Savcılık açıklamasında “terör örgütü” diye nitelenen Ergenekon yapılanmasına yönelik operasyonun başlatılmasıyla eşzamanlı olarak mahkemenin koyduğu yayın yasağı sürüyor.
Ama bu nasıl bir yasaksa, uyan yok. Her gün gazetelerde manşetten verilip içeride sayfalar dolduran detaylı haberler tamgaz devam ediyor.
Gözaltına alınan ve ardından tutuklanan şahıslara atfedilen ifade tutanakları yayınlanıyor.
Dallı budaklı örgüt şemalarıyla birlikte, 2009 için planlandığı öne sürülen darbe hazırlıklarına ilişkin çok düşündürücü iddialar ortaya atılıyor.
Hattâ işin geldiği noktada, bu hazırlıkların, 2003 sonu-2004 başlarında kotarılmak istenen Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz rumuzlu başarısız darbe planlarının devamı olduğu öne sürülmekte.
Bilindiği gibi söz konusu iddialar geçen yıl Nokta dergisince gündeme getirilmiş; ama bu yayın sonrasında dergi, kapanmasıyla neticelenen amansız bir kampanyanın hedefi olmuştu.
Önce yeni bir andıç, ardından “TSK’ya dost STK’lar”la ilgili bir belge ve sonra da eski Deniz Kuvvetleri Komutanlarından birine ait olduğu ileri sürülen darbe günlüklerini yayınlaması, Nokta dergisini günlerce devam eden bir polis baskını ve akabinde çok yoğun bir dâvâ bombardımanı ile karşı karşıya getirdi.
Sonrasında da Nokta yayın hayatına nihayet vermek mecburiyetinde bırakıldı.
Basın tarihinde emsaline pek rastlanmayan bu görülmemiş hadisenin üzerinden fazla değil, sadece dokuz ay geçti.
Ve bugünlerde gerçekleştirilen Ergenekon operasyonu, Nokta dergisine yapılan infazın ara verdirdiği bir süreci, hiç tahmin edilmedik boyutlara taşıyor.
Dahası, ilk kez Susurluk’ta ortaya çıkarılır gibi olan, ama bugüne kadar bir türlü arkası getirilemeyen ipuçları, yine ilk kez bu operasyonla sağlam bir şekilde tutulabilmiş ve de nihayet sonuç almaya yönelik bir süreç başlatılmış gibi görünüyor.
Evvelce ifade verdirilmesi dahi başarılamayan bazı kişilerin bu operasyonla gözaltına alınıp tutuklanmaları, Türkiye’yi sürekli bir kaos ve kargaşa ortamında tutan ve toplumu yıllardır huzura hasret bırakan devlet içi çetelerle mücadele açısından tarihî bir milât oluşturabilir.
Ancak bu zorlu yolun henüz başında olunduğu da unutulmamalı. Bu mücadelenin kesin sonuca ulaşması, yakalanan ipuçlarının izini kararlı şekilde takip ederek, izler nerelere gidiyorsa oralara gidip, karanlıkta kalan hiçbir nokta bırakmama azmiyle çalışılmasına bağlı.
Bu çerçevede, söz gelişi, Nokta dergisini susturarak üstü örtülmek istenen Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz senaryoları mutlaka aydınlatılmalı.
Eğer bu senaryolar gerçekse, sorumlularından hukuk zemininde hesabı sorulmalı. Demokrasiye kast eden hiçbir hukuk dışı girişim, takipsiz, yaptırımsız ve cezasız bırakılmamalı.
Aynı şekilde, 2009 senaryolarının altında ne yattığı da açığa çıkarılmalı. Ve bu darbe planlarında rol üstlenenler deşifre edilip yargılanmalı.
Ergenekon operasyonunun ortaya çıkardığı karanlık ilişkiler ağıyla ilgili olarak kamuoyundaki yaygın kanaati, “Bu olsa olsa buzdağının görünen kısmı olabilir” şeklinde özetleyebiliriz.
Görünmeyen kısımlar da çözülmeli ki, demokratik ve şeffaf hukuk devletinin önü açılsın.
02.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|