Bölgede Büyük İsrail mi gerçekleşme şansına sahip yoksa bölgenin yeniden taksimi mi? Elbette İsrail’de kimileri, tasavvur ve temenni dairesinde Büyük İsrail düşünü görüyorlar. Bununla birlikte bu fantazinin kuvveden fiile çıkması ve imkân dairesine yükselmesi mümkün değil. Hayal olarak, hayal aleminde kalarak kuvveden fiile çıkamayacaktır.
Ancak bir de B planı var ki bu da Bernard Lewis gibilerinin düşlediği Ortadoğu’nun yeniden taksimidir. İngilizler ve Fransızlar Ortadoğu’yu taksim etmişlerdi. Şimdi ise ABD ve İsrail Ortadoğu’yu İngilizlerden sonra ikinci kez parçalamak istiyorlar. Plana Pentagon da destek veriyor. Bu Ortadoğu’nun yeniden parçalanmasının zaruretini gündeme getirenlerden birisi Bernard Lewis idi. Bunu Pentagon dergisinde yazmıştı. Daha sonra Ralph Peters yine Pentagon dergisinde ikinci kez bu meseleye parmak bastı. Ortadoğu halklarına hiç sormadan hayalindeki Ortadoğu’yu çizdi. Churchill gibi yine cetvelle.
Bölge ırki ve mezhebi sınırlara göre yeniden bölünüyor. Gerçekten de bu çizilenlerin irhasatı yaşanmaya başlandı bile. Irak fiiliyatta üç parçaya bölünmüş durumda. Barzani sonunda Irak bayrağının indirilerek Kürt bayrağının göndere çekilmesini emretti. Irak’ta bir iç savaşı ve bölünmeyi uzak gören Bush’dan ise ses seda çıkmıyor. Aslında 1991 yılında Irak’ın bölünmüş olması gerektiğini ve bu fırsatı kaçırdıklarını Holbrooke bizzat ifade etmişti. Şimdi bu çark dönüyor ve kuvveden fiile yani imkân dairesine çıkıyor. Aslında Holbrooke doğru söylememiş. 1991’de bölünmenin temelini atmışlar. Bu 2003’te defacto hale geldi. Hukuki zemin kazanması biraz daha zaman alabilir.
***
Bu bağlamda, ABD’nin eski Hırvatistan Büyükelçisi ve Irak konusunda uzman olan Peter Galbraith, Irak’ın kuzeyindeki yerel Kürdistan yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesinin kaçınılmaz olduğunu ve Türkiye için en iyi stratejinin, Kürtlerle ilişkileri iyi tutmak olacağını söyledi. ABD’nin başşehri Washington’da bulunan Ortadoğu Enstitüsü’nde bir konuşma yapan Galbraith, Irak’ın bölünmüş bir ülke olduğu gerçeğinin de kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Irak zaten bölünmüş durumda. ABD yönetimi de aksini iddia etmiyor veya Irak’ı yeniden birleştirmeye çalışmıyor” demektedir.
Tarih saati ileriye doğru çalışıyor. Irak’ta bütünlük sağlayabilmek için “tek bir millet anlayışı” gerektiğini, ancak bu anlayışın da da Irak’ta var olmadığını söyleyen Galbraith sözünü şöyle bağlamış: “Kürtler, Irak’ın bir parçası olmak istemediklerini zaten en baştan belirtmişti. 1991 yılından bu yana zaten bağımsız bir Kürdistan var.”
Kirveliğini Amerikalılar yapıyor. Şiiler de müttefikleri Barzani’ye ses çıkarmıyorlar. Zira sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Bu bölünmeden en fazla zararlı çıkacak olan taraf ise Sünniler. Ralph Peters ise gelecekte Sünnilerin yeni bir Finike Devleti pozisyonundaki Suriye ile birleşebileceklerini öngörüyor. Iraklı Sünni milletvekili Salih El Mutlak, Irak’ın kuzeyinde Irak bayraklarının indirilerek Kürt bayraklarının çekilmesi talimatını veren Kürt liderlerini sert bir dille eleştirerek, Kürt liderlerini Irak’a hakaret etmekle suçlamıştır. El Mutlak, “Bugün zorla alınan, başka bir gün zorla yeniden dikilir” demiştir. Haysiyetlerini, halklarını ve topraklarını koruyabileceklerini söyleyen El Mutlak konuşmasını şöyle sürdürmüş: “Hiç kimse, bir başkasının toprağından küçücük bir parça bile alabileceğini tahayyül etmesin...”
***
El Mutlak gibiler birlikten bahsederken vakıa bölünmekten yana seyrediyor. Bunu da herkes görüyor. Şiî kesimlerde de federasyoncuların gücü artıyor. Newsweek dergisinin yazdığı gibi sözün bittiği yerde Sistani’nin ağzını bıçak açmazken şimdi Şiî camiada söz ve güç federasyoncuların ve misilleme ve intikam ateşiyle yanıp tutuşan milislerin eline geçmiş durumda. ABD ise Ralph Peters’in öngördüğü gibi Arapçı Şiileri kollarken İran’ın Irak’taki kolları da Arapçı Şiileri veya Şuubiyeci şiileri avlamakla meşgul. Gemide tepişme devam ederken gemi su alarak yoluna devam ediyor. Ama nereye? Kayalara veya diğer adıyla bölünmeye doğru hızla gittiği bir gerçek.
Pentagon bir iç savaş ihtimalinden söz ederken Bush iyimser bir havada konuşuyor. Ama hava kötümser. Yine NYT’nin haberine göre, mezhep kavgalarının sonucu olarak Irak’taki Iraklı kayıpları keskin bir şekilde tavana vuruyor (Iraqi Casualties Are Up Sharply, Study Finds, 2 September, 2006). Artık Sistani’nin zaptu rapt (restraining) politikası iflas etmiş bulunuyor. Ve Iraklılar bu kardeş kavgasının ateşinden güvenli bölge olarak gördükleri Kürt bölgesine kaçıyorlar. Bereket Arap ve Kürt politikacılarının bozduğunu hadiseler düzeltiyor.
Ralp Peters’in öngörüleri neredeyse bir bir çıkıyor. Selefleri Sudan’ı ikiye taksim ederken üçe bölünme riskiyle karşı karşıya. Güneyden sonra bir de Darfur meselesi ortaya çıktı.
Peters Belucistan’ın da İran ve Pakistan’dan ayrılarak bağımsız bir devlet olmasını öngörüyor. Özgür Belucistan. Nitekim onun kehanetini doğrular bir şekilde Belucistan’da büyük olaylar yaşandı. Polisin bağımsızlık peşindeki Beluci Lideri Nevab Ekber Bugti’yi öldürmesi üzerine büyük bir arbede yaşandı. İngiliz basını Müşerref’in koltuğunun sallanmakta olduğunu yazdı. Arapların ‘fi unki’ zücaca’ dedikleri gibi olaylar bıçak sırtında veya iğne deliğinden geçiyor. Bütün bunlar hayal demeyin. Bir zamanlar Singapur Malezya’nın bir parçasıydı. Daha dün Doğu Timor da Endonezya’nın. Belki deprem olmasaydı sırada Açe bölgesi vardı. Neden Belucistan, Darfur veya Kuzey Irak farklı olsun ki? Bunun böyle olmaması için herkesin müspet yönde çalışması lâzım.
03.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|