Aradan beş sene geçti. Artık, daha sağlıklı düşünebiliriz; düşünmeliyiz.
Şu 11 Eylül’de ABD imparatorluğu sembolü Ticaret Merkezlerini yerle bir ettiği ileri sürülen (öyle olsa bile mutlaka bu iş planlanmış ve o yöne yönlendirildiği anlaşılan) Usame bin Ladeni yakalayamadığına göre…
Ardından Afganistan işgal edildiğine göre… Irak’ın eski diktatör lideri Saddam Hüseyin el-Kaide ile ilişkilendirildiğine ve nükleer silâh bulunamadığına ve hatta balon, hatta kocaman bir yalan olduğu ispatlandığına göre…
Ve Irak işgal edildiğine göre… Lübnan kan gölüne çevrildiğine göre ve İran ve Suriye ateş hattına çekilmek istenildiğine göre… Ve her geçen gün hava Müslümanların aleyhinde geliştiğine göre…
“Burada bir iş var!” diye düşünmemiz gerekmez mi?
Dünyaca ünlü Alman Der Spiegel dergisi, “Muhammed kimdi? - İslâmiyetin sırrı” başlığıyla İslâm dinini kapak yaptı. Konuya 20 sayfasını ayıran dergi, dünyada hiçbir dinin İslâmiyet kadar hızlı yayılmadığına dikkati çekti. Dergi, “Peygamberin Gücü” başlığıyla verdiği haberde, İslâmiyet ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ile ilgili geniş değerlendirmelerde bulundu. İslâmiyetin “inananlardan çok şey istediği, ancak inançlılara da çok şey verdiği”ni vurgulayan Der Spiegel, araştırmacıların Hz. Muhammed’in hayatı ve düşünceleri hakkında takdire değer bulgular ortaya çıkardıklarını yazdı. Bu tesbitler ile ilgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in yaşadığı bazı olaylara da yer veren dergi, dünyada hiçbir dinin İslâmiyet kadar hızlı yayılmadığına dikkati çekti.
İslâmiyette “Allah”la kul arasında arabulucu olarak papaz ya da rahip gibi hiçbir din görevlisinin bulunmadığına işaret eden dergi, İngiliz Felsefe Profesörü Ernest Gellner’in “İslâmiyet, dinden çok daha fazla bir şey. İslâmiyet, Allah’ın dünya için öngördüğü bir toplum düzeni tasarısı” şeklindeki sözlerine yer verdi.
İslâmiyet hızla yayıldığına göre ve bu durumda Müslümanlara yapılan eziyetler arttığına ve aleyhlerinde hava uyandırıldığına göre; düşünmemiz gerekmez mi?
11 Eylül tarihine kadar Afganistan, Taliban ve Usame bin Laden, ABD’nin terörist listesinde değildi. Şu halde, Bin Laden bahanesiyle Müslümanları “teröristlikle” yaftalamaya kalkıp; dikkat ve öfkeleri Müslümanlar üzerine yönlendiren kim? İşâretler, “korsan ve terörist İsrail”, güdümündeki İngiltere-ABD Yahûdileriyle II. Batı’yı göstermiyor mu? Bu sinsî komitenin oyunları aynen devam etmiyor mu? İslâmî inkişâfları hazmedemeyip bütün insanlığın ahlâk ve manevî hayatlarını dejenere etmek için, “uyuşturucu, fuhuş, müstehcenlik ve terör” silâhlarını da aynı ifsat komiteleri kullanmıyor mu?
Size de öyle gelmiyor mu ki, 11 Eylül terörünü hazırlayan ifsat komitesi…
11.09.2006
E-Posta:
[email protected] - [email protected].
|