Senelik iznimizin ikinci bölümünü, daha ziyade muhtelif merkezlere yaptığımız seyahat ve ziyaretlerle geçirdik.
Bu ziyaretlerin ağırlıklı kısmını Adapazarı, İzmit, Gebze, Geyve, Alifuatpaşa, Kuzuluk, İznik ile Bursa teşkil ediyor.
Seyahatlerden arta kalan zamanımızı ise, kitap okumak, ormanda gezinti yapmak, çevre düzenlemesi ve bağ–bahçe işleriyle uğraşmak şeklinde değerlendirmeye çalıştık.
Hidrojen enerjisi çalışmaları
atil günlerini birlikte geçirdiğimiz bir grup arkadaşla birlikte, İzmit–Adapazarı arasındaki Uzuntarla mevkiinde yirmi küsûr yıldır faaliyette bulunan Elimsan'ı ziyaret ettik, sahipleriyle görüşüp fikir teatisinde bulunduk.
Elimsan, geniş bir saha üzerinde kurulmuş olan büyük bir elektrik fabrikası. Bu fabrikada, elektrik trafosu ve yüksek gerilim hatlarında kullanılan bağlantı malzemeleri başta olmak üzere, enerji sektöründe kullanılan muhtelif mamüller üretiliyor. Ürettiği mamüller itibariyle de, dünyadaki emsâlleriyle boy ölçüşecek bir seviyeyi yakalamış durumda.
Elimsan'ın sponsorluğunda, son yıllarda periyodik olarak "Hidrojen Enerjisi Kongresi" düzenleniyor. Bu hususla alakalı olarak da detaylı görüşmeler yapıldı. Zira, ziyaret heyetinde bulunan bir arkadaşımız, hidrojen enerjisi konusunda dünya standartlarında uzmanlaşmış bir ilim erbabıydı. Halen yurt dışında çalışıyor.
Elimsan'dan sonra, yine aynı konu çerçevesinde olmak üzere, Gebze'deki (Çayırova) Yüksek Teknoloji Enstitüsünü ziyaret ettik. Buradaki uzmanlarla da hayli faydalı olduğuna inandığımız bazı görüşmelerde bulunduk.
Yüksek Teknoloji Enstitüsünde, hidrojen enerjisi üzerinde ciddî çalışmalar yapıldığına şahit olduk. Ancak, gelinen seviyenin dünya (özellikle de Avrupa) standartlarının hayli gerisinde olduğunu itiraf etmek durumundayız.
Ânî ölümler ve fecî kazalar
İzin müddetini geçirdiğimiz günlerde, sıklıkla yaşanan ölümler ve trafik kazası vak'alarını duyduk. Bunların bir kısmını, gazetemizde çıkan "Taziye" ve "Geçmiş olsun" ilânlarından sizler de biliyorsunuz.
Bilvesile, yakınları vefat eden dostlara bir kez daha taziyelerimizi sunarken, hasta ve yaralı durumdaki dost ve kardeşlerimize ise geçmiş olsun dileğinde bulunuyoruz.
Bu arada, çok ânî bir ölüm vak'asına şahit olduk ki, anlatamadan geçemeyiz.
Bulunduğumuz beldede, Bursa'dan "Motorcu Ömer Abi" diye bilinen Ömer Ekler Ağabeyle komşu evlerde oturuyorduk. (Üstad'ın otomobilini tamir etmekle de mâruftur.)
Bir gün sabah saatlerinde evlerinde bir telâş olduğunu fark ettik. Hemen koştuk gittik ki, Ömer Ağabeyin muhtereme eşleri Ayten Hanım âniden düşüp bayılmış.
Sol tarafında da kısmî felç belirtileri olan Ayten Hanımı yarım saat içinde gelen ambulansla hastahaneye kaldırdığımızda, vücudunda hiçbir hareket yoktu.
Önce Geyve Devlet Hastahanesine, hemen ardından Sakarya Devlet Hastahanesine götürülüp derhal yoğun bakıma alındı. Doktorların açıklamasına göre, hasta şiddetli beyin kanaması geçiriyor.
Yirmi dört saat boyunca yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtulamayan Ayten Hanım, 30 Ağustos Çarşamba günü Hakk'ın rahmetine kavuştu.
Herbir taraftan hastahaneye koşup gelen aile efradını teselli etmek kolay değildi.
Aynı gün cenazeyle birlikte Bursa'ya gittik. Merhume, ertesi gün İstanbul dahil Bursa ve civar şehirlerden gelen kalabalık bir cemaat eşliğinde ebedî istirahatgâhına tevdi edildi.
Tam da Cevşenü'l–Kebir duâsı okunduğu anda düşüp komaya giren Ayten Hanımteyzeye Cenâb-ı Hak'tan rağmet ve mağfiret diliyoruz.
Uyanma vakti
Koğuş kalk! Meclis uyan!
* Askerlik yan gelip yatma yeri değil: Askerimiz Lübnan'a gitmeye hazır olsun.
* Meclis yan gelip yatma yeri değil: Milletvekilleri yaklaşan seçimlere hazırlıklı olsun.
* Bakanlık yan gelip yatma yeri değil: Kültür Bakanı uyuklamamaya gayret etsin.
* Başbakanlık yan gelip yatma yeri değil: Başbakan'ın Çankaya'ya çıkmasına herkes hazırlıklı olsun.
11.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|