Hayat kesitlerimi beşer yıllık fasılalara bölmeyi tercih ederim. Bir tasavvurun veya hedefin başlangıç ve altyapısı için asgari süreyi beş yıl olarak görürüm. 10’ar basamaklarla ömrümüzün yaşanan devrelerini düşünürsek, şu anda beşinci basamaktayım. Yani “beşinci 10”un içindeyim.
10’arlı sistemi kendi içinde birinci ve ikinci yarım olarak planlayabiliriz. Şu anda 5. basmağın II. yarısındayım. Bu vesileyle epey kopya verdim yaş kütüğüm hakkında. Allah, hepimize sağlıklı ve hayırlı bir ömür nasip etsin.
Birinci on yılımız, mama dönemi ile başlar. İlk öğretimin birinci kademesi ile devam eder. Çocukluğun masumiyet yıllarıdır. Görme, merak etme, bol soru sorma, oyun, okul, şefkat ve algılama bolluğunun ifade edilmeyecek derecede bol yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde ikinci on yıl, tamamen eğitim ve öğretim dönemidir. İlköğretimin tamamlanması, lise eğitimi ve üniversiteye girme çağıdır. Ergenlik sivilceleri, tatlı heyecanlar, masumiyetin kişiliğe bürünen hali... Lise ikinci sınıftan itibaren bölüm tercihi ve ona bağlı eğilimlerimizin şekillendiği meslek tercihleri gündeme oturur. Yoğun ve stresli üniversiteye hazırlanma telaşı ve gerginliği içinde sınav maratonu ve üniversiteli olma hayali ile bunu gerçekleştirme heyecanının hakim olduğu uyarıcı ve tepkili bir dönem…
Kişiliğini önemseyen, alıngan, heyecanları hırsa dönüşen, kontrolü zor ve hislerine hakim olamayan bir delikanlı vardır artık. En çok geleceği merak eden, iş ve aş planları yapacak bir üniversite başlangıcındadır. Derken üniversiteye öğrenci olma, yeni ortama alışma ve gurbette geçecek üniversite yıllarında edinilen yeni arkadaşlıklar, değişen konu ve gündemlerle tanışılır. İkinci 10’u tamamlamaya yakın üniversiteyi yarılamış veya başlamış bir eşiktedir.
Üçüncü on yıl, üniversiteyi bitirme ve meslek sahibi olma isteğinin şuurlandığı bir dönemdir. Gelecek planları yapılır. Evde kulağa fısıldanan güzel temenniler yaşanır. Hayalinde her gün bir işe girer ve çıkar. İş beğenmez. Farklı olduğuna ve her şeyi en iyi bildiğine inanmıştır ki, arzuladığı dünyanın gerçeğini aramaya koyulur durur. Bunu bulamamanın hayal kırıklığı ile hayatın graniti olan gerçeklere çarpılır adeta.
Umutları dalgalanır, cesareti artarken bazen kırılır ve yen içinde kalmaz. Erken teşhis eden ve yargı cümlesi kuran, tahammülü ve sabrı sınırlı bir genç vardır. Tecrübeye ve önerilere fazla aldırış etmeyen, tatlı kurgularının gerçeğini arayan bir define avcısı gibidir. Her teşebbüsü bir define bulma azmindedir. Her teşebbüsü, yeni bir definenin başlangıcı olacak şekilde sonuçsuz kaldıkça, tükenmeyen umutla uzun süre macerasını bile yaşar.
Okul biter, telaş ve gündem yoğunluğu artar. İş bulunur. İşe alışılmaya çalışılır. Hayalini süsleyen ve yakın telkinlerin resimlediği bir prenses/prens vardır rüyasında. Bunu arar durur sessizce veya seslice. İkilemler yaşar. İçindeki ses ve görünen hevesler çoğu zaman barışık olmazlar. Galibi olmayan bir oyun başlamıştır artık.
Aile ve diğer çevre faktörleri kararlarının etkin ve gizli ortağıdırlar. Bazen de aleni ve belirgin kural koyucudurlar. Kısmet gelir bulur sizi. Akıl ve planlama geri gider, hissiyatın serencamında. İşi, aşı ve eşi olan bir dönemin okul sonrası tempolu yorgunluklarında gençliğin dinamizmi hayat vermiştir yeni umutlara ve diğer 10’luk basamaklara.
Dördüncü on, hayatın ve kariyerin pekişme ve çekişme dönemidir. Bir önceki 10’lu basamağın doğru veya yanlış tercihlerine göre yaşanan veya iyileştirilerek/rotası değiştirilerek/ilerlenerek yol alınan en verimli kendisiyle buluşma dönemidir. Gelişmenin ve olgunlaşmanın önemli basamağıdır. Tekamülün hacim doluluğudur. Fıtratın gerçekleşmesi veya kendini planlayamamanın tezatlı dönemidir. Yalnız, otobana girmeden önce son çıkış şansı da vardır. Bu dönem, tamamen yenilenme ve tekraren kendini gözden geçirme, rehabilitasyon veya diplomaya bağlı rutinin dışına çıkma faklılığının potansiyelini de taşır. Kendi iç dinamiklerinin tatmin ve başarı durumuna göre yol rehberini, yol haritasını ve paradigmalarını yenileme cesaretini gösterebileceği sağlıklı ve dirençli yılların güzel mevsimidir.
Diğer onlar basamağı... Beşinci 10’a gelince... Kırkını devirmenin kırılgan, metin ve esnek üçgeninde sorgunun zirvesi yaşanır. Kendini bulmanın taçlandığı veya taşlandığı derin ve anlamlı bir dönem... Yutkunası heyecanlar, boğumlu tahammüller ve enfüsileşen ruhani halin tefekkür dalgası...
Daha sonraki basamak mı? Onu yaşayacak ömür nasip ve kısmette varsa, ifadesi mümkün olacaktır... Erbabı yazarsa, erken öğreniriz... Mesela edip insan İslam Abi yazmalı bunu…
10.09.2006
E-Posta:
[email protected]
|