Siyasî parti liderlerinin Ramazan Bayramı vesilesiyle yayınladıkları mesajlar, Türkiye’nin değiştiğini gösteriyor.
Elbette sıkıntılar var, ama bu değişimin müsbet yönde olduğunu da ifade etmek lâzım. Türkiye’deki değişime yabancı kalmayan çoğu parti lideri, normal zamanlarda da camiye gidiyor; fakat bazı liderler var ki, her fırsatta camiden uzak durmaya çalıştığı halde sıra bayramlara gelince onlar da caminin yolunu tutuyor. Sadece bayramlarda camiyi hatırlayan liderlere ‘Niçin camiye gittiniz?’ demiyoruz. Camiye gitmeleri sebebiyle onları kutluyor ve her imkân ve fırsatta camiye dâvet ediyoruz.
Pek çok hareketi, dinî temele dayanıyor diye reddeden bu siyasî parti liderleri acaba bayram namazı için gittikleri camide ne düşünüyorlar? Onların sırf bayram namazı için de olsa camiye gitmeleri hangi temele dayanıyor?
Meselâ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Ramazan Bayramı namazı için gittiği cami çıkışında -siyasî mesajları bir yana- güzel dinî mesajlar verdi. “Güzel dinimizin mesajlarını doğru anlamak ve anlatmak lâzım” şeklinde beyanlarda bulundu ki mütedeyyin insanların bu tesbitlere itiraz etmesi mümkün değildir.
İslâm dini zaten baştan sona “güzel” bir dindir. Bazı insanlar bu güzelliği bilmediği için düşmanlık yapmaya çalışıyor. Hiç iyiliğe, güzelliğe düşmanlık edilir mi?
Siyasî parti liderlerinin camiye gitmesi Türkiye’nin değiştiğini gösteriyor dedik. Doğrudur, çünkü geçmiş yıllarda bir siyasetçinin camiye gitmesi ‘olay’ olurdu. Çünkü kamuoyu yanlış yönde bilgilendirilmiş ve sanki siyasetçilerin camiye gitmesiyle irticanın hortalayacağı kanaati yayılmıştı. Nitekim geçmiş yılların gazete manşetlerine bakanlar bu türdeki yayınları görebilirler. Vatandaş, Türkiye’deki bu müsbet değişimden dolayı memnundur. Bayram vesilesiyle bizi arayan, ömründe CHP’ye oy vermediğini ve vermeyeceğini ifade bir okuyucumuz, CHP Genel Başkanı Baykal’ın cami çıkışı yaptığı konuşmayı beğendiğini ifade etti. “Camiye gitmek, bayram namazı kılmak Baykal’ı değiştirmiş, sakinleştirmiş, yüzüne nur geldiğini gördüm. Keşke her zaman camiye gitse ve sakinleşse. Camiye gitmenin korkunç bir şey olmadığını görse ve camiye gidenleri anlamaya çalışsa” diye temennide bulundu.
İşte, vatandaşın siyasetçiden beklediği tavır bu: İnançlarına saygı. Türkiye’de siyaset yapanların bu saygısı göstermesi gerektiği tartışılmaz bir gerçektir. Bu saygıyı gösteren her zaman ‘duâ’ alır. Gerekli saygıyı göstermeyen ise ne ‘duâ’ ne de ‘destek’ alır.
Ramazan Bayramı vesilesiyle siyasete ve Türkiye’ye gelen sakin havanın devam etmesi en büyük dileğimiz. Bakın, dünya ekonomik buhranla kavrulurken Türkiye’de yine sakin bir atmosfer hakim. Bunda bayram havasının etkisi olsa gerek.
Bir defa daha hatırlatmak isteriz ki, milletimiz siyasetçisini de, bürokratını da yanında, camide görmek istiyor. Oy versin ya da vermesin bunu arzuluyor. Bu arzu ve isteği görmezden gelen siyasetçi her zaman kaybetmeye mahkûmdur.
Tabiî ki çok önemli bir konu da, siyasetçi camiye gitse de camiye siyaseti sokmamalıdır! Oraya giden herkes sırf ibadet kastıyla ve niyetiyle gitmelidir. Aksi niyetlerle camiye gidenler en başta cami cemaatine zarar verir.
Ayırımsız herkes camiye ‘kul’ olarak gidecek, ibadetini yapacak ve yine ‘kul’ olarak oradan ayrılacak. Bunu temin edebildiğimiz ölçüde problemlerimizi de aşabileceğiz.
Camiden ve cemaatten hiç kimse ürkmesin, korkmasın. Korkulması gerekenler varsa onlar camiye uzaktan bakanlar olabilir...
Müsbet yöndeki değişim ve gelişimin bayramdan sonra da devam etmesi duâsıyla...
03.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|