Van'dan okuyucumuz: "Tesettürün hikmetleri nelerdir?"
Cenâb-ı Allah tesettürü emrediyor. Kur'ân'ın bu konudaki hükmü çok nettir: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle! Evlerinden çıktıklarında dış örtülerini üzerlerine alsınlar."10
Kur'ân'a göre giyinmede iki maksat gözetilir:
1- Örtünmek (tesettür): "Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek bir örtü ve ziynet olarak giyinip kuşanacağınız elbise verdik. Takva elbisesi ise en hayırlısıdır. Size böylece maddî ve manevî elbiselerin nasip edilmesi de Allah'ın âyetlerindendir. -Umulur ki, düşünüp öğüt alırlar. Ey Âdemoğulları! Anne ve babanızın ayıp yerlerini kendilerine göstermek için örtülerini çekip alarak onları Cennetten çıkardığı gibi, sakın şeytan sizi de fitneye düşürmesin."11
Tesettürün amacı da iffet ve namusu korumak ve gözleri haramdan sakındırmaktır: "Mü'minlere söyle! Gözlerini haramdan sakınsınlar. Namuslarını da korusunlar. Bu, onların günahlardan arınmaları için daha uygundur. Muhakkak Allah, onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü'min kadınlara da söyle. Gözlerini haramdan sakınsınlar. Namuslarını korusunlar. Ziynetlerini, görünmesi zarurî olan kısımlar müstesna, açığa vurmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler."12
2- Güzel görünmek (ziynet). "Ey Âdemoğulları! Her mescide güzel ve temiz elbiselerinizi giyinerek gidin! Yiyin, için; fakat israf etmeyin. Muhakkak ki Allah isrâf edenleri sevmez."13
Hazret-i Hafsa (ra) der ki: "Kız kardeşim sordu: "Yâ Resûlallah! Örtü bulamadığımız zaman dışarıya örtüsüz çıksak bunun mahzuru var mıdır?" Allah Resulü (asm): "Arkadaşı örtüsünü ona versin de, O da hayırlı işine öyle çıksın!" buyurdu."14
Bilindiği gibi vücudumuz güzel yaratılmıştır ve mülkiyeti bize ait değildir. Vücudumuz üzerinde binde dokuz yüz doksan dokuz hisse sahibi, Hâlık-ı Rahim'dir, yani Yaradan'ımızdır. Vücudumuzla ilgili tasarruf hakkı ve yetkisi de, elbet vücudumuzu Yaradan'a aittir. Biz emri uygulamakla mükellefiz.
Bedîüzzaman Hazretleri Tesettür Risâlesinde Kur'ân'ın tesettür emrini dört hikmet ve üç nükte içinde kısaca şöyle yorumlamıştır:
Kur'ân tesettürü emrediyor. Sefih medeniyet ise, Kur'ân'ın tesettür hükmüne muhalif gidiyor ve tesettüre "esaret" namını veriyor. Oysa tesettür, bin dört yüz yıldan beri, her senede en az üç yüz elli milyon insanın sosyal hayatını etkilemiş, hayra yönlendirmiş ve üç yüz elli bin Kur'ân tefsirinin hepsi tarafından aynı derecede yorumlanmış en kudsî, en hakikî ve en hakîkatli bir İlâhî düsturdur. Bu İlâhî düsturu ne yok saymak mümkün, ne görmezden gelmek mümkün, ne başka şekilde yorumlamak mümkün, ne küçümsemek mümkündür! Küçümsenecek bir şey varsa, sefih medeniyetin sefih ve kısır anlayışıdır. Tesettür esaretin değil, hürriyetin ifadesidir. Tesettür emrinin hikmetlerine gelince:
1- Tesettür kadınlar için fıtrîdir, kadının fıtratı ve yaratılışı tesettürü ve örtülü olmayı istiyor. Gonca da özel yeşil kılıflarla sarılmıştır, elma da. Hatta yeşil kılıf zarif çiçekler için, mavi veya rengârenk örtü nazik meyveler için birer koruyucu cild hükmündedir. Zayıf, nazik, zarif ve güzel varlıklar her zaman himaye görmeyi hak eden varlıklardır; ne derece himaye edilirlerse nezaketi ve zarafeti o derece olgunlaşır, güzelliği yüksek ahlâkla buluşup, kaynaşır. Kadınlar yaratılış itibariyle zayıf, nazik ve zarif olduklarından, kendilerini ve hayatından daha çok sevdikleri yavrularını himaye edecek ve koruyacak bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaçtırlar. Bundan dolayı kocalarına veya mahremlerine sevimli olmaya, kendilerini sevdirmeye, nefret hislerini ve çirkin duyguları üzerlerine çekmemeye fıtraten meyyaldirler.
Kadının namahremlere karşı bir korunma, gizlenme ve sakınma içgüdüsü vardır. Tesettür bu içgüdüyü takviye eder, güçlendirir, neticeye götürür. Tesettür kadını güzelleştirir. Sevmediği nazarları ve pis bakışları üzerinden savar. Yani, örtünmekle Allah'ın emrini uygulayan kadın, böylece kem gözlerden, kötü bakışlardan, ahlâksız nazarlardan kendini korumuş olur. Açık-saçıklık yeri olan Avrupa'da bile çok kadınların, kötü nazarlardan sıkılarak, "Bu alçaklar bizi göz hapsine alıp sıkıyorlar!" diye polislere şikâyetçi oldukları çok görülmüş, duyulmuştur. Demek medeniyetin tesettüre gereken değeri vermemesi ve kaldırması fıtrata aykırıdır. Kur'ân'ın tesettür emri ise kadının yaratılışına, fıtratına ve karakterine tam uymaktadır. Bundandır ki, tesettür kadınları kötü bakışlara esir olmaktan, sefaletten, düşük ahlâktan ve kötü seciyelerden kurtarmakta, birer şefkat madeni ve çok kıymetli birer ebedî arkadaş olabilecek bir değer kazandırmaktadır.15
Yarın inşallah devam edelim.
Dipnotlar:
10- Ahzâb Sûresi: 59
11- A'râf Sûresi: 26,27
12- Nûr Sûresi: 30, 31
13- A'râf Sûresi: 31
14- Buhârî, Hayz, 23
15- Lem'alar, s. 197, 198
27.01.2008
E-Posta:
[email protected]
|