Dünsüz, bugün olmuyor
İnsanoğlu bir garip yaratık. Ne geçmişten alabiliyor kendini, ne de gelecekten. Ne de içinde yaşadığı halden kopabiliyor. Duyguları yarınlarda dalgalandığı gibi, dünlerde de dalgalanıyor. Onun için yaşıyor olduğu halin içerisinde; bir geçmişte nefes alıyor, bir gelecekte.
Şu an içinde yaşadığımız günün duygularına bir baksanız, görünen genelde dünün esintileridir. Dünsüz yarın diye bir şey yok. Her dün bir yarının basamağını oluşturuyor.
Yani dünlerin bir başlangıcı, yarınların da bir sonu herkes için farklı.
Bu sanırım yüce Yaratıcının ezelî ve ebedî olması ile alâkalı bir durum.
Muhteşem gençlik, muhteşem ihtiyarlık doğuruyor
Epeyce bir dün tüketmiş dede ile konuşuyorum. “Ne anladınız hayattan?” diyorum. Bir iç geçiriyor, derin bir nefes alıyor ve adeta o günün kayıtlarını zevkle çıkarmak için çaba harcıyor. Ve gençleşiyor neredeyse… Gözlerinin içi gülüyor.
“Hey gidi günler, heeey!” deyişi, içinde çok şeyler taşıyor. Dede gençleşiverdi adeta. “Ne varsa bugün diye yaşadığım, hep muhteşem dünlerin ürünü” diyor. Epeyce bir konuştuktan sonra, bu gün yaşadıkları dün ile pek örtüşmediğinden olsa gerek, ‘Beni neden çağırdın o günlere hemşerim?’ dedi.
Ses tonundan anlattıklarının heyecanının derecesi çok rahat anlaşılıyordu. Sesi bile titrekleşti. İhtiyarlığın da bir nimet olarak algılanması mümkün. Ama bu direkt olarak bakış açınızla alâkalıdır.
Dede ile sohbetimizin sonucu mu: Muhteşem ihtiyarlık hayalleri kuranlar, muhteşem gençlik yaşamış olmalılar.
Şu an kayıttasınız, dikkat!
Dün ile yarın içinde hayalen gezerken, insan çoğu kez bir şeyi gözden kaçırıyor. Hayal gezintisi yine bir zaman diliminde yapılıyor.
Çekimler yapılırken, an be an ‘dün’ üretmekteyiz. Bu satırları yazarken de bir bir ‘an’ları ‘dün’ yapmış değil miyiz?
Dün, yani telâfisi mümkün olmayan.
Dün, geçip giden ve bir daha dönmeyen.
Dün, yönetmeni olduğumuz filmin, zaman dilimi.
Dün, an be an, gün be gün biten filmlerimiz.
Bir teklifim var size; bir film izlemeye var mısınız?
Gelin, ‘dün’ çekimi biten filmimizi bir izleyelim.
Sonra bu filmin eksik kalanlarını bir bir not edelim. Bilirsiniz biz iyi izleyici olan bir toplumuz. Onun için çoğu gerçekleri izleyerek daha iyi anlarız. Bari kendi filmimizi de izleyelim ki, gördüklerimiz bizi daha bir derinden etkilesin.
Ne yapmak istedik, ne yaptık?
Hep yapmak istediklerimiz ile yapamadıklarımız hatıralarımızda vardır. Ve çoğu zaman yapmak istediklerimiz, yaptıklarımızın çok çok ötesinde bulunur. Nedense yapmak istediklerimiz gerek nitelik olarak ve gerekse nicelik olarak hep çoktur.
Biz yapmak istediklerimizden değil, yaptıklarımızdan hesaba çekileceğiz. Hesap hanemize yaptıklarımız yazılacak. Nice hayal dünyasında yaşayıp da, bunları hayata yansıtamayan insanlar var. Onun için onlar hep anlatır dururlar.
Burada önemli olan, izlediğimiz film kayıtlarına girenlerdir.
Olmuşlar ve olacaklar, bahsimizin dışındadır.
Bütün mesele, şu anda izlenecek filmde neler var.
Haydin bakalım, çekim başladı.
05.08.2006
E-Posta:
[email protected]
|