Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Aralık 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Namaza ne kadar önem veriyoruz?



İnsanlar önem verdikleri, sevdikleri şeylere canla başla sarılır, önceliği ona verir, onu baş üstünde tutarlar.

Böyle çok şeyler vardır insanın hayatında.

Hiç şüphesiz imandan sonra en çok önem verilmesi gereken hususların başında namaz gelir. Çünkü Allah ona önem vermiştir, Resûlü (asm) ona önem vermiştir.

Namaza sımsıkı sarılmak için bu yetmez mi insana?

Eğer değer ve önem verme söz konusuysa en çok değer ve önem verilmesi gereken hususların başında namaz gelir. “İmandan sonra en yüksek hakikat namaz” değil midir?

Her şeyin bir gaye ve maksatla yaratıldığı ve aksatmadan, harıl harıl görevlerini yaptıkları bir dünyada insanın kendini başıboş ve sorumsuz görmesi kabul edilebilir mi?

İğnenin dikmek, bıçağın kesmek, meyvenin yenilmek için olduğunu bildiğimiz halde her şey emrine ve hizmetine verilen insanın yaratılış maksadının ne olduğunu bizzat Yaratıcımız bildiriyor: “Ben insanları da, cinleri de bana ibadet etsinler diye yarattım.”1

İbadet, Allah’ın emirlerini tutmak, yasaklarından kaçınmak olduğuna göre bunların başında da namaz gelir.

Bir hadis-i şerifte belirtildiğine göre, İslâm binasının beş ana sütunundan biri namazdır.2

Namaz dünyada ruh ve kalbin gıdası, aklın teneffüsüdür.

Namaz en karanlık gecelerden daha karanlık olan kabirde ışıktır.

Namaz Sırat köprüsünde buraktır.

Evet, önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin elli bin senelik bir Sırat köprüsü var.

Peki o köprü otoban gibi nasıl genişliyecek ve nasıl bir araca binmeliyiz ki bu uzun yolu kısa zamanda uçup gidebilelim?

İşte bu araç namazdır. Namaz o elli bin senelik yolu bir günde katettirecek derecede hızlı giden bir burak, yani bir araç olacaktır.

İnsan için bundan daha önemli bir mesele ne olabilir?

Hiçbir sebep olmasa bile bizi yoktan var eden, bir taş, bir bitki, bir hayvan olarak değil de insan olarak yaratıp en güzel organ, duygu ve yeteneklerle donatan, sayısız nimet ve rızıklarla besleyip büyüten Rabbimizin huzuruna namaz kılma gibi ulvî bir kulluk için nasıl canla başla, zevkle koşmayız?

Dipnotlar:

1. Zariyat Sûresi: 56.

2. Buharî, İman: 2; Müslim, İman, 1-2.

03.12.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.12.2006) - Cennete koşmak

  (30.11.2006) - Gönül gözü ne zaman açılır?

  (29.11.2006) - Önemli olan

  (28.11.2006) - Doğruluğa çağırmak

  (27.11.2006) - Hayrın anahtarı, şerrin kilidi

  (26.11.2006) - Anlam kazanan kâinat

  (25.11.2006) - Fikre kilit vurmak

  (24.11.2006) - Boş yere mi?

  (23.11.2006) - “Tefekkür gafleti izale eder”1

  (22.11.2006) - Gafleti dağıtmak için

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004