Bir ilçeden gelen yolsuzluk ihbarları üzerine AKP Genel Merkezi, milletvekillerini görevlendirmiş.
Parti genel merkezine başvurup müfettiş isteyen AKP milletvekili.
İncelenmesini istediği kişi ise AKP’li belediye başkanı.
Müfettiş henüz bölgeye gitmemiş. Milletvekili ile kulisin bir köşesinde konuşuyorlar.
Bölge milletvekili, “Temiz çocuktu. Ancak sonradan dağıttı” diyor.
“Kaymakamı arayıp, ihalenin neden şuna değil de buna verildiğini soracak kadar ileri gitmiş” diye anlatıyor.
KÖYDES Projesi AKP milletvekillerinin can simidi oldu. Milletvekilleri seçim bölgelerindeki köyleri gezdiler, talebi olana, “Hemen KÖYDES’e başvur halledelim” sözünü verdiler. Köylü başvurdu, KÖYDES kaynak tahsis etti, proje hemen başladı.
Yaz tatilinden dönen milletvekilleri KÖYDES diyor başka bir şey demiyor.
Ancak çürük yumurtalar da yok değil.
Küçük bir ilimizde, AKP’nin il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile bazı ilçe başkanları ortak olup bir şirket kurmuşlar, sonra KÖYDES’in yaptıracağı projelere talip olmuşlar.
Bu durum sağda solda konuşulur hale gelip, Ankara’daki bölge milletvekillerinin kulağına kadar ulaşınca, bürokrasiden gelen vekil kalkmış seçim bölgesine gitmiş.
Partililerle sohbet edip, “Durumumuz nedir?”diye sormuş. Her şey iyi, her iş yolunda cevabını almış.
Herkesin halinden memnun olması vekili daha da kuşkulandırmış.
İncelemiş ve iddiaların doğru olduğunu tesbit etmiş. Tabiî bu arada vekilin çabası, şirket ortağı partililerin de kulaklarına gitmiş.
Bu durumun siyasî hayatının sonu olacağını hatırlatmışlar vekile. Aynı zamanda Meclis KİT Komisyonu üyesi de olan milletvekili, ülkenin devasa kuruluşlarını denetlediği için, zerre kadar taviz vermemiş. Bu kez işbirliği arayışına girmişler. Onu da başaramayınca, düşman olmuşlar. Bu dosya ise henüz AKP Genel Merkezinin önünde duruyor.
Kısa bir süre önce, bir “çaydan geçirme” olayı yaşanmıştı.
Fotoğraflar medyada yer alınca, eşiyle birlikte basın toplantısı yapması da, Hatice Hanımın aile dostu olduğunu söylemesi de Belbim Genel Müdürü Adnan Şahin’i koltuğunda tutmaya yetmedi.
O sıralar ima yollu olarak bazı AKP milletvekillerinin ikinci eşleriyle yaşadıkları, sekreterleri ile ilişkileri olduğu yönünde yazılar yazıldı.
Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan’ın bunlardan biri olduğu anlaşıldı. Kuliste bir milletvekili, “Yaptığı gayri meşrû bir şey değil, ama birinden boşandıktan sonra az daha bekleyemez miydi? Bu işler bizleri yıpratacak” diyordu, diğer vekil arkadaşına.
“Tek değil, başkaları da var” diye karşılık veriyordu diğer milletvekili.
Varan-1’i gördük. Varan-2, Varan-3’ler de kapıda demek ki...
Peki, bu tüm AKP milletvekillerinin bu şekilde yaşadığı anlamına mı geliyor? Hayır. Hatta azınlığın azınlığı bir grup.
İktidar, güç, insanların başını döndürüyor. Şu da bir gerçek ki yolsuzluğa bulaşan teşkilâtlar, gayr-i meşru ilişki yaşayan milletvekilleri derken, AKP de içten içe çürüyor. Belki bu çürümenin en az olduğu yer Meclis grubu. Belediyeler ve teşkilâtlarda yolsuzluk iddiaları dizboyu.
Hasan Fehmi Güneş’ten, Muhammed Kelleci’ye, Hamdi Üçpınarlar’a kadar bu uğurda, bakanlık koltuğunu kaybeden politikacılarımız da oldu, yasak aşk yaşadığı sekreteri tarafından Mecliste vurulan İlyas Aktaş olayına da şahit olduk.
İnsanın olduğu her yerde bu sorunlar olacak elbette ki. Ancak iktidar gücü, kimi insanların başlarını döndürebiliyor. Ve zirveye çıktığını düşündüğü anda yere çakılıyor.
Bunlar işin siyasî tarafı. Bir de her şeyin bir imtihan olduğu gerçeği var. Milletvekili olmuş, eşinden ayrılmış, yuvası dağılmış. Değer mi? “Temiz dürüst arkadaşımızdı, ama” denilmiş, yolsuzluğa bulaşmış. Şenol Demiröz’ün TRT Genel Müdürü olduğu sırada, Kıbrıs’ta bir kumarhaneyle ilişkisi olduğu haberi gündeme gelince başbakan yakın çevresine, “Bu da mı bozuldu?” demişti.
AKP'li vekiller arasında özel yaşantısına dikkat etmeyenlerin, sekreteri için evini terk edenlerin, ikinci ev açanların dedikoduları gittikçe dallanıp, budaklanmaya başladı, ama asıl tehlike, AKP teşkilâtları ile belediyelerin gömüldüğü yolsuzluk ve ihale çukuru…
29.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|