TRABZON - Hak ettiği yatırımı alamayan bölgelerimizden biri de Karadeniz bölgemizdir. Sahip olduğu deniz ve yayla turizmi imkânları nedense gereği gibi kullanılamıyor. Bunda, yıllardan beri bölge halkının büyük şehirlere göçmesinin de tesiri olmuştur.
MÜSİAD, Türkiye’nin dertlerine çare aramak amacıyla, iki ayda bir düzenlediği Genel İdare Kurulu toplantılarını, şubelerinin bulunduğu illerde yapıyor. Haziran’da düzenlenen toplantı Erzurum’da yapılmıştı. Ağustos Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı ise Karadeniz’in ‘liman şehri’ Trabzon’da (4-6 Ağustos 2006 tarihleri arasında) yapıldı.
MÜSİAD Şube Başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda bölgenin problemleri masaya yatırıldı. Bilindiği gibi bölgenin problemlerinin başında çay ve fındık üretimi/satışı ve pazarlaması konusunda yaşanan tartışmalar gündemi meşgul ediyor. Fındık üreticilerinin yaptığı miting ve yol kapatma ‘eylem’i Trabzon’daki toplantıyı daha da aktüel hale getirmiş oldu.
Trabzon’daki toplantının iki ayrı oturumuna iki ayrı bakanın katılması ve MÜSİAD yöneticilerinin aktardığı sıkıntıları ‘not’ etmesi isabetli oldu.
“Gala yemeği”ne katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve şube başkanlarıyla düzenlenen toplantıya katılan Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın açıklamaları, bölgenin hükümet nezdinde ‘yakın takip’e alındığını gösterdi.
Zorlu Otel’de düzenlenen ‘Çay ve Fındık Paneli’ndeki konuşmacılar da her iki üründe yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Paneldeki konuşmalar, işi bilmeyenler için ‘varlık’ ve ‘yokluk’un eşit derecede ‘dert’ olduğunu ortaya koydu.
Türkiye, dünya fındık üreticileri arasında bir numara. En yakın takipçimiz İtalya ile aramızda 5 kat üretim miktarı farkı var. Bir anlamda ‘tekel’ durumundayız. Ama nedense bu avantaj, bizim için dezavantaj olmuş durumda. Başka ülkeler için ‘tekel’ olmak avantaj iken, Türkiye için neden dezavantaj oluyor? Her halde, ‘işi bilme ve kılıcı kuşanma’ noktasında maharetli olmadığımız için olsa gerek.
MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat’ın başkanlık yaptığı panelde konuşan ÇAYSİAD Başkanı Rahmi Üstün, ÇAYKUR Genel Müdürü Ekrem Yüce, çay sanayicisi ve MÜSİAD eski Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav ve Fiskobirlik eski Genel Müdürü Celal Öztürk bölge için hayatî öneme sahip çay ve fındık konusunda ‘sorunlar ve çözüm yolları’nı ortaya koydu.
Bölge insanının hayatının bir parçası olan ÇAYKUR, geçmiş yıllara nispetle çok rahat görünüyor. Genel Müdür Ekrem Yüce, konuşmacılar açısından en rahat olanıydı. Çünkü ÇAYKUR, üreticiden aldığı ürünün bedelini neredeyse ‘peşin’ ödeyebilecek bir duruma gelmiş. Geçmiş yıllara göre bu, büyük bir başarı.
Tabiî ki çay üreticisinin derdi bitmiş değil, ancak “Çaykur’a sattığımız çayın parasını alamadık” diyen de kalmamış…
ÇAYKUR’daki rahatlığın aksine, özel sektör çay sanayicilerinin sıkıntıları devam ediyor. ÇAYKUR’un ‘devlet destekli’ politikaları karşısında daha da zor duruma düşmüşler. Çaykur üreticiye ödeme yaptıkça, özel sektörün sıkıntısı artıyor. Çünkü ‘devlet’le rekabet etmeleri mümkün görünmüyor. Özel sektör çay üreticilerinin bir sıkıntısı da ‘kaçak yollar’la Türkiye’ye sokulan çaylar. Ayrıca büyük marketlerin uyguladığı ‘satın alma politikaları’ da onlar için en büyük engel….
Velhâsıl, Karadeniz’de dertler dalga dalga ‘kıyı’ya/hükümete vuruyor vesselâm...
12.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|