Yakında Brezilya ile birlikte Türkiye’ye de bir ziyaret planlayan Papa 16. Benediktus’un anavatanını ziyaretinde kendisine hoşamedide bulunanlardan birisi de Almanya’da gerileyen katolikliğin merkezi olan Bavyera Başbakanı Edmund Stoiber di. Stoiber son günlerde İslâm ve Müslümanlarla ilgili talihsiz beyanatından dolayı Müslümanların şimşeklerini üzerine çekmiş bulunuyor.
Konuşmalarını hiç bir açıdan yapıcı addetmek mümkün değil. Son sıralarda maalesef basınla birlikte kimi Avrupalı politikacılar Müslüman-Hıristiyan uyumuna katkıda bulunmak bir yana, aksine ikili ilişkilere büyük darbeler indiriyorlar. Ve bunu yapanların pek marjinal partilere mensup oldukları da söylenemez. Geçenlerde Fransa’da merkez partilerden birisinin lideri de yine ulu orta İslâma sataşmış ve hakaret düzeyinde iifadeler kullanmıştı.
Danimarka Başbakanı Rasmussen’in de Hazreti Peygambere yönelik karikatürleri yayınlayan gazeteye desteğini biliyoruz. Bu bağlamda, Zaman gazetesinden Ali Halit Aslan’ın bir araştırmasının sonuçları manidardı. Batı’da İslâm fobisinin arkasında iki temel faktörün olduğuna işaret ediliyordu. Birisi, siyasiler, diğeri de gazeteler. İki koldan İslâma saldırıyorlar ve tarihi husumeti unutmuş halk yığınlarına ve tabakalarını muayyen doğrultuda yeniden kışkırtıyorlar. Bu ikiliye bir üçüncüsü olarak, Bernard Lewis gibi veya Huntington gibi kimi ‘şer nazariyatçıları’ da ilave edilebilir.
Stoiber, Bild gazetesine verdiği demecinde, “Hıristiyanlık, günlük yaşamımızı belirleyen bir kültür. Hıristiyanlığın İslâmiyetten farkı, hoşgörüsüzlüğü reddetmemiz, din özgürlüğü vermemiz, kadın-erkek eşitliğini desteklememiz ve zorunlu evliliklere kararlı şekilde karşı çıkmamız. Bizim için her insan özeldir, her insanın onuru, özgürlük hakları ve eşit hakları vardır” demişti.
***
Bu ifadeler, 11 Eylül sonrasında Berlusconi’nin ‘Batı medeniyeti İslâm medeniyetinden üstündür’ demesinden pek de farklı değil. Almanya’daki Müslüman kuruluşları, İslâmiyete eleştiriler yönelten Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı ve Bavyera eyaleti Başbakanı Edmund Stoiber’e tepki gösterdi. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi, Stoiber’in Müslümanlara karşı ayrımcılık yaptığını, sonuçta inançlı Müslümanların insani duygulara sahip olmadığı şeklinde yorumda bulunduğunu belirtti. İslâm Konseyi de Stoiber’i, İslâmiyeti bariz bir şekilde aşağıladığı gerekçesiyle eleştirdi. İslâm Konseyi, Stoiber’in bu açıklamalarının sorumsuzca olduğunu belirterek, İslamiyet’te zorunlulukla yapılan hiçbir evliliğin geçerli olmadığına işaret etti. Hıristiyanlık eşcinsellik gibi sapmalardan nasıl beri ise, İslâm da evlenen tarafların rızası dışında yapılan cebri evliliklerden aynı şekilde beri ve masundur.
Aslında dikkat etse Stoiber’e en büyük cevabı, hoşamedi taziminde bulunduğu Papa 16. Benediktus vermiştir. Almanya ziyaretini sürdüren Papa, Münih kentinde düzenlenen bir açık hava ayininde yaklaşık 250 bin kişiye hitaben yaptığı konuşmada, “Batılı ülkelerde Allah’ın isteklerinin zamana uygun görülmediğini” belirterek, ‘’Batı dünyası, kendi mantığı içinde yaratıcıya inancını kaybetti’’ ifadesinde bulunmuştur.” Yaratıcıyla alay etmenin bile bir özgürlük hakkı olarak görüldüğüne” işaret eden Papa, “Dünyanın yaratıcıya ihtiyacı var. Bizim Allah’a ihtiyacımız var” diye konuşmuştur.
***
Papa, Stoiber’in hürriyet olarak sarıldığı şeyin sığlığını nazara vermekte ve bunu reddetmekte ve bunun pratik bir ateizm ve dinsizlik manasına geldiğini ima etmektedir. Stoiber, Papa ile tezada düşmüş ve Papa’nın şikayet ettiği hürriyetin Müslümanlarda olmadığını savunmuştur. Papa’nın söylediklerinin mefhumu muhalifinden yola çıkacak olursak Papa’ya göre Müslümanlar haklı ve pratik dinsizliği yaşayan Batı alemi haksızdır. 11 Eylül yeni bir milat ve küresel bir kriz ise, öyleyse asıl ontolojik mânâda 11 Eylül’e bu sözleriyle Papa temas etmiştir. Asıl 11 Eylül krizi, dünyanın pratik dinsizlik kıyılarında dolaşmasıdır.
11.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|