Siyaset rüzgârı, merkezden esmeye başladı. Sağın merkezinden toplumsal uzlaşmanın duyarlılıklarına uzanan ve kapsama alanına ötekini de alan bir genişleme yelpazesiyle. Son aylarda çözüm odaklı siyaset üretmede demokratik cesareti ortaya koyan DYP, iç heyecanını ve vatandaşın beklentilerini seslendirmede farklılık yakalamaya devam ediyor.
Güneydoğu’dan “Dağdan ovaya siyaset” söylemi ile kamuoyuna yeni bir açılım kazandıran Ağar, ardından gerekçelerini ve iddiasını sürdürmeyi başardı.
Basından izlediğimiz kadarıyla, hafta sonu Denizli’deki miting, vatandaşla kucaklaşmanın ve onu merkeze almanın sinyallerini veren sıcak buluşmalara sahne olmuş. Geçmişin birikimlerini ve misyonun emektarlarını harekete geçiren bu gayretler, dünün ihmal edilmiş mensuplarına nefes aldırdığı gibi, yön veren bir kılavuz görevi de görmektedir.
Nitekim, bugün İstanbul’da sivil anayasa paneli yapacak olan DYP, 12 Eylül’ün ürünü mevcut anayasayı tekrar sorgulama ve bireyi esas alan bir yapılanmanın sinyallerini veriyor.
Akademisyenler, siyasetin duayenleri ve medya üçlüsü ile yeniden düşünmenin, çözümü siyasette ve meydanlarda aramanın yanında Ar-Ge boyutlu ilmi mutfak çalışmaları da siyaseti güçlendirmektedir.
Yaşanan bu süreci, bundan sonrasına ait tasavvurları ve hedefleri, DYP’nin ileri gelen bir isminden dinleme imkânımız oldu. Muhatabımız, birikimlerine inanan, siyasetin tecrübe imbiğinden geçmiş, Demokrat Parti-Adalet Partisi çizgisine vakıf yaklaşıma sahip bir çerçeve çizdi.
Bu hafızayı günümüze adapte etmenin, gençliği çekim merkezine almanın ve kalitelerini vitrine taşımanın hazırlığı içinde olduklarını, tabanı önemsediklerinin üzerinde durdu. Egede son bir haftadır yaptıkları ziyaretlerle ilgili izlenimlerini heyecanla aktardı. Vatandaşla kaynaştıklarını ve özlemle kendilerine sarıldıklarını anlattı. “Bizden bekledikleri, onların hassasiyetini anlamak, samimiyet ve tevazu içinde hizmet etme heyecanımızı yansıtmaktır” dediğinde inançlı ve karalı bir başarıya kilitlendiğini müşahede ettim.
Bir özeleştiri yapma ihtiyacı duydu. Geçmişte merkezî atamaların ve listelerin tanziminin oluşturduğu kırılmalara ve rehavete sebebiyet veren yanlışlara değindi. “Siyaseti, siyasetçi yapmalı. Teşkilat ve bölge şartlarına göre tabanın tercihlerine saygılı olunmalı. Gittiğimiz her yerde teşkilatların en çok seslendirdiği konu bu” dedi. Çünkü geçmişte ağızları yanmış. Umutlarını diriltmeye çalışıyorlar.
Genel başkanın çıkışlarının olumlu dalgasının doğru algılandığına değinen muhatabımız, sonuçtan memnundu.
Parti olarak ev ödevlerine daha çok çalışmanın, toplum önderleriyle diyalog kurmanın ve entelektüel mesajlara ağırlık vermenin yoğunluğuna girmişler. Her katmandan görüş ve teklif alıyorlar. İstişarî sistemlerini her kesime yaygınlaştırıyorlar.
Lider kadrosunun güçlendirilmesi, seçmeni okuyacak teşkilat bilincinin arttırılması ve söylemlerini en makul ve geniş demokrasi zeminine oturtmanın devam eden hazırlıkları içindeler.
Muhatabımız, yeni simalarla kadro zenginliğine açık olduklarını belirtti. Farklılığı bireyin talepleri ile özdeşleştirecek bir yapılanmanın sürekliliğine değindi.
Uzun sohbetimizin sonunda bende oluşan kanaat; Siyaset rüzgârında DYP yelkenini şişirecek bir atmosferin oluştuğudur. Eğer halkın rüzgârına bağlı kalır, kendi yelkenine de sahip çıkarsa, DYP’nin önünde ciddi bir engel görünmüyor.
Genel başkanın avantajı; öncelikle maratoncu ve enerjik bir yapıya sahip olması. İkincisi de halkın içinde olması. Dur durak bilmeden yakaladığı sosyal sonuç ve yakaladığı performans, ciddi strateji ve çalışma dosyaları ile de besleniyor.
DYP kurmayından edindiğimiz izlenim, bu mayanın tuttuğu.
Sohbette son dört seçimin analizinden bugüne yolculuk yaparken, en dikkat çeken şey bilgi, birikim ve öngörünün öne çıkmasıydı.
07.12.2006
E-Posta:
[email protected]
|