İslâmın emir ve yasakları insanın sadece ahiretini değil, dünyasını da Cennete çevirir. Huzur dolu bir atmosfer içinde yaşamasını sağlar. Daha ahirete gitmeden Cennet zevkini yaşamaya başlar insan. Kişi bunu imanının kuvveti derecesinde hisseder.
Bunun yolu ise hiç şüphesiz dini öğrenmek ve yaşamaktan geçer.
Bunlar birer vitamin ve ilâç gibidir. İnsan gerekli vitamini alırsa kolay kolay hastalığa yakalanmaz. İlâç kullandığında da hastalıktan kurtulur.
Onun için mü’min herbiri birer manevî vitamin ve ilâç hükmünde olan dinin emir ve yasaklarını öğrenme ve bunları uygulama gayreti içinde olur.
İşte bu, mutluluk atmosferini sağlayan kurallardan birkaçı. Allah Resûlü (a.s.m.) buyuruyorlar ki: “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez. Tehlikeli bir durumda kalsa onu yalnız bırakmaz.
“Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını karşılarsa, Allah da onun ihtiyacını karşılar. Kim bir Müslümanın üzüntüsünü giderirse, Allah da Kıyamet Günü onun ayıbını örter.”1
Allah Resûlünün (a.s.m.) herbiri ihya edici birer hakikat olan emirlerine uymayı hayat gayesi edinen Sahabe bu hakikatlere canla başla sarılıyor, en tehlikeli anlarda bile kardeşliğin gereğini yerine getiriyorlardı. Onlar biliyorlardı ki kendisi için istediğini diğer bir mü’min kardeşi için de istemedikçe tam inanılmış olunmazdı. Yine biliyorlardı ki, kişi mü’min kardeşinin yardımına koştukça Allah da ona yardım ederdi.
Onlar yine kardeşliğin gereği olarak kardeşlerine aslâ zulmetmiyor, hak ve hukuklarını çiğnemiyor, tehlikeli bir anda onu tek başına bırakmıyorlardı. Ölüm anında bile belki içeceği bir yudum suyla hayatını kurtarabilecekken, su isteyen diğer bir kardeşini kendi nefsine tercih ediyor, suyu kendi içmeyip kardeşini tercih ediyordu.
İşte bunun içindir ki onlar yücelmiş, yükselmiş, rıza-yı İlâhîyi yakalamışlardı.
Bir an için düşünün, siz maddeten veya mânen müthiş bir sıkıntı içindesiniz. Birisi gelse derdinize merhem sürse, sıkıntılarınızı giderse, rahatlatsa ne kadar sevinir, mutlu olursunuz.
Siz de böylesine bir sıkıntı içinde olan kardeşinizin yardımına koşabiliyorsanız, hadis-i şerifin ifadesiyse Allah da böyle bir anda sizin bir vesileyle ihtiyacınızı karşılayacaktır. Siz birilerinin üzüntüsünü gidermişseniz, Allah da en dehşetli mahşer gününde sizi üzüntüden, rezil rüsvay olmaktan kurtaracaktır.
İşte İslâm kardeşliği, kardeşlik ufku!
Dipnotlar: 1- Buharî, Mezalim: 3; Müslim, Birr: 58.
08.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|