21 milyar YTL nedir? (2)
Hatta köylerimizde taşımalı eğitime dönülmesi sebebiyle binlerce ilkokul ve lojmanları bomboş durmakta ve harap olmaya terkedilmiş bulunmaktadır. Bunlar düşünülebileceği gibi, tamamlanamayan kamu yatırımları, kullanılmayan bazı hizmet binaları (boş duran binlerce sağlık evi ve sağlık tesisleri v.b.) tespit edilerek. Bu binalarda kısa, orta ve uzun vadelerde ne üretilebilir? Üretilenler nasıl pazarlanabilir? Bu gibi hususlarda bir tespit ve program yapılabilir. Bu çalışmalar yapılmadığı sürece işsizliğin azaltılması mümkün görülmemektedir. Çünkü üretmeden tüketen (hem de yaşantısından, keyfinden hiç taviz vermeden yaşamak isteyen) bir toplumda merkezden alınan tedbirlerle enflasyon bu kadar durdurulup, düşürülebilir.
Enflasyonun düşmesinin sağlanması ancak, kurtuluş savaşı gibi ‘eli bir şey tutabilen herkesin’ evinde, köyünde, mahallesinde, çarşıda, pazarda birşeyler üretmeye başlamasıyla başarılabilir. Bütün yolların Roma’ya çıkması gibi, eğer birşeyler üretmeye başlamazsak, bu tüketim alışkanlığımız devam ettikçe, fiyatlar ve dolayısıyla enflasyon yükselecektir. Bunu bilmek için illâ iktisatçı olmak gerekmez.
Eğer işsizlik fonunda biriken para ile işsizlere kalıcı hizmet verilmek isteniyorsa 4447 Sayılı Kanuna eklenecek bir geçici madde ile bu sağlanabilir. İşsizlik sigortası fonunda biriken 21.000.000.000 YTL’nin kanunun ruhuna uygun değerlendirmesi bu zamanda milletimize yapılacak en büyük hizmetlerden birisi olacaktır.
Eğer, hükümet bu teklifimizi uygulanmayacaksa bir teklifimiz daha var.
Bilindiği gibi, 4857 Sayılı İş Kanunun 120’inci maddesi uyarınca en az 3 yıllık bir çalışma sonucunda kusuru dışındaki bir sebeble iş akti fesh olan işçinin her yıl için en az 30 günlük çalışması tutarında işverenden kıdem tazminatı alma hakkı bulunmaktadır. Bu kıdem tazminatı çoğu işlemlerde işçilik maliyetine dahil edilmemektedir. Kıdem tazminatı için herhangi bir kesinti ve fon da bulunmamaktadır. Yeni çıkan Sosyal Güvenlik Yasası’yla da kıdem tazminatının birikimi için kesinti veya fon düzenlenmesi, getirilmemiştir. Bu sebeble özel kesim işverenleri, kıdem tazminatı ödemelerinde büyük sıkıntı çekmektedir.
Kamu kesiminde de bilhassa belediyelerde kıdem tazminatı verilemediği için emekliliği gelen işçi emekli edimemektedir. Bu da daha az maaşla daha çok personel istihdamına mani olmaktadır. Oysa bu paranın yarısı, yani 10.5 milyar YTL’si işveren hissesinden kesilen ve nemalanmış işveren miktarı sayılabilir. Bu azımsanacak bir miktar değildir. Yani hem işverenin bu parası İşsizlik Sigortası Fonuna durmakta, hem de (belediyeler dahil) işverenler, para bulamadıkları için kıdem tazminatlarını ödeyemediklerinden yüksek maaş alan emekliliği gelmiş kişileri, re’sen emekli edememekte ve yerlerine de daha az maaşla daha çok personel istihdam edememektedir.
Kurulursa, Kıdem Tazminatı Fonu’nun temelini bu 10.5 milyar YTL teşkil edebilir. TBMM’deki milletimizin vekillerine saygıyla sunulur.
|