeyiz: Yazar Orhan Pamuk’un bir adının “Ferit” olduğu ve Doğan Hızlan ile akraba çıktığı filan...
Neyse, bu bizi ilgilendirmiyor, bizi ilgilendiren kısmı, tâ Beylükdüzü’ne kadar gelebilen 330 bin okuyucu...
İmza günü münasebetiyle her türlü zorluğa katlanan okuyucuların, standları ziyaret ederek, seçtiği kitabı almaları sevindirici.
Fuarda, birçok yayınevinin yazarları kendi standlarında imza için okuyucu beklerken, kimi popülist yazarlar medyanın gazıyla okuyucularına kitap imzalıyor. Kimi kitapseverler, fark edebildikleri yazarların etrafında oturuyor, kültür ziyafeti çekiyor, kimi okuyucular bir zaman gazete sütunlarından inmeyen yazarları tanımıyor bile.
Tam karşı stantta bir zamanlar “Basın Konseyi” başkanlığını yapmış Nail Güreli oturuyor. Elinde kalemi, kitabını imzalayacak bir okuyucu bekliyor... Yanıbaşımdaki stantta ise bir başka yazar, okuyucularını dört gözle bekliyor. Güreli’yi ne zamanki bir muhabir farkediyor, hemen söyleşiye başlıyor. Biraz sonra alabileceği bedava kitabın hesabını yaparak, saatlerce çekim yapıyor. Söyleşi bittikten sonra, eline aldığı kitaba göz gezdiriyor.
Yeni Asya Neşriyatı standında ise ben önümde yığılmış çocuk kitaplarını imzalamak için oturuyorum. Tezgâhta Aslan Özdemir ve gözleri heyecanla parlayan Said Özen’le birlikte fuar gezginleriyle ilgileniyor... Bir çok standın görevlilerine bakıyorum, isimsiz kahramanlar canla başla kitap satmanın heyecanıyla, okuyucularını arıyor...
Ne zamanki kitap alan bir okuyucumuzun karikatürünü çiziyoruz, hemen başımıza toplanıyorlar. Kimi çocuk okuyucular, ebeveynini zorlayarak kitap aldırıp, karikatürünü çizdiriyor...
Gençlerin özellikle bu fuarı tercih etmeleri enteresan.
İşin garibi, taa Ümraniye’den gelen bir okuyucumuz, İstanbul’un diğer ucu Beylikdüzü TÜYAP Kitap fuarına aracı olmadan gelebilmiş. Belediye imkânlarıyla gelmek, başlı başına bir iş... Kitap sevgisi bu ağır şartları hiçe indiriyor demek.
Dost yayınevlerini gezme fırsatı da buldum. Geleceğe dair öylesine umutlu konuşuyor ve diyorlar ki;
“Okumayan nesil diyorlar. Şu koridora bakın... Herkes birbirine çarpmamak için omuz omuza gidiyor. Dışarıda kar yağıyor, burada ise okuyucu...” diyorlar.
Kadîm dostum çizer Dağıstan Çetinkaya’yla sohbet ediyorum. Çizdiği posterlerini ve karikatür kitabını imzalıyor. Okuyucularla sohbet ediyor. Kimi üniversiteli okuyucular bizi de tanıyor. Gözleri parlayarak, iki mutluluğu bir anda yaşadıklarını ve bunu dostlarına anlatacaklarını söylüyor.
Geçmişi konuşurken, geleceğe dair projeler üzerinde duruyoruz.
Diğer yayınevlerinin editörleri ile de konuşuyoruz, kitap sohbeti bitmek bilmiyor.
Fırtınayla karışık kar yağışı Beylikdüzü’nü dümdüz ederken orada ayrılmaya çalıştık. Trafik kördüğüm. İstanbul merkeze nasıl dönüş yapabileceğimizi kara kara düşünürken, Anadolu yakasından gelen ve hiçbir vasıtası olmayan kahraman okuyucuları düşündüm... Helâl olsun! demekten kendimi alamadım.
07.11.2006
E-Posta:
[email protected]
|